Asgari Ücret Tespit Komisyonu görüşmelerine Aralık ayı içerisinde başlanacak. Görüşmelerde belirlenecek olan asgari ücret zammı, ülkedeki 10 milyondan fazla emekçinin geçim mücadelesini ilgilendiriyor.
Ýşveren örgütleri, işçi sendikaları ve Çalışma Bakanlıðı'nın katılacaðı asgari ücretin tespitine ilişkin toplantıda, patron ve hükümet tarafının bir kez daha çalışanları maðdur edecek politika izleyeceði öngörülüyor. Ýşçi sendikalarının temsilcileri ise milyonlarca kişiyi ilgilendiren asgari ücret için, insanca yaşam mücadelesinde ısrarcı olacak.
ÜCRET TESPÝTÝ DEÐÝL; DEMOKRASÝCÝLÝK OYUNU!
AKP Hükümeti'nin, Asgari Ücret Tespit Komisyonu ile bir kez daha 'demokrasicilik' oynayacaðı söylenebilir. Zira, komisyondan çıkacak sonuç, '2013-2015 Orta Vadeli Ekonomik Program' ile önceden belirlenmişti. Bunun için 2013 Programına göz atmak yeterli. Programın 'Sosyal Güvenlik Kuruluşları' alt başlıðında, Asgari ücretin 2013 yılı Ocak ve Temmuz aylarında yüzde 3 oranında artırılması öngörülmüştür" deniliyor.
Milyonlarca kişi asgari ücretle sömürülürken; yine milyonlarca kişi de bu düşük ücretten de mahrum. Ülkede 50 milyondan fazla 15 yaş üstü insan var ancak bunlardan sadece yarısı gelir getiren işe sahip. Ayrıca, 10 milyondan fazla kadın da 'ev kadını' olarak görülüyor; dolayısıyla gelirleri olmadıðından, işsiz kabul edilmeliler. Yine kayıt dışı çalışanlar da, bu tabloya dahil edilmeli.
TÜRKÝYE VE KÝMÝ ÜLKELERDE ASGARÝ ÜCRET
Türkiye, asgari ücret belirlemede diðer pek çok ülkeden 'cimri' sayılabilir. Belçika, Hollanda, Fransa, Ýrlanda gibi ülkelerde asgari ücret, Türkiye'dekinden 1000 Euro fazla. Asgari ücret oranında Türkiye'den daha 'cimri' olan ülkeler ise Bulgaristan, Romanya, Estonya, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Polonya, Hırvadistan. Yunanistan'daki asgari ücretler ise yine Türkiye'dekinden 250 Euro daha yüksekte.
Türkiye'de hükümetler asgari ücreti, çalışan kişinin zaruri ihtiyaçlarını baz alarak saptıyor. Çalışanın kendisinin ve ailesinin hayatını insanca sürdürebilmesi dikkate alınmıyor.
Türkiye'de 16 milyon kişi ise ücretli sınıf statüsünde. Örgtütsüzler ve pazarlık hakkını kullanamıyorlar. 16 milyon ücretli çalışandan 2,5 milyonu memur; 1 milyonu kamu işçisi; 1 milyonu TÝS kapsamında işçi; 12 milyonu da TÝS kapsamı dışında işçi.
AÇLIK-YOKSULLUK SINIRI VE MÝLYONLARIN GELÝRÝ
Bu rakamlarla birlikte açlık ve yoksulluk sınırları karşılaştırıldıðında, ülkede aç ve yoksulların çoðunluðu temsil ettiðini söylemek mümkün.
Türkiye'de yoksulluk sınırı 2005 yılında 1700 TL düzeyindeyken; açlık sınırı 537 TL idi. Aynı yıl asgari ücret ise 350 TL olarak belirlenmişti. Geçtiðimiz yıl da yoksulluk sınırı ortalama 2900 TL, açlık sınırı 891 TL iken; asgari ücret 644 TL düzeyindeydi. Yıllar geçse de, aradaki 'uçurum' kapanmıyor: 2012'deki yoksulluk sınırı 3074; açlık sınırı 943 TL olarak ele alınırken; yine bu yıl asgari ücret 720 TL civarında. Yani, açlık-yoksulluk sınırı işçi ve memur maaşlarından, milyonların gelirinden birkaç kat daha fazla.
AKP Hükümeti ekonomide olumlu bir tablo çizmede ısrar etse de, gerek resmi gerekse de resmi olmayan rakamlar, onu yalanlıyor. Ekonominin yalnızca zenginler için olumlu bir ilerleme seyrettiði ise gerçek.