Türkdoðan: 26 yıldır deðişen bir şey yok

Türkdoðan: 26 yıldır deðişen bir şey yok

ÝHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoðan, ÝHD’nin 26 yıllık sürecinde Türkiye’de deðişen bir şey olmadıðını, Kürt ve Alevi sorunlarının çözülmediðini, işçi ve emekçilere yönelik baskı, demokratik taleplere yönelik şiddet politikasının, aðır yaşam hakkı ihlallerinin hızından bir şey kaybetmediðini vurguladı. AKP’nin insanlık suçu işleyenlerle anlaştıðını belirten Türkdoðan, düşünceleri nedeniyle cezaevlerinde tutulan binlerce insanın serbest bırakılmasını istedi.

ÝHD, kuruluşunun 26. yıldönümü nedeniyle genel merkez binasında basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısında konuşan ÝHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoðan, bu yıl her gün insanların tutuklandıðı, öldürüldüðü bir ortam sebebiyle resepsiyon gerçekleştirmeyeceklerini ifade etti. ÝHD’nin darbe döneminde kurulan bir dernek olduðuna ve yürüttüðü mücadelenin zorluklarına dikkat çeken Türkdoðan, yaşamını yitiren ÝHD kurucu, üye ve yöneticilerinin isimlerini tek tek andı.

ÝHD Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erbey’in halen cezaevinde olduðunu hatırlatan Türkdoðan, Erbey’in halen tutuklu olmasının ülkenin rejiminin karakterini yansıttıðını vurguladı. Yargıyı baðımsız olmadıðı ve iktidarın yönlendirdiði bir durumda olması nedeniyle tanımadıklarını ifade eden Türkdoðan, “Son yargı paketi ile savcılar ve yargıçları uyarmalı, siyasi iktidar. Yargıç ve savcılar, uluslar arası sözleşmelere baðlı kalarak görevlerini yerine getirmeli, iktidara baðlı deðil. Bu nedenle bugün cezaevlerinde bulunan binlerce kişi serbest bırakılmalıdır. Bu kadar uzun tutukluluk zulümdür” dedi.

26 YILDA DEÐÝŞEN BÝR ŞEY YOK

26 yıllık süreci deðerlendiren Türkdoðan, “Bunca zaman içinde deðişen bir şey olmadı. Ýktidarların otoriter yapısı 26 yılda deðişmedi. Bunda ısrar ediliyor. En önemli problem de budur. Tekçi ve otoriter yapının nedeni demokrasi kültürünün olmamasından kaynaklanıyor. 26 yıl boyunca hazırladıðımız raporlar deðişmedi. Rakamlar deðil, başlıklar önemli. Hep aynı konular. Aðır yaşam hakkı ihlalleri, örgütlenme ve gösteri hakkının bastırılması, ifade özgürlüðü sınırlandırılıp cezalandırılmakta, insan onuruna uygun mahpusluk rejimi uygulanmamakta, ekonomik ve sosyal haklar alanındaki kazanımlar yok edilmekte, toplumsal muhalefete ve ötekileştirilen herkese adli ve idari baskı politikası uygulanmaktadır” diye konuştu.

26 yıl önce ordunun yönetim zihniyetine sahip iktidarların, bugün polis devleti uygulamasıyla siyaset yaptıðına dikkat çeken Türkdoðan, “26 yıldır yeni ve demokratik bir anayasaya kavuşamadık. Kürt sorununu çözemedik. Silahlı çatışmalar devam ediyor. Alevilerin taleplerini görmezden gelmeye devam ettik. Ýşçi ve emekçileri daha fazla sömürmeyi başardık. Cezaevlerini düşüncesini açıklayan insanlarla doldurduk. Bu olumsuz tablo uzatılabilir. Kimse o koltuklarda ebediyen kalmamıştır. Bugün cezaevlerinde bulunan binlerce insanın son yargı paketiyle serbest bırakılmasını istiyoruz. Ýnsan hakları savunucuları, 26. yıla özgür girebilsinler” ifadelerinde bulundu.

‘AKP ÝNSANLIÐA KARŞI SUÇ ÝŞLEYENLERLE ANLAŞIYOR’

Türkiye’nin halen yargı yetkisini tanımamakta ısrar ettiði Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni (UCM) kuran Roma Statüsüne katılımının, her türlü iç ve dış sorunuyla yüzleşebilen medeni toplumların bir parçası haline getireceðini belirten Türkdoðan, “Ancak siyasal iktidar bu yüzleşme sürecinden uzak durmak istemektedir. Adım atmayıp ötelemekte direniyor. UCM tarafından tutuklama kararı çıkarılan insanlıða karşı suç işleyen Sudan Devlet Başkanı Ömer El Beşir ile antlaşmalar imzalamaktadır. Bununla yetinmeyen AKP hükümeti, son yargı paketiyle insanlıða karşı suç işleyen katillere özel af getirdi” dedi.

‘BÝR HALKA BU KADAR ORANTISIZ, ÖLÇÜSÜZ ŞÝDDET UYGULANMAZ’

“Uluslararası insan hakları sisteminin en önemli kazanımları olan Roma Statüsü ve BM Kayıplar Sözleşmesi’nin Türkiye tarafından onaylanması için aktif bir mücadele yürüteceðiz” diyen Türkdoðan, 14 Temmuz’da Diyarbakır’da yaşananlara ilişkin de şunları söyledi: “Mitingi yasaklama gerekçesinde ‘kamu güvenliði tehlikesi’ deniliyordu. Ancak müdahale edildikten sonra bu tehlike ortaya çıktı. 54 kişi arkadaşımız yaralandı. Birkaç milletvekili de yaralananlar arasında yer alıyor. Halkın temsilcilerine yapılan muamele halka yapılmıştır, bu nedenle kınıyorum. Şehir kuşatma altına alınmıştır. Acaba Kürt coðrafyasında bilmediðimiz kanunlar mı var, bu bilmediðimiz kanunlarla mı yönetiliyor? Halkın taleplerini şiddetle bastırmaya kalkışırsanız halkın öfkesini artırırsınız. 30 yıldır denenen bu yöntemle sonuç alınamadı. Bir halkın üzerine bu kadar orantısız, sınırsız, ölçüsüz gaz bombası atmaya hakkınız var mı? Ýktidar maalesef temel hak ve özgürlükleri saygılı olmadıðı gibi bunları koruması gerektiðinin de farkında deðil. Bu durumda bizim en önemli kazanımımız ise insan hakları deðerlerine baðlı bir biçimde ahlaki olarak yürüttüðümüz mücadele azmimizdir.”

Son yargı paketiyle tutuklu ve hükümlülerin tahliye konusuyla ilgili bir soruya ise Türkdoðan şu yanıtı verdi: “Bu konuda söylenebilecek söz, tutuklu kişilerin mahkemelere yazı yazarak, serbest bırakılmalarını talep etmesidir. Hükümlüler konusuna gelince ilgili yasal çerçevede cezaları az kalanlar açık cezaevlerine sevk edilmelidir.”

‘ÝSÝM DEÐÝL ZÝHNÝYET DEÐÝŞMELݒ

Özel Yetkili Mahkemeler’in (ÖYM) deðiştiðinin uygulamada belli olacaðını dile getiren Türkdoðan, “ÖYM’ler deðişti deniyor fakat düşünce yapası deðişmedikçe uygulamada deðişmez. Eski alışkanlıklarla bir şey deðişmeyecektir. Yeni yargıçlar atadılar, ismine de ‘özgürlük hakimleri’ dediler. Bu yargıçlar özgürlük kavramına uygun ve hukuku işletmezlerse biz de o zaman kendilerine başka bir deyim bulacaðız” dedi.