Tuğluk: Barış olacaksa Öcalan’ın koşullarının düzeltilmesi zorunludur

Tuğluk: Barış olacaksa Öcalan’ın koşullarının düzeltilmesi zorunludur

DTK Eşbaşkanı Aysel Tuğluk, Öcalan’ın bu halkın eşitlik, özgürlük, barışı isteyen dili, kendisi olarak özgürleşmesi gerektiğini dile getirerek, “Sayın Öcalan’ın barışa ve çözüme etkin katılımı bu şartlar altında mümkün değil. Bu nedenle eğer bir çözüm, barış isteniyorsa bunun koşullarının oluşturulması gerekiyor. Sayın Öcalan’ın diyalog kuracağı koşulların yaratılmasını istiyoruz. Barış ve çözüm için bunun zorunlu olduğuna inanıyoruz” dedi.

BDP Kadın Meclisi’nin 2. Olağan Kongresi, konuşmalarla devam ediyor. BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak’ın ardından konuşan DTK Eşbaşkanı Aysel Tuğluk, kadın yoksa yaşamında olmayacağını söyledi. Kadınlara ölümden beter bir yaşam sunulduğunu belirten Tuğluk, “Yürüttükleri mücadelede bedel ödedik. Öldük, öldürüldük. Mücadele tarihimizde işte yüz binler, milyonlar olduk. Bu sizin başarınızdır. Bu mücadelenizin başarısıdır. Hepinizi bu duruşunuzdan, mücadelenizden dolayı kutluyorum” dedi.

Kürt kadınları olarak iddialı, kararlı olduklarını ifade eden Tuğluk, “Kürt hareketine, mücadelemize güveniyoruz. Birkaç kadınla başlayan mücadelemiz, bugünün dünyada bir model haline geldi. Hiç kuşku yok ki, hiç kolay olmadı. Çok büyük bedeller ödendi. Kürt kadınının büyüyerek yürüdüğü bu yolda mücadele etmekten, isyan etmekten geliyor. Eşitsizliğe, adaletsizliğe karşı mücadele etmekten geliyor. Bu süreçte biz kadınlara çok büyük görev ve sorumluluklar düşüyor. İnanıyorum ki, bu kongremiz, barış mücadelesinde iddialı bir kararlaşmanın adımı olacak.  Kürt kadınları, Kürt siyasetçileri olarak barışa ve demokratik çözüme hazırız. Bunun bedelini ödeyip, mücadelesini veriyoruz. Özgür bir gelecek için Kürt siyaseti, adımlar atıyor. Sayın Öcalan bir kez daha önderlik sorumluluğunu, önderlik misyonunu yerine getiriyor. Özgür ve demokratik bir yaşamı birlikte inşa edelim diyor” diye konuştu.

‘ÖCALAN’IN KOŞULLARI DÜZELTİLMELİ’

Tuğluk, Öcalan’ın bu halkın eşitlik, özgürlük, barışı isteyen dili, kendisi olarak özgürleşmesi gerektiğini dile getirerek, “Sayın Öcalan’ın barışa ve çözüme etkin katılımı bu şartlar altında mümkün değil. Bu nedenle eğer bir çözüm, barış isteniyorsa bunun koşullarının oluşturulması gerekiyor. Biz Kürt kadınları Sayın Öcalan'ın koşullarının düzeltilmesini istiyoruz. Sayın Öcalan’ın diyalog kuracağı koşulların yaratılmasını istiyoruz. Barış ve çözüm için bunun zorunlu olduğuna inanıyoruz” dedi.

‘BARIŞI ERKEKLERİN İNSAFINA BIRAKMAYALIM’

Barışın tek taraflı gerçekleşemeyeceğini belirten Tuğluk, “İmralı’da görüşme yapmakla barış olmaz. Programı olmalı. Barış için iktidarın da tüm toplumsal kesimlerin de sorumlu davranmasıyla olur. Kürt kadınları olarak diyoruz ki; barış ve mücadelemizle, örgütlü gücümüz ve iddialı duruşumuzla biz bu topraklara eninde sonunda barışı getireceğiz. Devrimci demokrat kurum, örgüt temsilcileri, gelin barışı erkeklerin insafına bırakmayalım. Kadınlar olarak barışı biz getirelim” ifadelerinde bulundu.

‘SÜRECİN İÇİNDE OLMALIYIZ’

Tuğluk, mücadeleyi daha da yükseltme çağrısında bulunarak, şunları söyledi: “Büyük bir kararlılık, cesaretle, yürekle, inatla inadına barış diyelim. Maalesef bu süreçte biz kadınlar bu sürecin dışında tutulmaya çalışılıyoruz. Kadınsız barış ve demokrasi olmaz. Eğer gerçek bir çözüm olacaksa kadın bu süreçlerin içinde olmak durumundadır. Kadın barışın ve çözümün muhatabıdır, öznesidir. Çözümün ve barışın konuşulduğu, müzakere edildiği bu süreçte biz kadınlar olarak kendi öz örgütlülüğümüzle gücümüzle var olma mücadelesini yürütmeye devam edeceğiz. Barış isteyen, anneler ağlamasın diyen yiğit Kürt anaları, barış işte bu anaların yüreğinde. Barış bu anaların vicdanlarında. Tüm anaların, asker ve gerilla analarının bir daha çatışmaların yaşanmaması, ölümlerin yaşanmaması için vicdanlarını, yüreklerini ortaya koymaya davet ediyorum. Olası bir çatışmaya karşı tüm kadınları ‘dur’ demeye çağırıyorum. Ölümler olmasın istiyoruz. Bunun için sayın Öcalan’ı özgürleştireceğiz. Tüm tutsak yoldaşlarımızı da özgürleştireceğiz.”