Tutsakların Sesi Platformu Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a uygulanan tecridin sona ermesi için DTK Eşbaşkanı ve Hakkari Milletvekili Leyla Güven öncülüğünde başlatılan açlık grevi eylemlerine ilişkin yazılı açıklama yaptı. Sokakların tutulduğu, infazların, gözaltı ve tutuklama terörünün eksik olmadığı Türkiye ve Kürdistan coğrafyasında, özgürlük mücadelesinin de her geçen gün büyüdüğüne dikkat çekilen açıklamada, "Özellikle Kürt halk Önderi Abdullah Öcalan'ın durumu ve tecrit koşullarına karşı başlatılan açlık grevleri gözlerimizi yeniden hapishanelere döndürdü.

Leyla Güven’in 76. güne evrildiği ve onlarca tutsağın da sürdürdüğü açlık grevi eylemi şimdi dünyanın bir çok coğrafyasında ses getirdi. Keyfi nedenlerle tıka basa doldurulan hapishanelerde başta hasta tutsaklar olmak üzere tüm tutuklulara karşı tam bir faşist terör estirilmekte. Kürt halk önderi Öcalan üzerindeki tecrit terörü tam bir insanlık dışı duruma gelmiştir. Neredeyse 2,5 yıldır ailesiyle görüştürülmeyen Öcalan’ın tüm insani temel hakları gasp edilerek tam bir işkence uygulanmaktadır" denildi.

TECRİT ZULMÜN BİR PARÇASI

Türkiye cezaevlerinde yaşanan tecridin yeni olmadığı hatırlatılan açıklamada, her dönem iktidarının toplumun dinamik güçlerini tasfiye etmek ve topluma korku yaymak için cezaevlerinin kullanıldığına vurgu yapıldı. Erdoğan'ın cezaevlerine doldurduğu devrimci-yurtsever tutuklulara karşı zulmün bir parçası olarak da tecridi devreye koyduğu belirtilen açıklamada şu ifadeler yer aldı: "Bu zulme karşı mücadele eden Leyla Güven’in başlattığı açlık grevi eylemi haklı ve meşrudur.

Avrupa’dan, Hewlêr’e, Türkiye’den Kürdistan’ın her karışında Leyla Güven ve tüm açlık grevleri yürüten tutsaklarla omuz omuza olmak faşizme karşı mücadeleyi büyütmek olduğu anlamına gelmektedir. Faşizme karşı bedenlerini açlığa yatıran tüm yoldaşlarımıza karşı sorumluluklarımızın arttığı bu dönemde, yaşamın her alanında dayanışmayı büyütmek tarihsel görevimizdir.

Tutsakların Sesi Platformu olarak başta Leyla Güven şahsında olmak üzere hapishaneler ve diğer mücadele alanlarında açlık greviyle bedenlerini faşizmin tecridine, barbarlığına ve zulmüne barikat yapan yoldaşlarımızı selamlıyor, omuz başında olduğumuzu belirtiyoruz."