Trans Onur Haftası bir yürüyüş ile sona erdi
"Bize Bir Yasa Lazım" temasıyla bir haftadır süren Trans Onur Haftası, Taksim İstiklal Caddesi’nde yapılan bir yürüyüşle sona erdi.
"Bize Bir Yasa Lazım" temasıyla bir haftadır süren Trans Onur Haftası, Taksim İstiklal Caddesi’nde yapılan bir yürüyüşle sona erdi.
"Bize Bir Yasa Lazım" temasıyla bir haftadır süren Trans Onur Haftası, Taksim İstiklal Caddesi’nde yapılan bir yürüyüşle sona erdi. Nefret cinayetlerine karşı yasa isteyen Trans bireyler, “Gözümüzü dört açtık. Baş belası olacağız, baş ağrısı olacağız ama mutlaka nefret cinayetlerini durduracağız” diye haykırdılar.
Bir haftadır çeşitli etkinliklerle devam eden Trans Onur Haftası, Taksim’den Tünel’e yapılan coşkulu bir yürüyüşle sona erdi. LGBT örgütlerinin öncülüğünde Fransız Konsolosluğu önünde start veren yürüyüşe HDP milletvekili Erdal Ataş da katıldı. Yürüyüş birbirinden renkli görüntülere sahne oldu. Türkçe ve Kürtçe "Bize Bir Yasa Lazım" pankartını ile 60 metrelik pembe-mavi-beyaz trans bayrağın taşındığını yürüyüşte, hep bir ağzından, “Nefret öldürüyor, devlet görmüyor”, “Tayyip kaç kaç kaç ibneler geliyor”, “Ne hastayız, ne yalısız görün artık”, "Nerdesin aşkım, buradayım aşkım", "Transfobik devlet, yıkacağız elbet", "Tayyip fuhuş yap, onurlu yaşa", "Faşizme karşı bacak omuza", "jin, jiyan, azadi", "Ay, ayol, azadî ", "Dönmeyiz, biz bu yoldan dönmeyiz" sloganları atıldı. İstiklal Caddesi’nden gökkuşağı rengine boyayan Trans kadınlar, Armen kampı direnişi ve YPG/ YPJ direnişlerinin attıkları “Kobanê ‘de direnen kadınlara bin selam” sloganlarla selamladı.
BİZE BİR YASA LAZIM
Tünel Meydanı'nda bir araya gelen trans kadınlar adına açıklamayı LGBTİ Aktivisti Ebru Kırancı yaptı. Trans bireylerine yönelik nefret suçların artarak devam ettiğini hatırlatarak sözlerine başlayan Kırancı, Türk Ceza Kanununda yer alan “Haksız tahrik” indirimiyle yakalanan zanlıların cezalandırılmadığını, korunarak teşvik edildiğine dikkat çekti. “Devletin en tepesinde bulunan kişinin nefret dolu kültürünün her gün bizi hedef haline getirmektedir” diyen Kırancı, “Eşcinsel vekil adayı Barış Sulu üzerinden bizi hedef gösteren Erdoğan aynı gün iki arkadaşımızın saldırıya uğramasından sorumludur” dedi.
Yeni anayasal yapım sürecinde, eşitliği düzenleyen 10. Maddeye “Cinsel yönelim ve cinsel kimliği” ibarelerinin eklenmemesinin, AKP hükümetinin trans katliamlarına açık çağrısı niteliği taşıdığını vurgulayan Kırancı, “Açık ki değirmenini kanla döndüren sistem, yeni kurbanlara ihtiyaç duymaktadır. Bu yüzden bize acilen bir yasa lazım” diye konuştu.
‘KOBANÊ’Yİ YANGIN YERİNE ÇEVİRENLER, NEFRET KÜLTÜRÜNÜ YAYANLARDIR’
İç Güvenlik Paketi’ne de değinen Kırancı, bu paketini en çok trans bireylerini vurduğuna dikkat çekti. Üzerlerindeki devlet zulmünü katmerleştireceğini vurgulayan Kırancı, bu paketin cinayetleri meşrulaştıracağı gibi, kamusal alana alınmayan transların varlığını tamamen yok sayılacağını kaydetti.
Bugün Müslüman görünerek İslam devletine lojistik destek sağlayan ile nefret kültürüyle topluma karşı savaş yürütenlerin aynı kişiler olduğunu hatırlatan Kırancı, “Kobanê’yi yangın yerine çevirenler, bugün nefret kültürünü yayarak Kürdü, Lazı, Çerkesi, Aleviyi, Ermeniyi tüm azınlık kimlik ve ötekileri sistematik olarak katlediyor. Kobanê’de kafa kesenler, İstanbul’da Gül’leri katlediyor. Kobanê’de kadınları pazarlarda satanlar, sokak ortasında gençleri vuruyor” dedi.
‘ÖFKELİYİZ VE BU GİDİŞATI DEĞİŞTİRMEYE KARARLIYIZ’
"Öfkeliyiz! Ancak bu gidişatı değiştirme kararlılığımız da gün geçtikçe artıyor” diyen Kırancı, “Gözümüzü dört açtık, yaşanan her saldırının ardından daha da güçlenerek ve palazlanarak geleceğiz. Baş belası olacağız, baş ağrısı olacağız ama mutlaka nefret cinayetlerini durduracağız” diye konuştu.