TGC: 159 gazeteci cezaevinde

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) hazırladığı "İfade ve Basın Özgürlüğü, Türkiye’de tutuklu gazeteci sayısının Nisan sonunda 159’a yükseldiğini belirtti.

Avrupa Birliği’nin de desteklediği "İfade ve Basın Özgürlüğü" raporunda basın ve ifade özgürlüğüne yönelik artan ihlallere yer verildi.

Cumhuriyet gazetesinden Şeyma Paşayiğit'in haberine göre, raporda tutuklu 159 gazetecinin yanısıra “kaçak” durumda olan 123 gazeteci bulunuyor.

16 Mayıs günü bir açıklama yapan Özgür Gazeteciler İnisiyatifi, Cumhuriyet gazetesinin internet sitesi Genel Yayın Yönetmeni Oğuz Güven’in tutuklanması ile Türkiye’de tutuklu gazeteci sayısının 171’e yükseldiğini açıklamıştı.

Gazeteciler açısından dünyanın en büyük cezaevi haline gelen Türkiye Freedom House’un yayımladığı 2016 raporunda dört sıra gerileyerek 76 puanla dünyada 163’üncü, Avrupa’da ise 42’nci ve son sırada yer aldı. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün 2016 yılı raporunda da Türkiye’deki gerileme net bir şekilde görüldü.  Basın özgürlüğü endeksinde son 12 yılda 57 basamak gerileyen Türkiye, 180 ülke arasından 155'inci sıraya düştü.

TGC’nin raporuna göre 2017 yılının ilk dört ayında 46 yeni soruşturma ve 20 ilave dava açıldı. Raporda, hapisteki tüm gazetecilerin bir an önce salıverilmeleri, tutuksuz yargılanmaları ve beraatları talep edildi. İktidar ve sermaye baskısına son verilmesini isteyen TGC, gazetecinin görevini layıkıyla yerine getirmesinin olanaksız kılındığı, dolayısıyla da halkın haber alma hakkının ihlal edildiğini tespit etti.

Raporda sansür ve otosansürün de artışına dikkat çekilirken, elektronik sansür ile verilere ulaşmanın artık mümkün olmadığı eleştirisi yer aldı. Rapora göre günde ortalama 30 erişim yasağı, DNS engelleme, site kapatma ve sair şekillerde elektronik sansür uygulanıyor.

Raporda RTÜK’ün sansür uygulamalarına da tepki gösterilirken, gazetecilerin iş güvencelerinin olmadığına da dikkat çekildi. TGC, gazeteciler kamuoyunu bilgilendirme görevini yerine getirirken, iş güvencesine ve örgütlerine sahip çıkması, siyasetin ve siyasetçilerin karalama ve suçlama kampanyalarına muhatap olmaması ve işverenin insafına terk edilmemesini istedi.