TEV-ÇAND 5. Konferansı sonuç bildirgesi açıklandı

TEV-ÇAND 5. Konferansı sonuç bildirgesi açıklandı

Mezopotamya Demokratik Kültür ve Sanat Hareketi (Tev-Çand) 5. Konferansını gerçekleştirdi. Kon-feransa ilişkin yayınlanan sonuç bildirgesinde, yeni dönemin kültür, sanat ve edebiyat faaliyetlerinin akademik düzeyde yeniden örgütlendirilmesinin planlamasına ulaşıldıðı belirtildi. Bildirgede, başta sa-natçılar olmak üzere Kürdistan halkına, direniş kültürünü zafer ruhuyla yükselterek, ‘AKP faşizminin geliştirdiði kültür kırım politikalarına karşı durma” çaðrısı yapıldı.

Tevgera Demokratik Ya Çand û Huner ê Mezopotamya - Mezopotamya Demokratik Kültür ve Sanat Hareketi (TEV-ÇAND), 5. Konferansını gerçekleştirdi. KCK Kültür ve Sanat Komitesi tarafından yayın-lanan sonuç bildirgesinde, “Özgürlük mücadelemizin kültür, sanat ve edebiyat faaliyetlerinin olduðu tüm alanlardan gelen delegeler ile Eylül ayı içerisinde 5. Konferansını başarıyla tamamladı” dendi. Bildirgede, Konferansımız demokratik komünal deðerlerimizi iðne ile kuyu kazarcasına yeniden gün yüzüne çıkaran Önder Apo’nun yükselttiði tarihi direniş ve PKK öncülüðünde gerillanın devrimci operasyonla yükselttiði mücadele tarzına denk bir anlayışla kültür, sanat ve edebiyat alanında da fikir-zikir-eylem bütünlüðü içe-risinde pratikleşme temelinde bir kararlılıkla sonuçlandı” vurgusu yapıldı.

AKADEMÝK DÜZEYDE YENÝDEN ÖRGÜTLENME

Konferansın oldukça önemli gelişmelerin yaşandıðı bir süreçte toplandıðına dikkat çekilen bildirgede şunlar belirtildi:

“Oldukça önemli bir süreçte toplanan Konferansımız, ‘kültürel soykırım kıskacındaki Kürtleri savunmak’ için kapitalist modernitenin dayatmalarına karşı demokratik modernitenin inşa edilmesi ve Kürt toplu-munda yeni bir kültür ve kimliðin yaratılması hedefine baðlı olarak, insanlıðın hakikat arayışında içinde bulunduðu kriz koşullarının anlaşılıp aşılmasına dönük tarihsel, güncel ve siyasal deðerlendirmeler geliş-tirdi. Bunun yanı sıra 4. Konferanstan bu yana geçen süreçte kültür, sanat ve edebiyat çalışmalarını Önder Apo’nun “Kadro örgütlenmiş ve eylemsel kılınmış hakikattir” perspektifi ve 4. Konferans kararlaşması temelinde ölçülere vurarak deðerlendirmelere tabi tuttu. Bu ölçüler temelinde yeni dönemin kültür, sanat ve edebiyat faaliyetlerinin akademik düzeyde yeniden örgütlendirilmesi için yeni dönem çalışmalarını sekiz ayrı konuda aldıðı kararlarla planlamaya kavuşturdu.

‘SONUCA DOÐRU GÝTMEK ANCAK ÖNDER APO’NUN ÖZGÜRLÜÐÜ ÝLE MÜMKÜNDÜR’

Elde edilen zaferlerle özgürlüðe doðru ilerlediðimiz bir süreçte sonuca doðru gitmek ancak Önder Apo’nun özgürlüðü ile mümkün olacaktır. On dört yıldan bu yana esaret esaret altında tutulan Önder Apo’ya karşı geliştirilen saldırılar yeni bir boyut kazanırken, bir yılı aşkın bir süredir uygulanan aðırlaştı-rılmış tecrit Önderliðimiz şahsında tüm Kürt halkına ve insanlıða yapılan saldırıların zirvesini oluştur-maktadır. Önder Apo tüm bu amansız saldırılar karsısında büyük bir direniş göstererek, 1925’ten bu yana Kürt halkına yönelik olarak geliştirilen komploları ve AKP’nin faşist soykırımcı politikalarını boşa çı-karmıştır. Önderliðin her koşulda yürüttüðü bu direnişe paralel olarak Şemzinan ve Çelê’de geliştirilen devrimci operasyonlar bu büyük direnişin sonucunda gelişmekte ve zafere doðru ilerlemektedir. Konfe-ransımız tüm bu gelişmeleri detaylı bir şekilde deðerlendirmiş, sürecin zafer ve özgürlükle sonuçlanması için önümüzdeki süreçte her alanda 4. stratejik hamle döneminin militan fedai ruhuna uygun bir şekilde mücadelenin tüm çalışma alanlarımızda yükseltilmesi gerektiði vurgulamıştır.

BÝRLÝÐÝN ÖNEMÝNE DÝKKAT ÇEKÝLDÝ

Konferansımızda siyasal süreç, Suriye ve Batı Kürdistan merkezli gelişmeler Ortadoðu üzerindeki etkileri temelinde deðerlendirilmiş ve bu konuda önemli siyasal tespitlere gidilmiştir. Batı Kürdistan’da gelişen devrim sürecinde merkezi hegemonik sistemin, mevcut statükocu güçler ve işbirlikçi ilkel milliyetçilerin dayatmalarına karşı elde edilen kazanımların korunması için birlik çalışmalarının önemine vurgu yapılmış; güçlü bir meşru savunma duruşunun kültür-sanat alanında da kültürel direniş temelinde geliştirilmesi gerektiði belirtilmiştir.

TOPLUMKIRIM POLÝTÝKASI

Kürdistan ve Ortadoðu’da gelişen savaşlar fiziki ve askeri görünümlü olsa da, özünde uygarlıðın bugünkü temsilcisi olan kapitalist modernite ile demokratik modernite arasındaki kültürel savaştır. TEV-ÇAND açısından bugün içinde bulunduðumuz süreçte mücadelenin yoðunlaştıðı temel alan kültür alanı olmakta-dır. Ýnkar ve imha sisteminin bugünkü temsilcisi olan AKP’nin yeşil faşizmi eliyle bugün Kürtlere dayatı-lan, siyasi ve kültürel soykırımla toplumkırım politikalarıdır. AKP’nin bu ırkçı-faşist zihniyetine karşı dördüncü stratejik hamle sürecinin ruhuna denk bir şekilde ideolojik ve kültürel direnişi her alanda geliş-tirmek TEV-ÇAND’ın en temel görevi durumundadır. Konferansımız Önder APO’nun, gerillanın ve hal-kın geliştirdiði büyük direnişe paralel olarak, öncü düzeyde bir direnişle mücadeleyi yükseltmeyi ertele-nemez bir görev olarak önümüze koymuştur.

ALTERNATÝF SANAT

Konferansımız bölgemizde ve Kürdistan'da gelişen siyasal gelişmelerin kültür, sanat ve edebiyat alanına yansımalarını deðerlendirme ve çözümlemelere tabi tutarak şu sonuçlara ulaşmıştır: Bugün kapitalist hegemonik sistem Önderliðimizin geliştirdiði toplumsal hakikatin kendisi için bitiş olduðunu bildiði için, sanatı ve toplumsal hakikati kültür endüstriyalizmiyle tüketerek bitirmek istemektedir. Liberal bireycilik ve bireysel özgürlük felsefesini geliştirerek, bireyi toplumdan koparıp modernist yaşam tarzını hâkim kılmak istemektedir. Kapitalist modernitenin sanat anlayışını çözümleyen Önderliðimiz, "Hakikatle baðını yitiren sanatlar abartılı duruma düşerek ve minimalize olarak toplumsal gerçekliði ifade etmekten uzaklaşırlar" belirlemesiyle aslında tersinden alternatif sanatın toplumda nasıl gelişeceðinin perspektifini de sunmakta-dır.

‘KAPÝTALÝZMDE KÜLTÜR SANAT YOKTUR’

Kapitalist modernitenin geliştirmek istediði kültür-sanat anlayışında toplumsal kutsalları ifade eden kültü-rel deðerlerimizde anlamını bulan hakikat tutkusu deðil, tersine toplumun tüm kültürel ve ahlaki deðerle-rini en iðrenç yöntemleri kullanarak tüketme vardır. Bu anlamda kapitalizmde toplumsal kutsallar meta-laştırılan sanatla bitirilmek istenmektedir. Dolayısıyla kapitalizmde kültür-sanat yoktur. Yaşanan kültür ve sanat adına kültürsüzlüktür, sanat yoluyla geliştirilmek istenen tecavüz kültürüdür, asimilasyondur, kültürel soykırımdır. Bununla yaratmak istediði ise tüm kültürel deðer yargılarından ve hakikatten kopar-tılmış, olabildiðince çirkin ve ruhsuz bir toplumsal gerçekliktir.

DEMOKRATÝK MODERNÝTE ALTERNATÝFÝ

Merkezî hegemonik sistemin topluma hâkim kılmak istediði bu kültürsüz kültüre karşı demokratik modernite alternatifi ile insanı toplumun tarihsel komünal deðerleriyle buluşturmak, zihni ve vicdani şe-killenmesini geliştirmek, sürekli canlı ve diri tutarak toplumsal hakikatin kültür ve sanatıyla bütünleştirmek TEV-ÇAND faaliyetlerimizin temelini oluşturmaktadır. Kapitalist modernitenin yaratmış olduðu köksüz, tarihsiz ve kültürsüz zihniyet yapılarını yıkmak ancak zihniyet ve vicdan devrimi temelinde alternatif sistemi geliştirmekle mümkündür. Bu da toplumsal bireyde oluşturulacak bilim ahlakı ile ideolojik, felsefi, etik ve estetik deðer taşıyan derinlikli entelektüel birikimi gerektirmektedir. Bu birikimin yaratılacaðı temel alanlar akademiler, hayata geçirecek olanlar da akademik kadrolar olmaktadır. Kapitalizmin özelde sanat alanındaki korkunç tahribatları ve genelde Ortadoðu merkezli yarattıðı kriz koşulları düşünüldüðünde, kültür, sanat ve edebiyat alanı başta olmak üzere bilimsel temelli entelektüel çalışmalar için akademiler kurmak artık ertelenemez bir zorunluluk haline gelmiştir. O halde mevcut kriz koşullarını aşmak ancak zihniyet yapılarının deðişimiyle mümkündür. Önder APO demokratik siyaset, dil, kültür, tarih, sanat ve edebiyat akademileriyle bunların kadrolarının yaratılması gerektiðini belirtmiştir. Bu temelde akademileri-miz kültür-sanat çizgimizi esas alarak, hakikat aşkı ile toplum sanatını geliştirerek, toplumu eðitip kültürel deðerlerimizi zenginleştirerek gelişimini sürekli kılma misyonuna sahiptir. Bu temelde Konferansımız kültür ve sanat üzerindeki olumsuz etkilere karşı günlük olarak toplumsal bilinç düzeyini geliştirmeyi, halk sanatını savunma ve korumayı TEV-ÇAND emekçileri ve sanatçılarının önüne görev olarak koymuştur.

Kültür, sanat ve edebiyat çalışmalarını entelektüel görevler kapsamında tartışan Konferansımız, demokra-tik çoklu toplum ve onun özgür bireyine dayalı geliştirilecek kültür-sanat faaliyetlerinin önemine dikkat çekerek, buna karşı direnç gösteren geri ve yanlış anlayışlara karşı mücadelede somut kararlara girmiştir. Bu temelde sanatı ideoloji, felsefe, toplumsal ahlak ve örgütlülükten kopuk ele alan modernist sistemin bireyci, maddiyatçı ve popülist sanat ve sanatçı anlayışına karşı kültürel direniş ve demokratik komünal deðerle bezenmiş kültür, sanat ve edebiyat çalışmalarının yaratıcı bir şekilde geliştirilmesi kararlılıðı güçlü bir şekilde dile getirilmiştir.

‘ÖNCELÝK KAPÝTALÝST SÝSTEMDEN KOPUŞU GERÇEKLEŞTÝRMEKTÝR’

Bu temelde Konferansımız sanatçılarımızın demokratik moderniteyi inşa çalışmalarında öncelikle insan-lıðın kıyameti olan kapitalist sistemden kopuşu ve kaçışı gerçekleştirmeleri gerektiðini belirtmiştir. Çünkü genel olarak sanatçıların sanat anlayışında açıða çıkan durum, ideolojiden kopuk yaşama ve sanatsal düzlemde kendisini ifade etme gerçeðidir. Bu da ciddi yanılgıları beraberinde getirmekte, sorumluluk bilincinden ve ciddiyetten uzak bir biçimde starlaşma eðiliminin gelişmesine yol açmaktadır. Kültür-sanat çalışmalarında bu tür eðilimler demokratik komünal deðerlerimizden koparak, kapitalist modernitenin yaşam ve sanat anlayışına benzeşen iktidarcı eðilimleri geliştirmiştir. Dolaysıyla sanat anlayışında bu zihniyetten kaynaklı güçlü bir ahlaki duruş sergilenmediðinden, sanat alanı adeta bir sermaye alanına dö-nüşmüştür. Bu durum kapitalist modernitenin temel ayaklarından biri olan endüstriyalizme hizmet etti-ðinden, Konferansımızda ciddi eleştiri konusu olmuştur. Tüm bu yanılgılı ve yanlış yaklaşımlar Konfe-ransımızda mahkûm edilmiş, sanatçılarımızın hakikat yolunda verecekleri mücadelenin önemine vurgu yapılmıştır. Toplumsal hakikat arayışı toplumun başına bela olmuş kapitalist sistemin geliştirdiði bütün haksızlıklara karşı mücadele ile başlar. Acı çekmek görmenin bedeli ise, sanatçı da toplumun gören gözü-dür. O halde sistem karşıtı duruşu ilk yaşayıp yaşatması gereken kimse sanatçı olmaktadır. Çünkü sanat ve sanatçı toplumun kutsalıdır. Konferansımız toplumun kutsalı olan sanatçının toplumsal hakikati bütünlüklü dile getirerek sanatına yansıtması gerektiðini önemle vurgulamıştır.

‘ORTA SINIF ÇÝZGÝSÝ VE LÝBERALÝZM DAYATMASI’

Yine 5. TEV-ÇAND Konferansımız 4. Konferanstan bu yana geçen süreci deðerlendirme ve çözümleme-ye tabi tutmuş, ideolojik ve örgütsel sorunlarımızı bir tanıma kavuşturmuştur. Bu temelde geçen süreçte yaşanan en temel sorunun orta sınıf çizgisi ve liberalizm dayatması olduðu tespit edilerek, bu çizginin tasfiyeciliði besleyen temel kaynak olduðu vurgulanmıştır. Bunun pratikte somutlaşma biçimi ise, demok-ratik komünal yaşam deðerlerinden kopmak, kapitalist modernitenin popülistleştiren ve starlaştıran yaşam ve ilişki tarzına savrulmak olmuştur. Bu durum kültür-sanat çalışmalarının birçok alanında kendisini farklı biçimlerde açıða çıkarmış ve kapitalist modernitenin yaşam deðirmenine su taşımıştır. Zaten modernitenin yapmak istediði de bireyi tarihsel- toplumsal deðerlerinden koparmak, gösteri toplumu kapsamına alarak kültürel soykırım temelinde asimile edip eritmektir. Çünkü gösteri toplumunda yaratıcılık yoktur, taklit vardır. Bu da bireyi ve toplumu maymunlaştırmaktır. Konferans platformu kültür-sanat çalışmalarımızda yaşananları bu biçimde deðerlendirme ve çözümlemelere tabi tutmuş, güçlü eleştirilerle kültür-sanat çizgimizin demokratik komünal toplumun politik yaratıcılıðı temelinde geliştirilmesi gerektiði kararlılıðını açıða çıkarmıştır.

‘ZÝHNÝYET VE VÝCDAN DEVRÝMݒ

Bu temelde oldukça sıcak ve yoðun gelişmelerin yaşandıðı bir dönemde gerçekleşen Konferansımız, kül-tür-sanat çalışmalarımızda ideolojik ve örgütsel sorunlarımızı kapsamlı bir şekilde tartışarak, tüm kadrolar, çalışanlar ve sanatçılarımızın zihniyet ve vicdan devrimi temelinde yeni akademik çıkışla hamle yap-malarını ertelenemez bir görev olarak önümüze koymuştur. Yine tüm çalışma alanlarımızda ideolojik ve örgütsel netlikle 4. stratejik hamle sürecinin dönem görevlerini layıkıyla yerine getirmek için önemli ka-rarlaşmalara giden Konferansımız, tüm çalışma alanlarında Önder Apo’nun özgürlüðünü merkezine alarak, özgür Kürtlüðün yaşam ve mücadele ölçülerini her zamankinden daha fazla yükselterek çalışmalara ka-tılma kararlılıðını açıða çıkarmıştır.

‘KURUCU KADRO DÜZEYÝ ÝLE ÖRGÜTLENME’

Bunun pratikte yaşam bulması için kültür-sanat çizgimize baðlı kalarak, yeniden yapılanma temelinde ideolojik, teorik ve felsefi deðerlendirmeler yapan 5. TEV-ÇAND Konferansımız, önümüzdeki dönem perspektifi açısından entelektüel, politik ve ahlaki görevlerimiz temelinde tüm alanlarımızda akademik örgütlenmelerle gerekli ideolojik ve örgütsel perspektifi açıða çıkarılmıştır. Yine bu perspektifi hayata geçirecek olanın akademik kadro olduðunu, kadroların da kendilerini kurucu kadro düzeyi ile örgütlemesi gerektiðini belirtmiştir. Kadronun öncelikli temel görevinin de bu sorumluluk bilinciyle kültürel direnişi örgütleyerek, fikir-zikir-eylem bütünlüðü içerisinde Önder Apo’nun hakikat anlayışına ulaşması olduðunu önemle vurgulamıştır. Bunun gerçekleşme şansının her koşul altında eðitimlerin aksatılmadan yapılmasına, sanatın yaşamın kök kültürü ve toplumla iç içe ele alınıp demokratik ulus temelli kültürel inşanın ger-çekleştirilmesine baðlı olduðunu ifade etmiştir.

KÜLTÜRKIRIM POLÝTÝKALARINA KARŞI MÜCADELE ÇAÐRISI

Sonuç olarak Konferansımız tüm bu hususları kapsamlı deðerlendirme ve çözümlemelere tabi tutarak gerekli perspektifi açıða çıkarmış, 4. stratejik hamle sürecine partileşme ve Önderlik gerçeði temelinde, şehit Rüstem Cudi ve Arjin Garzan yoldaşların ideolojik öncülüðünde, Eriş ve Andok yoldaşların fedai militan ruhuyla her düzeyde katılımı esas alan bir netleşmeyi açıða çıkarmıştır. Kültür-sanat alanındaki bu netleşmede şehit Zerdeşt ve Hogir yoldaşlar kültür-sanat çalışmalarında sarf ettikleri büyük emeklerle yolumuzu aydınlatmışlardır. Bu temelde Konferansımız Önderliðe ve şehitlere baðlılık temelinde kararlara gitmiş, kültür-sanat çizgimiz ile kadro ve eðitim politikasına yönelik yeni kararlar almış, önümüzdeki süreci kapsayan planlamalar oluşturmuştur. Yine kültür, sanat ve edebiyat çalışmalarında kültürel soykırım kıskacını Önder Apo’nun yeni paradigmasıyla aşıp, demokratik ulusun demokratik komünal deðerler temelinde inşası için kararlılıðını ortaya koyarak, demokratik çoklu toplum ilkelerine dayalı ve kendi öz deðerlerini koruyan bir tavır içinde olacaðının sözünü vermiştir. Son olarak, başta Kürdistanlı kadınlar ve gençler olmak üzere tüm halkımızı direniş kültürümüzü zafer ruhuyla yükselterek, AKP faşizminin geliş-tirdiði kültür kırım politikalarına karşı durmaya ve duyarlı olmaya çaðırmıştır.”