Temelli: OHAL’i derhal kaldıracağız!

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, tüm siyasi partilerin vaatlerinin toplamının bir HDP etmediğini belirtti. Temelli, OHAL’i derhal kaldıracaklarını belirterek demokratik bir anayasa önerdi.

Ankara’da HDP Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş’ın manifestosunun açıklandığı toplantıda konuşan Temelli, yeni bir başlangıç yapmanın tam zamanı olduğunu belirtti.

Temelli, “Bugün ‘yeni bir başlangıç yapmanın tam zamanı’; demokrasiye, ekonomiye, yaşamın neşesine, coşkusuna, insanların kavgasız, çatışmasız bir arada yaşama arzusu üzerine vurulmuş tüm kilitleri açmaya geliyoruz” dedi.

Temelli’nin konuşması şöyle:

“Bildirgelerimizden yola çıkarak tek adamlığa, toplumsal kutuplaşmaya, israf ve şatafata nasıl son vereceğimizi bir bir kampanyamız boyunca anlatacağız.

Siyaseti tek kişiye biat kültürünün boyunduruğundan çıkararak özgürleştireceğiz.

Sarayda büyük usta Neşet Ertaş türküsü söylenmeye başlanmış; "seni ilelebet benimsin sandım"… Sarayın son kullanma tarihi 24 Haziran, sonra boşaltıyoruz…

HEPSİNİN VAATLERİNİN TOPLAMI BİR HDP ETMİYOR

Ortalık vaat kaynıyor. Bütün siyasi partilerin vaatlerini toplasanız bir HDP etmiyor. Bütün cumhurbaşkanı adaylarının demokrasi, hukuk ve insan hakları alanındaki sözlerini toplasanız bir Demirtaş etmiyor. Çözüm arıyorsanız, çözüm HDP’de.

Bu ülkede AKP iktidarından başka bir iktidar görmemiş milyonlarca genç var. Gençler, bize değil, kendinize bir şans verin. Sen’le değişir! Şimdi tam zamanıdır…

Bu ülkede 40 milyondan fazla kadın yaşıyor. 40 milyondan fazla kadın neredeyse yok sayılıyor! Kadınlar biz size başkaları gibi ortalık kirlendiğinde ortalığı temizleyin değil, gelin tam burada sözünüzü söyleyin diye çağrı yapıyoruz.

BİZİ ÖZGÜR KILAN HAKİKATTİR

Kürtler, Türkler, Ermeniler, Aleviler, Ezidiler, Süryaniler, Romanlar, emekçiler, kadınlar, gençler, çocuklar... Yalnız değilsiniz, HDP var. AKP sizin sesinizin kayyımı olmasın, sizin sesiniz tek adamlık rejiminin sustuğu yer olsun. HDP’ye oy versin ya da vermesin, farklı kimliklere, inançlara ve değerlere, sadece ve sadece halkların buna hakkı olduğu inancıyla sahip çıkıyoruz. Bizlerin kaybedeceği yazlık kışlık saraylarımız, vergi cennetlerinde paralarımız, biat ede ede yükseldiğimiz koltuklarımız yok. Kaybetmekten korkacağımız tek şey bizi hiçbir zaman yarı yolda bırakmamış halklarımızın güvenidir.

Özgürlük verilen bir armağan değil, yapılan bir seçimdir. Özgürlüğü satın alamazsınız, özgürlüğün kendisi olabilirsiniz ancak. Bizi özgür kılan hakikattir. HDP Hakikatin sesidir, onun mücadelesidir.

HDP’nin en önemli farkı, bu ülkenin omurgasını oluşturan konularda asla taviz vermemesi, toplumsal güven ve demokrasiye dayanan bir ekonomik ve sosyal yaşam vaat etmesidir. Bizler hep zor zaman dostu gibi, zor zaman partisi olduk. En ufak bir tehditte köşesine kaçanlardan olmadık. Halkımızın sahiplenmesiyle dimdik ayakta durduk. Başta Kürt Halkı olmak üzere tüm muhaliflere AKP el koyduğu araçlarla saldırdığı zamanlarda bile nefretin köreltici söylemlerine savrulmadık. Direndik, kararlı duruşumuzla ve cesaretimizle demokrasi ve barış mücadelemizi sürdürdük.

SORUMLULUK SAHİBİ BİR İKTİDAR VAAT EDİYORUZ

Biz her şeyden önce size sorumluluk sahibi bir iktidar vaat ediyoruz. İşçiler iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiğinde işi iyi bilmediklerini söyleyip işçileri suçlamayacağız. İşsizlik tırmandığında meslek bilmiyorlar deyip suçu halkın üzerine atmayacağız. Kadınlar şiddete uğradığında “öfkeli kocalar”ı öne atıp cinsiyetçiliği tartışılmaz kılmayacağız. Çocuklar istismara uğradığında “sapık erkekleri hadım edelim” deyip işin içinden sıyrılmaya kalkmayacağız. Bizim size en önemli sözümüz, tırnağınıza zarar gelse kendimizi sorumlu göreceğimizdir.

Halklara, inanç topluluklarına, emekçilere, kadınlara, gençlere en büyük sözümüz bu ülkenin hayalini kurduğu, demokrasiyi de ekonomiyi de eskisinden çok daha ileri taşıyan bir olağanlaşma sürecini başlatmaktır. Biz “yol köprü” iktidarı olmayacağız, İstanbul’da halkın paralarıyla yaptığımız milyon dolarlık mega projeleri Rize’de, Muğla’da Urfa’da yıllarca anlatmayacağız, biz Türkiye Halklarını bu zor dönemde sırat köprüsünden geçiren demokrasi ve barış savunucuları olacağız.

OHAL DERHAL KALDIRILACAK

Bildirgemizde olağanlaşma sürecinde hiç beklemeksizin OHAL’in yarattığı zararların bir toplumsal telafi programı ile onarılması sözünü veriyoruz. OHAL’i derhal kaldıracağız. OHAL ihlallerinden kaynaklanan yaraları hiç beklemeden saracağız. Biliyorsunuz, diktatörlüğün sureti, Kürt kentlerinde kayyımlarla hüküm sürüyor. Kayyımlığa son verip iradesini de, hizmetlerini de Kürt Halkına iade edeceğiz.

ADİL YARGI SİSTEMİ

Eşbaşkanlarımızdan vekillere, eş belediye başkanlarından tüm toplumsal muhaliflere sırf düşünceleri nedeniyle cezaevlerinde tutulanların özgürlüklerine kavuşması, siyasetin özgürleşmesi için gerekli adımları atacağız. Yüzlerce hasta tutsak iktidarın hırsı nedeniyle cezaevinde ve aileleriyle bir araya gelemiyor. Hasta tutsakların serbest kalmalarını sağlayacak adil bir yargı sistemi, HDP ile uygulamaya geçecek.

Yasama ve yargının siyasetin emrinden kurtulması için parlamentoda üzerimize düşen ne varsa yerine getireceğiz. Adalet Bakanını Hâkimler ve Savcılar Kurulu’ndan çıkarılmasını sağlayacağız. Bugün yargı deyince aklımıza ilk olarak adaletle değil talimatla çalışan bir tulumba mekanizması geliyor. Ama devlet sadece muhalifler karşısında değil kadın karşısında da, emekçi karşısında da, çocuk karşısında da yargıyla güçlüden yana bir ittifak kurmuş. Biz, bu ittifaka son verecek bir program vaat ediyoruz. Bizim vaat ettiğimiz sürecin hayata geçtiği bir siyasi yapıda, tekçilerin, güçlüden yana kendine koltuk ayarlayanların, cinsiyetçilerin, ırkçıların kendine yer bulabilmesine imkân yok.

EKONOMİYİ DEMOKRATİKLEŞTİRECEĞİZ

Bu süreci yönetimin ve harcamalarının şeffaflaşması, halkın yönetime katılımı ve yönetimi denetimi ile ilgili mekanizmaların oluşturulması yoluyla siyasetin çoğulculaşmasına dair adımlarımız izleyecek. Ekonomiyi demokratikleştireceğiz. Sosyal Haklar Programını hayata geçireceğiz. Hakça Dağıtım Sağlayacak bir sosyal büyüme modeli inşa edeceğiz. Tarım başta olmak üzere tüm sektörler doğa ile barışık gelişecek. Halk çiftlikleri ile işsizliğe ve yoksulluğa son vereceğiz.

Toplumun tüm kesimlerinin kangrenleşmiş sorunlarını ise, önemli önemsiz diye ayırmadan, görünmez kılınmış sorunları da kamuoyu önünde açıkça tartışılabilir hale getirerek bu çoğulcu mekanizma ile hep birlikte çözmeyi vaat ediyoruz.

DEMOKRATİK BİR ANAYASA

İnsanlar birbirinin yüzüne bakmaz, derdini duymaz hale geldi. Ortalıkta sadece faşizmin gürültüsü var. Bizim derdimiz bu gürültüye son verip bir toplumun toplum olmasını mümkün kılan her şeyin, demokratik taleplerinin duyulur olmasını sağlamak.

Bunun için atılacak ilk adımlardan birini de demokratik anayasa yapım sürecidir. Bizim için anayasa ezilenlerin haklarının garantiye alındığı, eşitsizlik, ayrımcılık ve yoksulluğun ortadan kaldırılmasını hedefleyen bir sözleşme. Türkiye’deki tüm toplumsal kesimlerin katılımı ile hazırlanacak Demokratik Anayasa, merkezin tahakkümüne karşı yereli, devletin tahakkümüne karşı toplumu, eril zihniyetin tahakkümüne karşı kadını, sermayenin tahakkümüne karşı emeği ve doğayı güçlü tutan yerel demokrasi ile güçlendirilmiş parlamenter sistemi anlayışını esas alacak. Türkiye toplumunun üzerindeki öfke küllerini silkelemenin, ortak sorunları birlikte konuşabilir kılmanın en güçlü adımı bu süreçte atılacak.

AKP iktidarı döneminde yaşadıklarımız hafızalarımızı yıkım ve çatışmayla kilitledi. Ama Türkiye Halklarının, demokrasi taşıyıcılarının güçlü bir barış hafızası var. Bildirgemizde öngördüğümüz olağanlaşma süreci, aynı zamanda bu hafızanın canlanması ve büyümesi için en önemli fırsatı sunacak.

Bildirgedeki her bir talebi, o alanın Komisyonları tüm boyutlarıyla değerlendirerek ve sağlamasını yaparak geliştirdi. Bu anlamda, ortak-kolektif bir sürecin ve emeğin ürünü olmanın gücünü de taşıyor. Emeği geçen tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyorum."