Temelli: Erdoğan düşerse, faiz de mazot da gübre de düşer

Temelli: Haziran’da yarım bıraktığımız işi 24 Haziran’da hep birlikte tamamlayacağız. Tüm halkımızla beraber hepimiz sandık görevlisiyiz. Sandıkları nereye götürürlerse götürsünler peşlerindeyiz.

HDP’nin 24 Haziran seçimleri için çalışmaları sürüyor. HDP Eş Başkanı Sezai Temelli Amed’in Ergani ilçesinde seçmenlerle bir araya geldi.

Temelli, Ergani’de yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“Ergani’ye gelirken dediler ki, ‘bizim halkla buluşmamız mümkün değilmiş’. Siz aklınızı mı yediniz, siz şaşkın mısınız? Biz çoktan buluştuk, bütün Türkiye buluştu. Kadınlar, gençler buluştu. Hepimiz ördüğünüz duvarın önündeyiz. Omuz omuza verdik faşizme karşı omuz omuza verdik. Hepimiz o duvarı yıkmaya geldik. 24 Haziran’da o duvarı sizin başınıza yıkacağız. Taş olacağız, Demirtaş olacağız, başınıza düşeceğiz.

Tam 16 yıldır bu ülkeye uyguladığınız zulmün son kullanma tarihidir, 24 Haziran. 24 Haziran’da sandıklara gideceğiz, oylarımıza sahip çıkacağız, zulme son vereceğiz. Bu ülkeye barış gelecek, demokrasi gelecek. Bugün tutsak olan tüm arkadaşlarımıza özgürlük gelecek.

‘Faşizme karşı omuz omuza’ dedik. Tüm Türkiye halkları yan yana geldi. Tecritten kurtulmak için yan yana geldi. Barışın önünün açılması ancak bu tecridin bitmesine bağlı. Bu tecrit bitmeden ülkeye barış gelmez. 2013 Newrozu'nda bu ülkeye nasıl barış geleceği açıklandığında; barışa sahip çıkan bizler olduk. Onlar ne yaptılar, barışa sahip çıkan bu onurlu halka söz vermek yerine çöktürme planı yaptılar. Şimdi diyorlar ki, yok çukur yok o yok bu. Bunlar televizyonda bizi seyrediyor, aklına fikir de gelmiyor, çukurdan bahsediyor. Ben size çukurdan bahsedeyim, hangi çukur biliyor musunuz sizin bir ayağınız çukurda. Gidiyorsunuz, bu ülkeye barış geliyor, demokrasi geliyor siz de gidiyorsunuz. Biz yetişemeyeceğiz gidişinize, çünkü milyonlar bahar halayında olacak. Ama siz çekin gidin, faşizmin çöplüğüne defolun gidin.

ACILARLA YÜZLEŞME ZAMANIMIZ GELDİ

Bu sabah barış annelerini ziyaret ettik. Orada da söyledik. Bu savaşın en büyük mağduru anneler. Bu ülkenin bütün anneleri çekti bu savaştan. O acılarla yüzleşme zamanımız geldi. Başka anneler acı çekmesin diye. Orada bir anne dedi ki, “Biz bu açıyla yaşayacağız bundan kurtuluş yok ama artık başka anneler, başka bir Kürt annesi, başka bir Türk annesi acı çekmesin, bu savaş bitsin”. Şimdi bize düşen bu savaşı bitirmek.

Bu savaşı bitirmenin yolu savaş politikalarına son vermekten geçiyor. Bu iktidar gitmeden bu ülkeye barış gelmez, demokrasi gelmez. Çünkü çözüm dediğiniz şey demokrasiye ihtiyaç duyar, demokratik zemine ihtiyaç duyar. Bu iktidar demokrasi zeminini kaybetmiştir. Bu iktidar Erdoğan iktidarıdır. Ya demokrasi ya Erdoğan iktidarıdır. HDP barajı yıkıp Parlamento'ya girerek bu ülkeye demokrasiyi getirecek ve bu ülkeyi Erdoğan’dan kurtaracak.

BU ÜLKENİN SAVAŞA İHTİYACI YOK

Bu iktidar savaştan başka bir şey bilmiyorlar. Bu ülkenin savaşa ihtiyacı yok. Bu ülkenin eğitime, geleceğini kurtarmaya, sağlıklı bir ekonomiye ihtiyacı var. Savaş bitecek ki her yere uzun gelsin. Oysa bunlar tüm kaynaklarını toplamayı, damatlar zengin olsun diye İHA, SİHA, Rusya’ya kaynak olsun diye nükleer santral ve Almanya’dan 400 tane tank alıyorlar. Ne yapacaksın bunlarla, Kürt’e düşmanlık. İçeride ve dışarıda Kürt halkı ile barış içinde yaşamaya hazır bir Türkiye var. Bu savaş zihniyetinden kurtulduğu zaman, bunu hep birlikte inşa edeceğiz.

SURİYE’NİN KADERİNİ SURİYE HALKLARI, IRAK’IN KADERİNİ DE IRAK HALKLAIR BELİRLEYECEK

Bakın, Irak Kürdistanı'nda referandum yapılıyor, ilk bunlar karşı çıkıyor. Yetinmiyor, Efrîn’e giriyor. Diyoruz ki Efrîn Efrînlilerindir. Efrîn’de Süryaniler, Êzidîler, Türkmenler, Ermeniler Kürtler var. Neden oraya savaşı getiriyorsunuz. Onlar huzur içinde yaşıyor Efrînliler evinde. Döndüğünde bu ülkede de huzur olur. O yüzden diyoruz ki barış Türkiye’dedir Suriye’dedir. Irak’tadır ve her halk kendi kaderini belirleyecek. Suriye’nin kaderini Suriye halkları, Irak’ın kaderini Irak halkları belirleyecek. Bizim sınırlarla bir derdimiz yok. Bizim derdimiz ortak vatanımızda, Demokratik Cumhuriyeti barışı inşa etmektir.

Bu savaş politikalarını müsebbibi Erdoğan iktidarıdır. Çıkmış 3 ay vaat ediyor. 2002’de de aynısını vaat ettin. 16 yıldır aynı yerde sayıyor. Ülkenin tüm kaynaklarını çarçur ettin. 16 yıl geçmiş hala diyor ki yasakları kaldıracağız. Her yerde OHAL var. Yalan söylüyor. İş adamlarına ‘ben iktidara gelirsem OHAL'i uzatacağım’ diyor. Savaş bir halk sağlığı sorunudur. Şimdi anlıyoruz ki bu savaş iktidarında bir akıl sağlığı sorunu da oluşmuş. Bu ülkeye 16 yıl boyunca yasaklar yoksulluk ve yolsuzluk hakim oldu. Ülkenin her yerinden yolsuzluk fışkırıyor, herkes yoksulluğa teslim. Açlık var artık, açlık. Bu ülkede açlık sınırının altında milyonlar yaşıyor.

ERDOĞAN DÜŞERSE, FAİZ DE, MAZOT DA, GÜBRE DE DÜŞER

En çok işsizlik de burada var. Amed’de, Ergani’de var. Türkiye’nin her yerinde yüzde 10, burada yüzde 30. İşsizlikle mücadele etmek gibi bir dertleri yok. Ergani’de her 10 kişiden 3’ü işsiz. Çiftçi perişan. Mazota, gübreye para yetiştirmesi mümkün değil. Çünkü döviz yükseliyor, faizler yükseliyor, mazot gübre fiyatı yükseliyor. Bunların düşmesi için Erdoğan düşmeli. Erdoğan düşünce, faiz de mazot da gübre de düşer. O zaman çiftçi ürününü eker, işsiz iş bulur, huzur gelir. O yüzden neyin düşeceğine neyin çıkacağına siz karar vereceksiniz.

24 Haziran’da barajı yıkarak Erdoğan’ı iktidardan düşürerek halkı iktidara hep birlikte taşıyacağız. Bunlar kayyumcudur, halk iradesine saygı göstermezler. Sevgili belediye Eşbaşkanlarımızı tutsak ettiler. Onların cezaevlerindeki onurlu direnişi bize güç katıyor. 25 Haziran sabahı onlarla da buluşacağız. Onlar da özgürlüğüne kavuşacak. Halkın iradesi yeniden yerel yönetimlerde de iktidara gelecek. Kayyumlar düşecek, halk iktidara gelecek.

Saçma sapan fezlekelerle milletvekilliklerini düşürdüler. O fezlekelerin birçoğunu cemaat yapılanması içinde olan savcılar yazdı. Onlara yargılanıyor, yoldaşlarımız. Bugün sevgili Selahattin Demirtaş tutukluysa o savcıların fezlekeleri nedeniyle tutuklu. Hiçbir arkadaşımızın suçu yok. Onların sevdası var. Tüm arkadaşlarımızı özgürlüklerine kavuşturmak sözümüz olsun. Sandıklara sahip çıkmak onların özgürlüğüne sahip çıkmaktır.

BU SİSTEMDEN BU ÜLKEYİ KURTARACAĞIZ

Bu ülkede hem demokrasi hem ekonomi sorununu birlikte çözmek gerek. HDP olarak öyle bir program yaptık ki, öncelikle bu sistemden bu ülkeyi kurtaracağız. Dedi ki, Cumhurbaşkanı adayımız Demirtaş söz verdi; “Saray'ı kullanmayacağınız” dedi. İlk tasarruf kalemimiz Cumhurbaşkanı Sarayı'dır.

Cumhurbaşkanı adayımız bir geçiş sürecinde ülkeyi tekrar demokratik bir yapıya kavuşturmak için çalışacağını söyledi. Biz de hep birlikte ortak vatanda demokratik cumhuriyet için kolları sıvayacağız. Türkiye’deki tüm kesimler demokratik bir anayasa yapmaya çağırıyoruz. Gelin hep birlikte bu enkazı kaldıralım. Cumhurbaşkanı adayımız Selahattin Demirtaş da, biz de HDP olarak söz veriyoruz. Ancak o zaman bu ülkeye demokrasi gelir. O zaman bu ekonomiyi de düzeltebilirsiniz.

BOŞ VAADLERLE BU GEMİ YÜRÜMEZ

Ekonomiyi öyle boş vaatlerle düzeltemezsiniz. Hepsi çıkmış ekonomik vaatler sunuyorlar. Ben de diyorum ki, gelin bir masanın etrafında oturalım ekonomi konuşalım. Bunlar hızını alamamış halkla alay edecek noktaya gelmişler. Bir tanesi ‘Aya 4 şeritli yol yapsak bu halk inanır’ diyor. Utanmıyorlar. O halk sizin aya yapacağınız yola inanmaz, yaptığınız yolların hesabını sormak için de 24 Haziran'da sandığa gidecek. Deli Dumrul yollarının hesabını sormak için sandığa gidecek. O köprülerden kimse geçmiyor, bedelini de Ergani halkı ödüyor.

Boş vaatlerle bu gemi yürümez. Biz bu gemiyi limana ulaştıracaksa kararlı mücadelemizle ulaştıracağız. Mutlaka kazanacağız dedik, asla diz çökmedik. Bu onurlu halkın mücadelesini hep başımız üstünde taşıdık ve biz kazandık.

Bu ülkede kötü giden her şeye son vermek için, ortak vatanımızda bir arada yaşayalım diye, işsizliğe, kadın cinayetlerine son vermek için, gençlerimiz kirli savaşta ölmesin diye sandığa sahip çıkacağız. 7 gün 24 saat çalışacağız. Bizim şifreniz 7/24. Gece gündüz çalışacağız. Evimizde ışıklar sönmeyecek Saray’ın ışıkları sönsün diye sabaha kadar çalışacağız.

SANDIKLARI NEREYE GÖTÜRÜRLERSE GÖTÜRSÜNLER PEŞİNDEYİZ

7 Haziran’da yarım bıraktığımız işi 24 Haziran’da hep birlikte tamamlayacağız. Tüm halkımızla beraber hepimiz sandık görevlisiyiz. Sandıkları nereye götürürlerse götürsünler peşlerindeyiz. Onlar nereye biz oraya. O sandıkları bizden kaçıramazlar. Oylarımıza sahip çıkacağız. Çünkü dün dediğimiz gibi, biz barış diyeceğiz. Bizi çekecekleri tuzaklara düşmeyeceğiz. Demokratik siyaseti var etmek için geleceğimize hep birlikte sahip çıkacağız.

Bizim yolumuzu umudun yolu. Bizler umudun yolcularıyız. Biz yürüdükçe umudun, barışın yolu açılır. Dönen dönsün yolundan, biz dönmeyiz.