Temelli: Mücadelemizle tecride son vereceğiz

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Leyla Güven için sessiz kalan çevrelere tepki gösterdi. Tecridin derhal kaldırılması gerektiğini belirten Temelli, "Mücadelemizle, bu tecride de son vereceğiz" dedi.

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Muş'ta halkla bir araya gelerek gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 

'LEYLA GÜVEN İÇİN NEYİ BEKLİYORSUNUZ?'

Temelli'nin konuşmasından satır başları şöyle:

"Bugün DTK Eşbaşkanımız, Hakkari Milletvekilimiz Leyla Güven'in açlık grevindeki 41’inci günü. 41 gündür Leyla Güven bedeniyle, fikriyle bu faşist zihniyete karşı direniyor, Türkiye toplumunu toplumsal barışa davet ediyor. Onun direnişi bize yol gösteriyor. Onun kararlı duruşu Türkiye’nin önünü açmaya yöneliktir. Çünkü Türkiye barışını arıyor. Türkiye bu ceberut iktidardan kurtulmanın yollarını arıyor. Bu yolları hep birlikte açacağız. Direne direne, dayanışa dayanışa barışın önündeki demokrasinin önündeki bu iktidardan kurtulacağız. 

Sizlerin huzurunda tüm Türkiye halklarına, sivil toplum örgütlerine, sendikalara, emekçilere, kadınlara ve barışı isteyen, demokratik bir cumhuriyette yaşama arzusunda olan herkese çağrı yapmak istiyorum. 41 gün çok uzun bir süre, daha neyi bekliyorsunuz? Gelin, bu barış mücadelesine destek olun, bu direnişe sahip çıkın. Leyla Güven’in açlık grevine kulak verin. Kulak verin ki geç kalmayalım, irademizi ortaya koyarak barışın önündeki bu anlayıştan hep birlikte kurtulalım. 

TECRİT

Sayın Öcalan’a uygulanan tecrit bu ülkenin barışına, demokrasisine uygulanan tecrittir. O yüzden mücadelemizle, bu tecride de son vereceğiz. Eğer güzel ülkemizde barış ve demokrasi içinde yaşamak istiyorsak tecride son vermeliyiz. Bu bizden önce bu ülkenin ve herkesin meselesi. Çünkü bir ülkeyi ülke yapan vatandaşların bir arada yaşama iradesidir. Sayın Öcalan'ın çağrısı da budur. Tecrit uygulayanlar bir arada yaşama iradesini yok sayanlardır. Biz de diyoruz ki biz ortak vatanımızda bir arada yaşayacağız. Demokratik cumhuriyeti inşa edeceğiz. 

'ERDOĞAN'DAN BİR ŞEY BEKLEMİYORUZ'

Erdoğan diyor ki 'bu ülkede artık  çözüm beklemesinler, çözüm mözüm yok.' Biz de diyoruz ki senden zaten çözüm beklemiyoruz, senden gelecek hayır Allah'tan gelsin. Sen gölge yapma yeter. Senin veya seninle beraber hareket edenlerin siyaseti bu ülkede tükendi. Bu siyasetin bu ülkeye vereceği bir şey kalmadı. Şiddet, zulüm, baskı ve tükenmiş siyasetle karşı karşıyayız. Yakında bu ülke bu siyasetten kurtulacak. Yeni bir siyaset başlıyor. O yeni siyaset filizlendi, büyüyor. Bu siyaset yerellerden başlıyor ve iktidara geliyor. 

'YENİ YAŞAM YERELLERDE İKTİDARA GELECEK'

Bu seçimlerde de tıpkı 2014’te olduğu gibi büyük bir başarıya imza atacağız. İşte o yeni siyaset, yeni yaşam yerellerde iktidara gelecek. Bu sadece belediyeleri kazanmak değildir. Büyük bir dönüşümün adımlarıdır. 

Bakın Rojava’ya yönelik saldırılardan medet umanlar ülkeyi bir kez daha içinden çıkılmaz bir yere sürükleyecekler. İktidarın bu tuzaklarına düşmeyelim. Bu ülkede bir arada yaşama iradesine sahip çıkmak Orta Doğu’ya barış getirecek adımdır. 

AVRUPA'YA TEPKİ

Ben burada Avrupa’ya da sesleniyorum. AB müktesebatı, Kopenhag kriterlerine dayanır. Kopenhag kriterleri çerçevesinde kurun ilişkilerinizi. Yoksa 'ben kendi huzuruma bakarım iktisadi çıkarlar çerçevesinde hareket ederim' derseniz bu savaş gelir sizin de kapınızı çalar. Bu iktidarla, Erdoğan'la pazarlık yapanlar kendilerini koruduklarını sanıyorlar. Oysa hem Suriye hem Türkiye halklarının hem de Avrupa halklarının aleyhine olan bu duruma gözlerini kapatarak büyük bir insanlık dramına neden oluyorlar. İnsanlar birbirine düşman oluyor. 

'İKTİDARDAN KURTULMAZSAK YAŞAMIMIZDAN OLACAĞIZ'

Hayır, biz Türkler, Kürtler, Araplar, Aleviler, Süryaniler, Êzidîler bir arada yaşıyoruz. Biz hangi dinden hangi inançtan olursak olalım bir arada yaşamaya devam edeceğiz. Bizim bir aradalığımıza nefret söylemi ile saldıran bu iktidara karşı şimdi yan yana gelme zamanı. Biz bu iktidardan kurtulamazsak sadece haklarımızdan değil yaşamlarımızdan da olacağız. 

'KAYYUMLARI SARAY'A POSTALAYACAĞIZ!'

İnsanları yoksulluğa mahkum ettiniz. En fazla nasibini alan illerin başında yine Muş geliyor. Çünkü bu iktidarın Kürt düşmanlığının bir izini de bu ekonomide görürsünüz. Bu iktidarın Kürt illerine yönelik tek icraati kayyum atamaktır. O zaman da Kürt illerinde yaşayan bizler 31 Mart’ta kayyumları süpürüp Saray’a postalacağız. 

Az kaldı. 3 buçuk ay var. 3 buçuk ay boyunca 7 gün 24 saat çalışacağız. Bu kayyumlardan illerimizi ilçelerimizi hep birlikte kurtaracağız. Sadece Muş’u, Ağrı’yı kurtarmayacağız, tüm Türkiye’yi kayyum utancından kurtaracağız. 

Şimdi bize düşen müşahit olmaktır, HDP çatısı altında örgütlenmektir. İnanıyorum ki bunu layıkıyla yerine getireceğiz. Çok kısa süre sonra tüm Kürt illerinde yerellerde umudun partisi HDP iktidara gelecek."