BDP yönetici ve üyeleri ile akademisyen ve öðrencilerin yargılandıðı Ýstanbul KCK Ana Davası'nı izleyen uluslararası heyetin bileşenlerinden biri de Ýngiltere'de kurulu olan Bertrand Russell Vakfı Başkanı Tony Simpson.
ANF'ye konuşan Simpson, yargılamanın geçmişte Ýrlanda'da yaşanan kitlesel yargılamalarla benzerlik gösterdiðini söyledi. Adliye içindeki ve çevresindeki askerleri işaret eden Simpson, "Burada inanılması güç büyük bir hapishane ve mahkeme görüyorum" dedi.
'ÝRLANDA SORUNU DEÐÝL, ÝRLANDA SORUSU'
Ýngiltere ve Ýrlanda da artık "Ýrlanda sorunu" yerine "Ýrlanda sorusu" kavramının kullanıldıðını hatırlatan Simpson, Ýngiltere'nin deneyimine ilişkin şunları söyledi: "Sinn Fein üyeleri ya da ÝRA ile baðlantılı oldukları düşünülen aktivistler geçmişte, yargılamalar bile yapılmadan izolasyonu esas alan H blokloruna konuldular. Bobby Sands ve arkadaşları ölüm oruçlarında yaşamını yitirdi. Bunlar Thatcher zamanında oldu. Britanya devleti bundan bir ders çıkardı. Başka yöntemler denemeye başladı. Siyasi yolu izlemeye karar verdi. Tony Blair'i eleştirmek için bir sürü sebep var, özellikle Irak savaşı konusunda. Ama Ýrlanda sorusu konusunda Tony Blair ve ekibi herkes ile konuştu. Sinn Fein'in önemli üyeleriyle, IRA komutanlarından Martin McGuinness ile konuştular ve ilerlemeler saðladılar. Bu ilerleme mahkemeler ile saðlanamaz ancak siyasi yollarla saðlanır."
'90 YIL SONRA EL SIKIŞTILAR'
Ýngiltere'nin Ýrlanda'yı 1922 yılında terk etmesine raðmen, Kraliçe ile Martin McGuinness'in 90 yıl sonra ilk kez tokalaştıklarını hatırlatan Simpson, çözümün tek yolunun diyalog olduðunun altını çizdi.
ÝRA'nın her zaman bir siyasi kanadının olduðunu söyleyen Russel Vakfı Başkanı Tony Simpson, şöyle konuştu: "Dolayısıyla siyasi diyalog için bir yapı vardı. Avrupa Parlamentosu da sorunun çözümüne yardımcı oldu. Protestan Ian Paisley, Katoliklerden John Hume, Avrupa Parlamentosu üyeleri. Belfasttan çok uzakta, AP'de görüştüler. Bu güven oluşumuna fayda sayladı."
2002 yılında imzalanan ve "Good Friday" diye bilinen anlaşmayı hatırlatan Simpson, "Türkiye'nin ihtiyacı Good Friday Anlaşması gibi bir anlaşma. O anlaşma, Katolikler, Protestanlar ve Ýngiltere hükümeti arasında bir anlaşmaydı. O diyalog süreci hala devam ediyor" dedi.