Tecridin kalkması, huzurun gelmesi demektir

Kürt Halk Önderi Öcalan'a yönelik devam eden tecride tepki gösteren Kürdistanlılar, tecridin kalması ile birlikte ülkeye, huzur ve barışın geleceğini belirtti.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik ağırlaştırılmış tecrit devam ediyor. Tecrit uygulamasının suç ve insanlık suçu olduğunu söyleyen Kürdistan halkı, bir an önce tecridin son bulması için çağrı yaptı. Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ve görüşmelerin sağlanmasıyla tüm Ortadoğu’ya demokrasi, barış ve özgürlüğün geleceğini belirten yurttaşlar ANF’ye konuştu.

Milyonların iradesi olan Kürt Halk Önderi Öcalan’a uygulanan tecridin kaldırılmasıyla birlikte bütün halkların ve inançların barış ve demokrasiye kavuşacağını söyleyen Süryani Evgil Türker, "Sayın Öcalan milyonların iradesidir. Böylesi bir iradeyi tutsak edip, ağır tecrit şartları altında tutulması ve sağlık durumuna ilişkin habersiz bırakılması kabul edilemez. Bunu bir Süryani olarak, tehlikeli görüyorum. Acilen ailesi veya avukatları ya da yeni kurulacak bir heyet ile iletişime geçilmeli, görüşme sağlanmalı. Yapılacak bir görüşmenin, birçok şeyi değiştireceğine inanıyorum. Bu sadece Türkiye’deki demokratik çözümler anlamında değil, Suriye, Rojava’da, Irak'ta ve Güney Kürdistan’da da birçok şeyi değiştirebilir. Çünkü milyonlarca insan sayın Öcalan’ın ne düşündüğü ne mesajlar vereceği beklentisi içerisindeler" diye konuştu.

DEFALARCA İSPATLANMIŞ BİR GERÇEK VAR

Milyonlarca insanın lider olarak gördüğü bir şahsiyetin zindanda ve tecrit koşullarında tutulmasının ne ahlaki ne de insani olduğunu kaydeden Veysel Yavuz (50) devamla şunları belirtti: "Her ne kadar bedenen dört duvar arasında tutuluyor olsa da fikir ve düşüncesiyle sıra dışı bir özgürlüğü yaşıyor ve yaşatmaya çalışıyor. Tecrit zaten insanlık suçudur. Bunu artık dünya biliyor ve görüyoruz ki dünya da Öcalan için, dayatılan tecridin kırılması için bir direniş, bir mücadele girişiminde bulunuyor.

Kürt Halk Önderi Öcalan tecrit altında kaldığı müddetçe, Kürt halkı da Türkiye ve Ortadoğu’nun tamamı da tecrit altında demektir. Başta Kürt halkı olmak üzere, Türkiye’de yaşayan ve vicdanını kullanan bütün halklar biliyor ki bu ülkeye barış, huzur ve demokrasinin gelmesi için tecridin kaldırılması lazım bu defalarca ispatlanmış bir gerçek."

'GÜÇLÜ BİR DAYANIŞMA İLE BÜTÜN CEZAEVLERİNİ BOŞALTABİLİRİZ'

Kürt Halk Önderi Öcalan ve bütün siyasi tutsakların özgür olması gerektiğine değinen Murat Algeyik, "Tecridi insanlık suçu olarak görüyorum. Kendine insanım, vicdan sahibiyim diyen herkesin bu tecrit uygulamasına karşı çıkması ve duyarlı olması lazım. Bu insanlık dışı tecridin kalmasıyla ülke ve hatta Ortadoğu'da insanlar ölmez, savaşın yerini barış alır. Artık insanlarımız ölmesin istiyoruz.

Bir tek Kürt, Arap, Süryani, Êzidî halkı değil, bütün halkların bu tecride karşı çıkmaları ve tepkisini ortaya koymaları gerekir. Öyle bir şekilde dayanışma içerisinde mücadele verelim ki Türkiye’deki bütün cezaevleri boşaltılsın, cezaevleri boş kalsın. Aslında bütün halklar bunun farkındadır, barış ve demokrasiye muhtaçtır ama sadece eylem açısından yetersiz kalıyorlar. Bütün halkların barış içerisinde yaşayabilmesi için Kürt Halk Önderi Öcalan üzerindeki tecridin acilen kaldırılması ve aile, avukatlarıyla görüşmelerinin önünün açılması lazım" şeklinde konuştu.

‘TECRİT İLE ÖCALAN'I HALKTAN KOPARAMAZLAR'

Ağır tecrit ile Öcalan'ın halktan koparılmaya çalışıldığına dikkat çeken M. Nezir Alp ise tepkisini şu sözlerle dile getirdi: "Türkiye, bu tecrit ile kendi kanunlarını ayaklar altına almış. Her ne kadar kendilerine göre bunu normal görseler de ben bunu şahsım adına çok ahlak dışı buluyorum. Sayın Öcalan’ı bu uygulamalarla bizden asla koparamazlar. Sayın Öcalan üzerindeki tecrit kaldırılırsa bütün insanların barışa dair umutları yeniden yeşerecektir. İnsanlığın da en çok buna ihtiyacı vardır. Artık hiçbir şeyden korkmadan bu umudun yeşerip güçlenmesi için sesimizi daha gür bir şekilde çıkartmalıyız."