TBM, çözüm sürecindeki eksikleri raporlaştırdı

TBM, çözüm sürecine ilişkin önerilerini ve iki yıl boyunca ortaya çıkan eksikleri raporlaştırdı. Raporda, kalekol yapımları, koruculaştırma politikası ve mayından arındırma gibi süreci olumsuz yönde etkileyen sorunlara da değinildi.

Türkiye Barış Meclisi, çözüm sürecine ilişkin önerilerini ve iki yıl boyunca ortaya çıkan eksikleri raporlaştırdı. Raporda, Kuzey Kürdistan'daki kalekol yapımları, koruculaştırma politikası ve mayından arındırma gibi süreci olumsuz yönde etkileyen sorunlara da değinildi.

Türkiye Barış Meclisi (TBM), Doç. Dr. Ayşe Betül Çelik, Gazeteci Murat Çelikkan, Doç. Dr. Evren Balta, Yrd. Doç. Dr. Nil Mutluer ve Doç. Dr. Levent Korkut tarafından hazırlanan "Çözüme Doğru: Olasılıklar, İmkânlar ve Sorunlar Üzerine Değerlendirme Raporu"nu Beyoğlu Cezayir Salonu'nda düzenlediği basın toplantısı ile kamuoyuna açıkladı.

TAHMAZ: ERDOĞAN VE AKP SÜRECİ ETKİLİYOR

TBM Sözcüsü Hakan Tahmaz, raporda Türkiye'nin kendi deneyimleri ve dünya deneyimlerinden de örnek ve karşılaştırmaların bulunduğuna dikkat çekerek, "Bu iki yılda ne yaşadık, ne oldu, eksikliklerimiz, hatalarımız nelerdi? Bunun fotoğrafını çıkarmaya çalıştık" dedi.

Tahmaz, Kürt sorununun bölge barışıyla iç içe geçtiğini ifade ederken, sürecin bölge barışının sağlanması açısından da hayati bir önem taşıdığını belirtti. Hükümet ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki çözüm süreci polemiğine değinen Tahmaz, bu tartışmaların "çözüm sürecinin geleceğini önemli oranda etkileyeceğini" söyledi.

Seçim çalışması yürütecek siyasi parti ve adaylara da seslenen Tahmaz, "Adayların çözüm sürecine hizmet eden bir seçim çalışması yapmasını temenni ediyoruz. Seçmenlerin de bunu göz önünde bulundurması bölge barışına hizmet edecektir" dedi.

ÇELİKKAN: SEÇİM BARIŞ SÜRECİNE KATKI SUNMALI

Gazeteci Murat Çelikkan, beş bölümden oluşan raporun giriş bölümünde Oslo sürecinin de ele alındığını dile belirtti.

Çelikkan, raporda çözüm sürecine ilişkin gözlemlerin yanında sorunların çözümüne yönelik önerilerin de yer aldığını aktararak, sürecin derinleşmesi ve kalıcılaşması açısından zayıf kalan noktalara da raporda ayrıntılı olarak yer verildiğini açıkladı. Savaşın en ağır mağduriyetini yaşayan kadınların katılmadığı müzakere süreçlerinin kalıcı olmadığına işaret eden Çelikkan, "Seçim sürecine giriyoruz. Barışın siyasi tarafları olan aktörler seçim sürecinde rakip siyasi partiler olarak toplumdan oy isteyecekler. Barıştan yana olan her aday ve kesim seçim sürecinde rekabetten çok barış sürecine katkı sunmalı" diye ekledi.

ÇELİK: KALICI BARIŞ İÇİN FARKLI ÇEVRELER DAHİL EDİLMELİ

Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ayşe Betül Çelik de, Türkiye'de uzun ve çatışmalı bir sürecin ardından gelinen aşamanın önemli olduğunu söyleyen Çelik, çatışmalı süreçlerin çok katmanlı sorunlar ürettiğini, bu sorunların çözümünün ise değişik mekanizmalar ve siyasi aktörlerin karşılıklı konuşmasını gerektirdiğini dile getirdi. Kalıcı bir barış için farklı çevrelerin devreye sürece dahil edilmesi gerektiğini de söyleyen Çelik, raporda kadının süreçteki temsili, medyanın ötekileştiren dili ve farklı kesimlerin çözüm sürecine eklemlenmesi noktasında yaşanan eksikliklerin anlatıldığını belirtirken, çözüm olarak da, özellikle kadın, genç ve toplumun farklı inanç kesimlerinin beklentilerine cevap olabilecek adımların atılması gerektiğini vurguladı.

'HASTA TUTSAKLAR CİDDİ SORUN'

Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Levent Korkut ise, hasta tutsaklar sorununa değindiği konuşmasında, hasta tutsaklarla ilgili sorunun ayrıca ele alınması gereken ciddi bir sorun olduğunu vurguladı.

Yüzleşme noktasında halen ciddi sıkıntıların olduğunu dile belirten Korkut, "Kurumsallaşamama sürecin en önemli problemi gibi gözüküyor. Kurumlaşma olmaksızın sürecin sürdürülmesi giderek riskli bir hale gelebilir. İçi doldurulmamış yasal bir zemin var. Bu şekilde ilerleme sağlaması oldukça zor görünüyor. Sürekli erteleme ve aşırı gecikme de yine süreç ile ilgili yaşadığımız bir sorun. Akil İnsanlar güzel bir başlangıçtı, o çizgi sürdürülebilseydi günümüzde çok farklı bir yerde olurduk" diye konuştu.

RAPORDA ELE ALINAN BAŞLIKLAR

"Barış sürecine giden yol", "Barış süreci: Müzakereler ve hukuk", "Barış sürecinin toplumsallaşması", "Barış ve insani güvenlik" ve "Geçmişle yüzleşme" konularını içeren raporda, Kürt sorununun arka planı, Kuzey Kürdistan'da uygulanan inkar ve imha politikası, ateşkes süreçleri ve görüşme süreçlerine değinildi. Raporda, sürece dair adım atılması gerektiği de vurgulandı.

Üçüncü göz tartışmaları, çözüm komisyonu ve heyet çalışmalarına da değinilen raporda, sürecin hukuki çerçevesinin oluşturulması ve siyasi, ekonomik, toplumsal ve kültürel programların geliştirilmesi gerektiği ifade edildi.

"Barış sürecinin toplumsallaştırılması" başlıklı bölümde ise çözüm sürecinde toplumsal kutuplaşma konusu ele alınarak, toplumsal kutuplaşmada medyanın yönlendirici etkisine dikkat çekildi. Raporda sürecinin toplumsallaşmasında kadınların önemli rol oynayacağına işaret edilerek, kadın ve gençlerin sürece aktif katılımı noktasında toplumsal çalışmalar yapılması gerektiği önerisine yer verildi.

Raporun "Barış ve insani güvenlik" konulu son bölümünde ise kalekol yapımları, koruculaştırma politikası, mayından arındırma ile ilgili sorunlara yer verilerek, çözüm süreci ile ilgili siyasal zemin önerisi yapıldı.