TBM: 2013, 2012 gibi heba olmasın!

TBM: 2013, 2012 gibi heba olmasın!

Türkiye Barış Meclisi (TBM) Dönem SÖzcüsü Hakan Tahmaz, Başbakan Recep Tayyip Erdoðan’ın Kürt siyasetçilerine yönelik ayrımcı, ötekileştirici üslubunun toplumsal ayrışmayı derinleştirdiðine dikkat çekerek, “Kürt sorununda çözüm için hükümetin müzakereler için hiçbir ilerlemesi yok. PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik 500 gündür süren yasadışı tecrit ve görüş yasaðı bunu gösteriyor. Roboski katliamının sorumluları halen yargı önüne çıkarılmadı. 2013, heba edilmesin ve yeni bir başlangıç olsun” dedi.

TBM yeni yıl dolayısıyla bir mesaj yayınladı. TBM Dönem Sözcüsü Hakan Tahmaz, 2012 yılında barışa dair umutların daha da güçlendiðini söylemenin imkânsız olduðuna dikkat çekerek, “Barış, insanların farklılıklarıyla demokratik bir ortamda, bir arada, eşit ve özgür olarak yaşamaları için olmazsa olmaz bir koşulsa, itiraf etmek gerekir ki, maalesef 2012 yılı boyunca bu doðrultuda bir arpa boyu dahi yol alınamadı.

Aksine toplumda barışa dair umut ve güven giderek zayıfladı. Kürt sorunu daha kronik hale geldi. Siyasal ve toplumsal kutuplaşma aşırı ölçüde derinleşti” dedi.

2006 yılından itibaren gelişen diyalog ve müzakerenin 2011 Temmuz’unda kesilmesi ve yoðunlaştırılmış güvenlikçi politikaların 2012 yılında da sürdürülmesinin, Kürt sorununu çözümü daha da zorlaşan bir mesele haline getirdiðine dikkat çeken Tahmaz, “Hükümet, bunu fark etmiş olmalı ki, müzakerenin yeniden başlatılmasından söz ediyor. Oysa bu konuda hala hiçbir ilerleme yok. Bunun göstergelerinden biri, hükümet eliyle beş yüz gündür PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik yasadışı tecrit ve görüş yasaðının devam etmesidir. Hükümet çevresinden sık sık dile getirilen “gerek görülürse, herkesle görüşürüz” ya da Oslo sürecinin yeniden başlatılması sinyali, aylardır gerçekleştirilmiyor. Keza Adalet Bakanının bizzat açıkladıðı anadilde savunma ve anadilin kullanılmasına dair kimi iyileştirmeler de aðırdan alınıyor” diye kaydetti.

‘DEMOKRATÝK AÇILIM’ ANLAM ÝFADE ETMÝYOR

“2012 yılı içinde Kürt sorununda demokratik hiçbir ‘iyileştirme’ hayata geçirilmedi” diyen Tahmaz, şunları ifade etti: “Hükümetin yaptıðı ‘demokratik açılım devam ediyor’ açıklamaları ise, Roboski katliamının sorumluları bir yıldır yargı önüne çıkarılmadıðı, soruşturma dosyası üzerinde bir yıl gibi uzun bir süre gizlilik kararı olduðu ve ‘TBMM Uludere Komisyonu’nun raporunun dahi yazılamadıðı koşullarda hiçbir anlam taşımıyor. Keza bu yaz Hakkâri, Şırnak bölgesinde haftalarca süren ve çok sayıda can kaybına yol açan çatışmalar toplumdaki karamsarlıðı artırdı. Aynı dönemde bölgeyi ziyaret eden milletvekillerinin karşılaştıðı PKK’lilerle kucaklaşmalarını krize dönüştüren Hükümet, dokunulmazlıkları kaldırmayı yıllar önce yaşanmış olumsuz sonuçlarına raðmen yeniden gündeme getirdi.”

KÜRT SÝYASETÇÝLERÝNE YAPILANLAR TOPLUMSAL AYRIŞMAYI DERÝNLEŞTÝRDÝ

Başbakanın bir süredir Kürt siyasetçilerine karşı kullandıðı üslubun, sürekli hedef göstermesi ve ötekileştirici yaklaşımlarının sorunu daha da aðırlaştırdıðının altını çizen Tahmaz, “Toplumsal ayrışmayı derinleştirdi. Kürt sorunu Ortadoðu’nun kilit sorunu haline geldi. Suriye’de ortaya çıkan Kürt inisiyatifine karşı izlenen siyaset sadece Suriye politikasını deðil onun Kürt politikasının sorunlu halini yansıtıyor. 2009 yılında başlatılan KCK Operasyonları 2012 yılı sonunda dışarıda neredeyse Belediye başkanı, il genel meclis üyesi ve belediye meclisi üyesi, parti, sendika, dernek yöneticisi, gazeteci, avukat bırakmadı. Kürt siyasetine destek veren ve hukuksuzluða karşı çıkan aydın ve akademisyenlere gözdaðı verildi. Son üç yılda 8.500 Kürt siyasetçi tutuklandı. Roboski’de çoðu çocuk 34 kişi katledildi. Uygulanan yeni savaş konsepti, şiddeti tırmandırdı ve sorunu daha da içinden çıkılamaz duruma getirdi. Bir yılımız daha heba edilmeden bu yolun çıkmaz yol olduðu görülmeli, sorunun demokratik, adil çözümü için 1. Oslo sürecinden çıkarılan derslerle, müzakere ve diyalog süreci yeniden başlatılmalıdır” diye belirtti.

Tahmaz, 2013 yılının, anaların gözyaşının akmadıðı, acıların dinmeye ve yaraların kabuk baðlamaya başladıðı, kin ve nefretle hareket edilmediði, herkesin vicdanının sesine kulak verdiði bir yıl olması dileðinde bulunarak, “Yeni yıl, yeni bir başlangıç olsun” dedi.