Taşdemir: En çok kadınlar HAYIR diyecek!
HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Taşdemir, 16 Nisan'da en çok kadınların HAYIR demesi gerektiğini belirtti.
HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Taşdemir, 16 Nisan'da en çok kadınların HAYIR demesi gerektiğini belirtti.
HDP Kadın Meclisi Sözcüsü ve Ağrı Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir, Meclis'te bir basın toplantısı düzenledi. Taşdemir, 16 Nisan'da yapılacak referandumunun başta HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ'ın milletvekilliği ve parti üyeliğinin düşürülmesi olmak üzere kadınlar açısından nasıl değerlendirildiğine dair açıklamalarda bulundu. Konuşmasına başlamadan önce Halepçe Katliamı’nın yıl dönümünü olduğunu hatırlatan Taşdemir, “Bir kez daha insanlığa karşı işlenmiş bu suçu ve bu suçu işleyenleri kınıyoruz ve lanetliyoruz. Yaşamını yitirenleri saygı ve rahmetle anıyoruz" dedi.
Taşdemir'in konuşmasından satır başları şöyle:
"Bu 18 maddelik metinde kadınların sözü olmadığı gibi kadınlar adına tek bir söz dahi yoktur. Oysa şu an ülkede bir kadın kırımı, cins kırımı yaşanıyor, buna dair en ufak bir düzenleme yokken, açıkçası kadınların kazanımlarının hedeflendiği, kadın mücadelesini geriletmeye çalışan bir referandum süreciyle karşı karşıyayız. İşte bu nedenle tek adam diktasına HAYIR diyoruz.
İşte tam da bu nedenle, referandum denilen aslında tek adam diktasına HAYIR demek, hayırı örgütlemek için çalışan, bu konuda en güçlü sözü söyleyen kadınları susturma yoluna gittiler. Eş genel başkanımızın Figen Yüksekdağ’ın rehin alınması, korsanvari yöntemlerle vekilliğinin düşürülmesi ve son olarak da hiçbir hukuki dayanağı olmadan parti üyeliğinin düşürülmesi tam da bu referandum sürecinde kadınların seslerinin ve iradelerinin susturulmasına dönüktür. Yine 2 gün önce Erciş Belediye Eşbaşkanımız Diba Keskin’e 13 yıl 9 ay ceza verildi. Diba Keskin’e yerelde kadın mücadelesini örgütleyen ve eşbaşkanlık sistemini oturtmaya çalışan baş örtülü bir kadın olarak, sadece kadınların ve halkların mücadelesinin görev ve sorumluluğu ile çalıştığı için ceza verildi.
Tutuklayarak, gasp ederek sesimizi kısamadığınızın en büyük göstergesi Figen Yüksekdağ’dır!
Bugün mitinglerde, parlamentoda, halkla birlikte alanlarda seslerini yükseltmesi engellenen ve tüm engellemelere rağmen mahkemelerde sözünü söyleyen, sesini yükselten tüm tutsak kadın arkadaşlarımızı ve mücadelelerini selamlıyoruz.
'16 NİSAN TARİHİ FIRSATTIR'
16 Nisan, kin, nefret, ölüm ve şiddet dışında bir şey vaat etmeyen bu zihniyete dur demek için tarihi bir fırsattır.
16 Nisan'ı bize kin, nefret, ölüm ve şiddet dışında bir şey vaat etmeyen bu zihniyete dur demek için tarihi bir fırsat olarak görüyoruz.
8 Mart’ta alanlarda bizlere köpeklerle saldırmanıza rağmen her yerde farklı farklı HAYIR çalışmaları yürütüyor kadınlar. Her yerde HAYIRı kadınlar örgütlüyor...
Bizlerin pek çok HAYIRımız var..Hepsi ayrı ayrı ama esasında hepsinin mücadelesi eşit ve değerli! Sonuçta tüm hayırlarımızın bir araya gelmesi HAYIRlı bir sonuçla sonuçlanacak! Neden çünkü; AKP’nin 15 yıldır uyguladığı politikalardan en fazla etkilenen biz kadınlar olduk..
Şort giydiğimiz için otobüste bizi tekmeleyen erkeğin korunmasına,
Taciz eden erkeklerin açıktan sırtının sıvazlanmasına,
Çocuğumuzu öldüren ve bozdolaplarında bekletilmesine,
Mahkemelerin açıkça erkeklerin tarafını tutmasına HAYIR demek en çok da biz kadınların hakkıdır.
Hepimiz hayatımızın herhangi bir döneminde hayır diyerek kendimiz olabildik.
Hayır diyerek erken yaşta evlenmedik, hayır diyerek okula gidebildik, hayır diyerek sadece evde olmayı ret edip çalışabildik, hayır diyerek kaç çocuk doğuracağımıza karar verdik!
HAYIR’ın gücünü en iyi biz kadınlar biliyoruz!! Buradan hareketle aslında HAYIR’dan sonra ne olacağını da en iyi biz kadınlar söyleyebiliriz!
Kendi anadilimizi konuşmak istiyoruz, kadın derneklerimizi istiyoruz, yıllarca mücadele ederek kazandığımız başörtü özgürlüğümüzü korumak istiyoruz, emek emek inşa ettiğimiz eşbaşkanlık sistemimizi yok etmelerine izin vermiyoruz. Öyleyse buradan tüm kadınlara çağrımız şudur; haydi gelin tüm bu saldırılara karşı öyle bir şey inşa edelim ki tek adama, ya da bundan sonra gelecek adamlara mecbur olmadığımızı gösterelim.. Bizim hiç bir zaman güvencemiz bir adam olamaz: Bizim güvencemiz ancak yerelden inşa edilen bir demokrasi olabilir!
Meydan kadınlar adına söz söyleyen erkeklere ve her şeyin yıkılıp gittiği, herkesin birbirine hakaret ettiği bir ülke kalıyor. İşte tam bu sebeple geri çekilmemeliyiz. Israrla bulunduğumuz alanda çoğalmaya, yan yana durmaya ve dayanışmaya devam etmeliyiz!
Biz geri çekildiğimizde emeğimizin üstüne konanlar da erkekler oluyor. Esasında tüm partilerde asıl işleri kadınlar yapıyor. Tüm partilerde en büyük emeği, yükü kadınlar üstleniyor, mahalle mahalle çalışan biz kadınlarız. Ama ne oluyor? Karar verme aşamasında kadınları yok sayıyorlar. İşte biz buna itiraz ediyoruz. Kadınların karar alma mekanizmalarında, muhtarlıklardan meclise, yerelden ulusal düzeyde her yerde olması gerektiğini; “BİZ” olursak ancak çocuklarımızın geleceği için iyi şeyler olabileceğini biliyoruz! Bunu da ayrı ayrı yapamayız, bütün kadınlar birleşerek hep beraber yapabiliriz, birlikte kazanabiliriz.
NEWROZ
Sözlerimi bitirirken; yeninin, bereketin ve baharın müjdeleyici Newroz geliyor... Tüm Mezopotamya ve Ortadoğu halklarının Newroz’unu kutluyorum. Bir kez daha HAYIRla Dehak siyasetini durduracağımızı ve Newroz tadında baharlar yaşayacağımız umuduyla Newroz pîroz be diyoruz. Newrozla gelen bahar; HAYIRlarla müjdelenen bir demokrasiyi getireceğine olan inancımızla halklarımızın Newroz bayramını kutlarım."