Suruç gazisi Türkay: Mücadele kararlılığım arttı

Suruç katliamından ağır yaralı kurtulan Koray Türkay, gittiği için hiç bir pişmanlık duymadığını belirtti.

9 ay önce SGDF'nin "Beraber savunduk, beraber inşa ediyoruz" çağrısıyla Kobanê, yolculuğu Suruç'ta DAİŞ'in canlı bomba saldırısıyla kesilenlerden biri Koray Türkay. 

33 devrimcinin öldürüldüğü Suruç katliamından ağır yaralı olarak kurtulan Türkay, neden Kobanê yoluna düştüğünü, katliam anını ve sonrasını anlattı. 

Koray, Kobanê savunması sırasında da Suruç'ta nöbet tutanlardan. "Bir ay kaldığım Suruç'ta savaşın mağdur ettiği insanları görme olanağı buldum" diyor. Sınır tellerini aşarak Kobanê geçenler arasında da yer almış. Bu deneyimlerin ardından SGDF'nin kampanyasını duyar duymaz gitme kararı almış. 

"Kampanyayı duyduğum zaman çok heyecanlandım. Zaten bu kampanya olmasa da ben yine Suruç'a gidecektim" diyen Koray, Kobanê ve Rojava'nın insanlık adına çok önemli bir durak olduğu görüşünde. 

Koray, eski jimnastikçilerden. Yola çıkmadan önce "Oradaki çocukları belki jimnastikle tanıştırabilirim" diye düşünmüş. Kampanyaya katılma kararını verdikten sonra basit jimnastik aletlerini hazırlamış. 

Ardından da SGDF'liler ile birlikte İstanbul'dan yola çıktı.

AMAÇ ENTERNASYONAL DAYANIŞMAYDI

Suruç gazisi Koray Türkay, gidişinin nedenini şöyle açıklıyor: "Mesele, aslında oradaki çocukları jimnastikle tanıştırma meselesi değil. Mesele enternasyonal dayanışma meselesi. Binlerce kilometre uzaktan da Kobanê'nin çığlığının duyulduğunu göstermek. Kobanê'yi yeniden inşa etmek başlı başına çok kapsamlı bir iş. Çünkü korkunç bir yıkım var. SGDF'nin çağrısının enternasyonal dayanışmayı inşa etmeyi kapsayan bir çağrı olduğunu düşündük. Bu çağrıya kulak verdim."

Yolculuk için "oldukça keyifli ve abartıdan uzaktı" diyor.

Sabahın erken saatinde Amara Kültür Merkezi'ne ulaşıyorlar ve herkesin hazırlanmasına katılım gösterdiği kahvaltı yapıyorlar. Ardından basın açıklama okunuyor. 

Sonra?

Sonrası katliam: "Basın açıklaması okunurken bir iki fotoğraf çekmek pankartın önüne geçtim. Yeniden ayrıldığın yere dönecektim ama orası dolmuştu. Bu kez Koray Çapoğlu'nun yanına geçtim. O da şehit oldu. Çok geçmeden, bomba patladı. Açıkçası ilk önce birinin kafama çok ağır bir cisimle vurduğunu zannettim. Daha sonra kulağımda çok büyük bir uğultu oluştu. Her şey yavaş çekim, sesler bile kulağımda bir ağır çekim halini aldı. Çığlıkları duymaya başlayınca ve bomba sesini duyunca anladım. O uğultunun geçmesini bekledim. Uğultu geçince, gözümü açtım. Yüzümde bir şey olmadığını anladım. Sağ kolumun ve sağ bacağımın olmadığını hissettim. Kopmuş olabileceğini düşündüm. Sonra ayağa kalkmaya çalıştım. Sol ayağımın üzerinde sekerek, kültür merkezine doğru ilerledim. Ardından hastaneye kaldırıldım."

Koray'ın tedavi süreci aylarca devam etti. Bedeninden 15 şarapnel parçası çıkartıldı. 7'si hala bedeninde. 6 ameliyat geçirdi. 

Şu anki hali için tebessüm ederek, "İyiyim. Yürüyebiliyorum, önemli olan o" diyor.

Yaşadıklarından sonra hiç "Gitmeseydim" dedi mi?

Yanıtı diğer Suruç gazilerininki gibi: "Yok. Hiçbir zaman böyle bir şey düşünmedim."

Aile çevresinden söyleyenler olmuş elbette. Ancak, "Keşke 'Gitmeseydim' diyen biri bence bundan sonra zaten hayatın normal kapitalist döngüsü içerisine girme kararı vermiş demektir. Asıl ölüm belki de o. Ben hiçbir zaman bunu kendime seçenek olarak sunmadım."

Koray, aynı zamanda 15 yıldır dans ediyor. Bir süre eğitim için kaldığı Küba'da öğrenmiş salsayı. Katliamın ardından bir ara yapamayacağını düşünmüş. Ancak tedavi ile birlikte bedeni de yoluna giriyor. "Şimdi yapıyorum" diyor ve ekliyor: "Yavaş yavaş spor da yapmaya başladım."

Anlattığına göre, asıl büyük değişim onun mücadele kararlılığında: "Bu sistemin çarkları içinde erimeme kararlılığı daha net bir biçimde ortaya çıktı. Mücadele kararlılığı daha yükseldi. Suruç'ta ve Ankara'da insanların boşuna ölmediğini göstermek belki de her şeyden çok daha önemli. Bunu gösterebilmenin başka şeylerin de dönüşümünü tetikleyebileceğini düşünüyorum."

'YENİDEN GİDECEĞİM'

Koray, Kobanê'ye yeniden gideceğini de söylüyor, "Gitmek de gerekiyor" diyor.

En çok umuttan bahsediyor. 20 Temmuz'un ardından Kürt halkının direnişinin dünyaya büyük bir umut verdiğini söylüyor ve ekliyor: "Örgütlü bir halk, birçok şeyi başarabilir. Kürdistan'daki direniş, Türkiye halklarına, Avrupa emekçi halklarına, Ortadoğu halklarına yayılan ve yayılacak olan bir umudun kendisini ifade etmektedir."

Suruç gazisi Koray'ın son sözü de emek, özgürlük ve barıştan yana olan tüm kurumlara, örgütlere çağrı: "Organik bir yapı olarak birlikte mücadele etmemiz gerekir. Faşizme karşı Bertolt Brecht'in sözünü hatırlatmak istiyorum: 'Faşizme karşı birleşmeyenler faşizmin zindanlarında buluşurlar.' Faşizme karşı Gezi isyanını sahiplenen tüm çevrelerin Kürt halkıyla yan yana mücadele etmesi gerekiyor."