Sommaruga: Öcalan ve siyasi tutsaklar serbest bırakılmalı

İsviçre SP Federal Milletvekili Carlo Sommaruga, barış sürecinin daha sağlam temellere oturtularak devam ettirilmesi gerektiğini belirtti.

İsviçre SP Federal Milletvekili Carlo Sommaruga, barış sürecinin daha sağlam temellere oturtularak devam ettirilmesi gerektiğini belirtti. “Süreçle birlikte Öcalan ve bütün siyasi tutsaklar serbest bırakılmalı” diyen Sommaruga, “HDP’nin kazandığı zafer, Türkiye’nin demokratikleşmesi acısından önemli. HDP’nin başarısı, AKP’nin ve Erdoğan’ın yaratmak istediği tek kişilik iktidarlık düşüncesini engellemiştir” dedi.

İsviçre Sosyalist Parti (SP) Federal Milletvekili Carlo Sommaruga, 7 Haziran seçimlerini, HDP’nin başarısını, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlık isteğini, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın başlatmış olduğu Demokratik Çözüm Süreci’ni ve birçok konuyu ANF’ye değerlendirdi.

‘AKP’NİN VE ERDOĞAN’IN MUTLAK İKDİTARLIK GÜCÜ ENGELLENMİŞTİR’

7 Haziran seçimlerinde HDP’nin kazandığı zaferinin Türkiye’nin demokratikleşmesi acısından önemli olduğunu dile getiren Sommaruga, HDP’nin başarısı ile birlikte AKP’nin tek başına iktidar olma durumunun ve Erdoğan’ın yapmak istediği Başkanlık sisteminin önüne geçildiğini belirtti. 7 Haziran seçimlerinin iki önemli başarısının olduğunu ifade eden Sommaruga “Birinci olarak HDP içerisinde yer alan Kürtlerin ve demokratların mücadelesini verdiği demokrasi, bireysel özgürlükler ve temel insani hakların halkta karşılık bularak yüzde 13’ün üzerinde bir oyla meclise taşınmasıdır. İkinci olarak ise AKP ve Erdoğan’ın uzun dönemden beridir devam eden mutlak tekçi iktidar gücünün önüne geçilmiştir” dedi.

7 Haziran seçimlerinin ezilenlerin başarısı olarak değerlendiren Sommaruga, bundan sonraki süreçte Meclis’te daha güçlü bir şekilde demokrasi ve özgürlüklerin savunulacağını dile getirdi.

‘ERDOĞAN’IN BAŞKANLIK İSTEĞİ DEVAM EDİYOR’

AKP’nin ve Erdoğan’ın Türkiye’yi kısa bir süre sonra tekrardan secime götürme gibi bir niyetinin olduğunu söyleyen Sommaruga, ülkenin yeniden bir secime gitme durumunda Kürtlere ve HDP’ye karşı yoğun saldırıların gerçekleşebileceğini ifade etti. Geçen seçim sürecinde HDP’nin başarısının engellenmek için yapılan provokasyonları hatırlatan Sommaruga, yapılacak erken bir seçimde HDP’nin başarısını engellenmek için birçok yolun deneneceğini dile getirdi. Seçim bitmiş olsa da Erdoğan’ın başkanlık isteğinin hala sona ermediğini kaydeden Sommaruga “Seçimlerden sonra Türkiye’de gergin bir durum hala devam ediyor. Laikler ve milliyetçi kesim en azından azami bir program çerçevesinde bir araya gelerek bazı adımlar atabilir. Aksi takdirde Erdoğan ülkeyi erken bir secime götürerek kaybettiği gücü yeniden kazanmayı deneyecektir” diye konuştu.

‘ERDOĞAN’IN BAŞKANLIK İSTEĞİ ÜLKEYİ ZORLU BİR DÖNEME SÜRÜKLEYEBİLİR’

Erdoğan ve AKP’nin demokrasi söylemleriyle ülkenin başına geldiği dönemde İsviçre olarak Türkiye’nin büyük bir demokrasi yoluna gireceği düşünmüştük diyen Sommaruga şunları belirtti: “AKP ve Erdoğan’ın Türkiye’yi daha demokratik bir seviyeye getireceğini, kendi iç sorunlarını çözerek ülkede barış sağlayacağını düşünmüştük. Ama Erdoğan güçlendikçe bütün söylemlerinden vazgeçerek her şeyi tek kişilik bir yönetim anlayışında birleştirdi. Erdoğan, geldiği aşamada hiçbir muhalefeti dikkate almayarak ülkedeki bütün sorunların çözümünü kendinde görüyor. Erdoğan’ın tek kişilik yönetim anlayışı ve bunu kurma isteği Türkiye’yi daha zorlu bir geleceğe sürükleyebilir. Ülkedeki demokrasi ve birlikte yaşama isteğine Erdoğan büyük zararlar verebilir.”

‘TÜRKİYE BARIŞ POLİTİKASINI NETLEŞTİRMELİ’

Öcalan’ın başlattığı demokratik çözüm sürecinin önemini ve sürecin başarıya ulaşması için nelerin yapılması gerektiğine yönelik sorumuzu da yanıtlayan Sommaruga, Türkiye’den kaynaklı sağlam temellere oturmayan bir barış sürecinin olduğunu söyledi. Türkiye’nin hem kendi içerisinde yürütmek istediği barış sürecinde hem de Suriye’deki çatışmalı sürece yönelik barışçıl siyasetinde net olmadığını dile getirdi. Türkiye, hem Rojava yönetimiyle hem de kendi içerisinde ki Kürtlere yönelik barışçıl siyasetindeki belirsizliğini ortadan kaldırmalıdır diyen Sommaruga “Türkiye kendi sınırında inşa edilen Rojava’yı kabul etmeli. Barış sürecinde Öcalan’ı ve sivil toplum kuruluşlarını doğrudan müzakerelere dahil etmeli. Barış süreci açık, şeffaf ve hızlı bir şekilde yürütülmeli. Bu süreç hızlı bir şekilde yürütülmezse silahlar tekrardan gündeme gelebilir. Silahların tekrardan konuşması kimsenin faydasına olmaz” şeklinde konuşarak dikkat çekti.

‘GÜNEY AFRİKA MODELİ UYGULANABİLİR’

Barış süreci ve Öcalan’ın özgürlüğü noktasında Güney Afrika modelini hatırlatan Sommaruga, güçlü bir demokratikleşme isteği ve kararlı bir barış müzakereleri ile sürecin tamamen barışa evirilerek silahların ortadan kaldırılabileceğine dikkat çekti. Sürecin iki taraflı olarak daha sağlam yürütülmesi için Hakikatleri Araştırma Komisyonları kurularak gerçeklerle yüzleşilmesi gerektiğini de belirten Sommaruga şöyle devam etti: “Dikkat çektiğim noktaları birçoğu Güney Afrika’da gerçekleşti ve sonuçta orada uzun bir dönemden sonra barış kazandı. Güney Afrika’da izlenen süreç Türkiye’de yapılabilir. Bu süreç iyi yürütülürse süreç barışa everilebilir.”

‘ÖCALAN VE SİYASİ TUTSAKLAR ÖZGÜR OLMALI’

Öcalan’ın özgürleştirilmesi ve bu konuyu gündemde tutmanın bunun için mücadele etmenin önemli olduğunu belirten Sommaruga “En önemli noktanın Öcalan’ın özgürlüğü birlikte barış sürecinin de başarıya ulaşması gerekir. Öcalan’ın özgürlüğü noktasında barış sürecinin önemi belirleyicidir. Barış süreci ile birlikte Öcalan ve bütün siyasi tutsaklar özgür olmalı.

Avrupa, İsveç veya İsviçre gibi devletlerin barış sürecinin daha sağlam temellere oturması ve kısa zamanda sonuçlanması için bu sürece dâhil olması önemli olabilir” dedi.

‘ROJAVA’DA KANTONAL SİSTEMİN İNŞASI ÖNEMLİDİR’

Rojava’da inşa edilen kantonal sistemin hem kadın, erkek eşitliği acısından hem de o bölgede yaşayan halkların birlikte eşit bir şekilde yaşaması için önemli olduğunu söyleyen Sommaruga, İsviçre’deki gibi bir sistemin Rojava’da tam anlamıyla inşa edilmesinin önemli olacağına vurgu yaptı. Rojava’da inşa edilen sistemin bir bütün olarak Suriye’nin tamamı için bir çözüm olabileceğinden daha emin olmadığını söyleyen Sommaruga, “Kurulacak sistemin orada yaşayan bütün halkların birlikte özgür ve eşit bir şekilde yaşamasını esas almalıdır. Dili, dini, kimliği farklı olan kesimler kurulacak sistem içerisinde kendini özgürce ifade edebilmeli” şeklinde konuştu.

‘DAİŞ’E KARŞI SAVAŞAN EN ÖNEMLİ GÜÇ KÜRTLERDİR’

Ortadoğu’da yaşayan halklar için büyük bir tehlike haline gelen DAİŞ’e karşı savaşan en önemli gücün YPG olduğunu da belirten Sommaruga, Türkiye’nin kendi sınırında var olan Rojava sisteminde korkmaması gerektiğini söyledi. Birçok Müslüman ülkenin kendi çıkarları doğrultusunda DAİŞ’i desteklediğini de sözlerine ekleyen Sommaruga “Koalisyon güçler DAİŞ’in yaratabileceği tehlikelerden kaynaklı YPG’ye destek veriyor. Destek verilmediği takdirde DAİŞ Türkiye sınırını bir bütün olarak ele geçirirse büyük bir tehlike haline gelir. Bu noktada Türkiye’nin yanı başında oluşan Kürt bölgesinde korkmaması gerekir” dedi.

...