SKM: Selim Ay görevinden alınsın ve yargılansın

SKM: Selim Ay görevinden alınsın ve yargılansın

ESP Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM), düzenlediði basın toplantısında bir araya gelen işkence tanıðı kadınlar, yaşadıkları işkenceyi anlattı, "Ýşkenceci Sedat Selim Ay'ın peşindeyiz. Görevinden alınsın ve işkenceden yargılansın" dedi.

ESP Sosyalist Kadın Meclisleri, Terörle Mücadeleden Sorumlu Ýstanbul Emniyet Müdürlüðü yardımcılıðına atanan Sedat Selim Ay ile ilgili basın toplantısı düzenledi. ÝHD Ýstanbul Şubesi'nde yapılan basın toplantısına Yeni Demokrat Kadın, Ýşçilerin Sosyalist Partisi, Sosyalist Feminist Kolektif, SODAP ve EMEP'ten kadın temsilciler katıldı.

Basın açıklamasında ilk olarak söz alan SKM Ýstanbul sözcüsü Nahide Kılıç, "SKM olarak tecavüzcü, katil, işkenceci Sedat Selim Ay ile ilgili açıklama yapmak üzere buradayız" dedi. Kılıç, Asiye Zeybek Güzel'in yaşadıðı tecavüzle ilgili kaleme aldıðı ve kitabında yayımladıðı bir bölümü okudu. Zeybek'in içine girdiði travmayı anlatan bu bölümün ardından Kılıç, "Yapılan atanma, o dönemde Tim-3'ün şefi Bayram Kartal'ın yardımcısı olan işkenceci Selim Sedat Ay'ın ödüllendirilmesidir. Sedat Selim Ay görevden alınana kadar mücadelemiz sürecektir" dedi.

Nahide Kılıç'ın ardından SKM Genel Sözcüsü Birsen Kaya söz aldı. Kaya konuşmasında o dönem gözaltında yaşadıkları yoðun işkenceleri sıraladı: Filistin askısı, elektrik işkencesi, cinsel taciz, tecavüz tehdidi, dayak.

'HESAP SORULMADIÐI ÝÇÝN MUHABBET KURT TECAVÜZE UÐRADI'

Ay'ın derhal görevden alınarak yargılanmasını isteyen Kaya, şöyle konuştu: "Şunu biliyoruz ki, S. S. Ay, devletin bir döneminde yaşanan işkencelerin bir yüzüdür. O dönem taciz, tecavüz yaşayan sosyalist kadınlardan biriyim. Bu ülkede SSA gibilerinden hesap sorulmadıðından Muhabbet Kurt gibi birçok kadın tecavüze uðramıştır. SSA sadece bir semboldür. 'Ýşkenceye sıfır tolerans' diyen bir başbakan bir işkenceciyi, bir tecavüzcüyü, bir katili emniyet müdür yardımcısı olarak atamıştır. Tim Şefi Bayram Kartal'dır; ama Sedat Selim Ay gölgede kalmamalıdır. O da yaşanan tüm işkencelerden sorumludur. Süleyman Yeter de o dönemde işkencede katledildi."

Kaya ile birlikte gözaltına alınan insan hakları aktivisti ve ICAD Temsilcisi Ayşe Yılmaz da 22 Şubat gecesi, saat 04.30'da evlerinin basıldıðını ve gözaltına alınarak işkenceden geçirildiklerini belirtti. Yılmaz, o günleri şöyle anlattı: "Ev baskınlarında çok insan öldürüldü. Benim de, polisin geldiðini duymamla ilk yaptıðım çocuðuma sarılarak ona siper olmaya çalışmaktı. Ne yapacaklarını bilmiyordum. Eşimin üç kaburgasını ve burnunu kırdılar. Erotik film sesleri, içilmiş rakılardan yayılan anason kokuları arasında işkence yapıyorlardı. Ben atılan kaba dayaktan yüzde 30 işitme kaybı yaşadım. Süleyman Yeter gözaltına alınmıştı. Öldürülmüş halini gördüm. Bu aynı ekip işkenceyle öldürmüştü. Yüzünde kesikler, yaralar vardı. Asiye'yi hiç yanımıza getirmediler. Onu hep bizden uzak tuttular. Gönül Karagöz'ün de her tarafında yaralar vardı. Ben Sedat Selim Ay'ın sadece görevden alınmasını deðil, işlediði suçlardan dolayı yargılanmasını istiyorum."

Ajansımız editörlerinden Arzu Demir de aynı dönemde gözaltına alınıp işkence görenlerden. Basın toplantısında söz alan Demir, şunları söyledi: "1996 yılının Haziran ayında Hasan Ocak ile ilgili bir basın açıklamasına giderken gözaltına alındım. 15 gün boyunca Ýstanbul Emniyet Müdürlüðü'nde cinsel taciz, aşaðılama, elektrik verme, dayak gibi işkencelere maruz kaldım. Ýlk sorguya alan Sedat Selim Ay'dı. Göz baðım açıktı. Sürekli tokat atarak aşaðılamak istiyordu. Daha sonra iki kez sorguya alındım, sürekli elektrik verdiler. Gözlerim kapalıydı, sorgumda SS de vardı. O günlerde herkese işkence yapılıyordu. Aynı hücrede tutulduðum Habibe Çiftçi'yi PKK timi sorguluyordu. Rahminden elektrik veriyorlardı, sürekli kanaması oluyordu."

Demir, ortak bir mücadele yürütülürse, Sedat Selim Ay'ın görevinden alınmasının saðlanabileceði belirtti, "Bu da hepimiz için bir kazanım olur" dedi.

Gözaltında Cinsel Taciz ve Tecavüze Karşı Hukuki Yardım Bürosu'ndan Avukat Eren Keskin de, Asiye Zeybek Güzel'in tecavüz sonrasında yaşadıklarına tanıklık ettiðini hatırlattı, "1995'te cezaevindeydim. Tacize uðramayan tek bir kadın yoktu. Açıklamıyorlardı. Kendilerine bile itiraf edemiyorlardı. Gebze'ye geldikten sonra Asiye'nin görüşüne gittim. Onu avukat olarak ilk ben dinledim. Yaşadıklarını hissettim. Tecavüzü yaşayan kadınların yüzlerindeki ifade hep aynıdır. Asiye'nin yüzünde de aynı ifadeyi gördüm" dedi.

'BUNLAR AYNI ZAMANDA KATÝLDÝR'

"Bunlar sadece işkenceci deðil, aynı zamanda katildir" diyen Avukat Keskin, "Sedat Selim Ay'ın içinde yer aldıðı timin şefi Bayram Kartal, aynı zamanda Cemil Kırbayır'ın katilidir. Kadınlar birçok biçimde ve çeşitli cisimlerle tecavüze uðruyorlar. Devlet farklı cisimlerle tecavüzü 2005 yılına kadar yasal olarak da tecavüzden saymadı" dedi ve sözlerini "Biz hala taciz ve tecavüzcüler tarafından yönetiliyoruz" diye konuştu.

Ýnsan hakları savunucusu Av. Gülseren Yoleri de işkencenin bir devlet politikası olduðunun altını çizdi, "Hala da bir devlet politikasıdır. Sedat Selim Ay'ın böyle bir göreve getirilmesi, işkencenin hala devam ettiðini ve işkencecilerin ödüllendirildiðini gösteriyor. Hasan Ocak ve Süleyman Yeter'in katledilmeleriyle ilgili yapılan suç duyuruları takipsizlikle sonuçlandı" dedi.

Av. Yoleri, insanlık suçu olan işkencenin hangi biçimlerde ortaya çıkarsa çıksın karşısında yer almak gerektiðini belirtti.