Skandal rapor: Ceylan mühimmatı kendi patlattı

Skandal rapor: Ceylan mühimmatı kendi patlattı

Makine Kimya Endüstrisi (MKE), Diyarbakır'ın Lice ilçesinde 2009'da katledilen Ceylan Önkol ile ilgili raporunu üç yıl sonra açıkladı. Raporda 12 yaşındaki Ceylan'ın, ölümüne neden olan mühimmatı kendisinin patlattıðı ileri sürülerek devlet güçlerinin cinayeti gizlenmeye çalışılıyor.

28 Eylül 2009'da Diyarbakır Ýli Lice Ýlçesi Şenlik Köyü Xambaz mezrasında küçükbaş hayvanlarını otlatırken yargısız infaz sonucu yaşamını yitiren 12 yaşındaki Ceylan Önkol'a ilişkin Makine Kimya Endüstrisi Kurumu (MKE) tarafından hazırlanan raporda, ölüm olayının 40 milimetrelik bombaatar mühimmat nedeniyle gerçekleştiði ancak mühimmatın Ceylan'ın üzerine demir bir çubuk ile vurması sonucunda patladıðı iddia edildi.

Cumhuriyet gazetesi tarafından yayınlanan habere göre MKE Mühimmat Fabrikası Başuzman Makine Mühendisi Ýdris Aydoðdu tarafından hazırlanan raporda, şu ifadeler yer aldı: "Kriminal raporlarda incelenen bulgu parçalarını 40 mm bombaatar mühimmat olabileceði kanaati hasıl olmuştur. Havan ve top mühimmatı olsaydı vücudun parçalandıðına ve her bir uzvun 30-40 metre gibi mesafeden toplanması gibi bir durum oluşurdu."

Ceylan Önkol'un katledilmesinden sonra Türk Genelkurmay Başkanlıðı ve Emniyet Genel Müdürlüðü de örtbas etme girişiminde bulunmuş ve sorumlu olarak da Ceylan'ın kendisini işaret etmişlerdi. Ýnfazın yaşandıðı köyün sakinleri ise bu açıklamalardaki çarpıtmayı, cep telefonlarıyla çektikleri görüntülerle teşhir etmişlerdi. Bu görüntülerle Ceylan Önkol'un el ve ayaklarının saðlam olduðu anlaşılmıştı. Ayrıca yine köylüler, olaydan hemen önce mühimmat atışı duyduklarını açıklarken, Ceylan'ın ailesi de bu mühimmatın Tapantepe Taburu'ndan atıldıðını belirtmişti.

YANITSIZ KALAN SORULAR

Ceylan Önkol'un katledilmesinden sonra ÝHD, Mazlum-Der, Diyarbakır Barosu ve Diyarbakır Tabip Odası'nın hazırladıðı raporda da devlet güçleri sorumlu tutularak; Lice Cumhuriyet Savcılıðı ve güvenlik güçlerinin ihmaline dikkat çekilmişti.

Öte yandan Ceylan Önkol cinayetiyle ilgili başından beri devletin takındıðı tutum, katilin de tanıdık olduðunu gösterir nitelikte. Örneðin olay yerinde yapılması gereken otopsi "güvenlik gerekçesi" bahanesiyle gerçekleştirilmemişti ve bunun hukuka uygun bir tarafı yoktu. Dahası, olay yerinde bu bahaneyle yapılmayan otopsinin bir saðlık kuruluşunda gerçekleşmesi mümkünken; karakol nizamiyesinin tercih edilmesi de, devletin, suçluyu saklama girişimlerinden biri olarak görülüyordu. 12 yaşındaki bir Kürt çocuðun ölümü üzerine ciddiyetsiz yaklaşan devlet, Cumhuriyet Savcısı ve güvenlik güçlerini olay yerine göndermedi ve hukukla baðdaşmayan şekilde, köy imamına kamera ile çekim yapma görevi verdi!

CEYLAN'IN AMCASI, SAVCI VE TÜRK MEDYASINI ELEŞTÝRMÝŞTÝ

Ceylan Önkol'un amcası Abdulsamet Gencioðlu, katliamdan sonra yaptıðı açıklamada, "Cumhuriyet savcısının olumsuz tutum ve davranışlarıyla karşılaştık. Savcı beni tehdit etti" demişti. Ayrıca Türk medyasının bu katliamda da devletin suçuna ortak edildiðini anlatan Gencioðlu, şu ifadeleri kullanmıştı: "...Savcı Abalı Köyü imamını fotoðraf çekmesi için olayın olduðu yere göndermiş. Daha sonra TRT’de buna ilişkin bir bilgi veriyor, ancak mayına bastıðı bahsediliyor, hiçbir şekilde bu doðru deðildir, eðer mayına bassaydı ayakları elleri ve başı saðlam olmazdı. Yeðenim mayına basmamıştır. Olayın olduðu yerde yaklaşık 150 tane hayvan olmasına raðmen sadece yeðenime mermi isabet etmiştir.”