‘KCK’ Ýstanbul davasının öðleden sonraki oturumunda Kürt siyasetçilerinin savunmalarının alınmasına başlandı. Ancak mahkeme, kimlik tespiti sırasında sadece Türkçe yanıt verenlere söz hakkı vereceðini, Kürtçe konuşanlara söz hakkı vermeyeceðini söyledi.
Kemal Karagöz, Gönül Erdem, Menice Çelik, Ýdil Aydınoðlu, Selahattin Tekin, Büşra Ersanlı, Büşra Beste Önder, Derya Aslan, Derya Göregen, Erdoðan Baysan, Pervin Tunbul, Şükrü Zeren, Hakan Soytemiz, Mehmet Sıddık Günek, Zülküf Akay, Mustafa Ýpek Türkçe savunma yaparak haklarında iddiaları reddetti.
'BARIŞA HEP BAÐLI KALDIM'
Prof. Dr. Büşra Ersanlı, 36 yıllık araştırmacı olduðunu, 23 yıldır Marmara Üniversitesi'nde siyaset bilimi bölümünde hocalık yaptıðını söyledi. Ersanlı, şöyle konuştu: "Sol kanatta yer alan biriyim. Barış ve insan haklarına hep baðlı kaldım. Barış aktivisti olarak çeşitli derneklerde akademik çalışmalar yürüttüm. Kürtlerin, dil hakkı ve adem-i merkeziyetçilikle ilgili taleplerini destekliyorum. Evimden alınan notların tamamı toplantı notlarıdır. Çoðunluðu da akademik toplantılara aittir. BDP'ye giriş sebebim, Türkiyelileşme projesiyle baðlantılıdır. Şiddete metot olarak asla güvenmiyorum. Tahliyemi istiyorum demekten utanıyorum, beraatımı istiyorum."
'ANADÝLDE SAVUNMA HAKKINI DESTEKLÝYORUM'
Devrimci Karargah Davası'ndan 2 yıldır tutuklu olarak yargılanan ve son anda dosyaya dahil edilen Red dergisi yazarı Hakan Soytemiz, "Kürt halkının anadilde savunma ve barış mücadelesini destekliyorum" diyerek sözlerine başladı.
"Bana gönderildiði söylenen bir notla, cezaevinin komplosuyla bu dosyaya dahil edildim" diyen Soytemiz, şunları söyledi: "Yanlış anlaşılmasın, Kürt halkıyla birlikte yargılanmak benim için onurdur, ancak neden bu dosyaya dahil edildim bilmek istiyorum. Cezaevinde bir Kürde 'Merhaba' dedik diye, yargılanacaksak bunun sonu gelmez. 2 yıldır başka bir davadan tutuklu olarak yargılanıyorum, dosyadan çıkartılmamı talep ediyorum."
Türkçe savunma yapmak için söz alan Pervin Tunbul da, Kürtçe savunma talebi reddedildiði için savunma yapmayacaðını söyledi, "BDP'li ve Kürt olduðumuz için yargılanıyoruz" dedi.
TERCÜMAN TALEBÝNE YÝNE RET
Sanıkların ardından söz alan Avukat Fırat Epözdemir, mahkemenin sadece Türkçe konuşanlara söz hakkı vermesinin anayasanın 10. maddesinin eşitlik ilkesine aykırı olduðuna dikkat çekti. Epözdemir şunları söyledi: "Mahkeme bu şekilde açık bir ayrımcılık yapıyor. Sizin bölücülükle suçladıðınız müvekkillerimiz kurucu Lozan anlaşmasına dahi dayanarak, anadilde savunma hakkını talep ettiler. Bunu bile kabul etmiyorsunuz. Bu durumda bölücü olan kimdir? Kürtçe tercüman istiyoruz."
Mahkeme heyeti, Kürtçe tercüman konusunda daha önce "red" kararı oluşturulduðu için yeni bir karar oluşturulmayacaðını belirtti.
Mahkeme, avukatların savunmalarıyla devam ediyor.