SAMER, "demokratikleşme paketi"ni sordu
SAMER, "demokratikleşme paketi"ni sordu
SAMER, "demokratikleşme paketi"ni sordu
SAMER, Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerde "demokratikleşme paketi" üzerine yaptığı araştırmada, yüzde 66,7’lik bir çoğunluk bu paketin toplumun taleplerini karşılayamayacağını düşündüğünü açıkladı. Paketin Kürt sorununun çözümü noktasında yeterli olup olmayacağı sorusuna ise sadece yüzde 17,4'lük bir kesim olumlu yanıt verdi. Ankete katılanların önemli bir bölümü ise Öcalan'ın iletişim imkanlarının artırılmasını istiyor.
Siyasal ve Sosyal Araştırma Merkezi (SAMER) tarafından Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı 2 bölgedeki 22 il kent merkezinde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan "demokratikleşme paketi" sonrasındaki algı ve beklentileri tespit etmek amacıyla bir kamuoyu yoklaması yapıldı. 3171 hanede rastgele seçilen örnekleme yüz yüze görüşmeler ile anket uygulayan SAMER, araştırmaya katılan grupların %67,2’sinin kimliğini Kürt, %21,1’inin Türk ve %2,2’sinin de Arap olarak tanımladığı bilgisini verdi. Araştırma grubunun %24,5’i kimliğini tanımlarken Müslüman kimliğine, %9’u Şafi, %1,3’ü Hanefi, %3,7’si ise Alevi ve%0,1’i Hıristiyan kimliğine vurgu yaparken; kimliğini tanımlarken T.C Vatandaşlığına vurgu yapan %7’lik ve Türkiyeliliğe vurgu yapan %1,9’luk bir kesim de araştırma grubumuz içerisinde yer aldı.
OLUMLU GELİŞMELER YAŞANDIĞINI DÜŞÜNENLER YÜZDE 74'TEN YÜZDE 39'A DÜŞTÜ
SAMER, yaptıkları çalışmada "çözüm süreci" üzerine olumlu gelişmelerin yaşandığını düşünenlerin sayılarında düşüş görüldüğünü açıkladı:
"21 Mart 2013 tarihinde Abdullah Öcalan’ın Newroz’da okunan mesajı sonrasında, Türkiye toplumunda, Kürt sorununun çözümüne ilişkin çok olumlu bir hava yaşanmaktaydı. Ve bu paralelde SAMER tarafından Nisan ayında kamuoyuyla paylaşılan araştırmada da %74,4’lük bir kesim de son dönemde Kürt sorununun çözümüne ilişkin bir takım olumlu gelişmeler yaşandığı görüşüne sahipti. Ekim ayında yapılan araştırmada ise Kürt sorununun çözümüne ilişkin bir takım olumlu gelişmeler yaşandığı görüşüne sahip olanların oranının %39,6’ya indiği görülmektedir.
Yine bir başka trajik oransal düşüş araştırma dâhilinde sorulan 'Hükümetin Kürt sorununun çözümüne dair somut projeleri olduğunu düşünüyor musunuz” sorusuna ilişkin yanıtlarda belirginleşmiştir. Zira SAMER’in Nisan ayında yaptığı araştırmada Hükümetin Kürt sorununun çözümüne ilişkin somut projelerinin olduğunu düşünme oranı %53,8 olarak hesaplanmışken, bu araştırmada alınan yanıtlara göre araştırma grubunun %32,2’si hükümetin Kürt sorununun çözümüne dair somut projeleri olduğunu düşünmektedir."
PAKETİ KÜRT SORUNUNUN ÇÖZÜMÜ İÇİN YETERLİ BULANLAR SADECE YÜZDE 17
Araştırmada, "demokratikleşme paketi"ne ilişkin yöneltilen sorularda ise yüzde 66,7’lik bir çoğunluk bu paketin toplumun taleplerini karşılayamayacağını düşündüğünü açıkladı. Paketin Kürt sorununun çözümü noktasında yeterli olup olmayacağı sorusuna ise sadece yüzde 17,4'lük bir kesim olumlu yanıt verdi. Araştırmada, başörtü yasağının ve öğrenci andının kaldırılması ise destek buldu.
"Özel okullarda anadilde eğitim" ise yüzde 76,5'lik bir oranla olumsuz karşılanıyor. Bununla beraber, araştırma grubunun yüzde 91,4'ü anadilde eğitim için çocuğunu özel okula gönderme olanağı bulunmadığını belirtiyor.
Yapılan araştırmada, bu bulguların yanında, "Bir sonraki 'demokrasi paketi'nde sizce hangileri yer almalıdır" şeklinde bir soru yöneltildiğini bildiren SAMER, "Alınan yanıtlara göre araştırma grubunun %74’ü Kürtlerin statüsünün tanınmasının demokrasi paketinde yer almasını, %74,8’idevlet okullarında anadilde eğitimin yer almasını isteğini, %71’i Kürtçenin resmi dillerden biri olarak kabul edilmesini, %68,9’u demokratik özerkliğin, %71,3’ü genel affın, %76,7’si yerel yönetimlerin güçlendirilmesinin bir sonraki demokrasi paketinde yer alması yönünde görüşler sunmaktadır" bilgilerini verdi.
Araştırma sonuçlarına göre; hükümetin Suriye'deki Kürtlere yönelik politikası da, ankete katılanların yüzde 64,2'si tarafından olumsuz bulunuyor.
ÖCALAN'IN İLETİŞİM İMKANLARININ ARTIRILMASI VE DIŞARIYLA TEMASINA DESTEK
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın iletişim olanaklarının artırılmasının gerektiğini düşünenler de çoğunlukta. Araştırmaya katılanların yüzde 70'e yakını Öcalan'ın olanaklarının artırılmasını isterken; yüzde 63,8'i de Akil İnsanlar Heyetinin Öcalan ile görüşmesi gerektiğini dile getirdi.
Araştırma grubuna “silahlı çatışma ortamının tekrar başlayacağına dair endişeleriniz var mı” sorusu da yöneltildi. Alınan yanıtlara göre araştırma grubunun %54,2’si silahlı çatışma ortamının tekrar başlayacağına dair endişe taşıdığını bildirdi. Bunun nedeni sorulduğunda ise, silahlı çatılma ortamının başlayacağından endişe duyanların %39’u hükümetin üzerine düşeni yapmadığı ve atılan adımların eksik olmasından dolayı endişe duyduğunu belirtti.
SAMER, araştırmasına ilişkin son olarak şunları kaydetti: "Bütün bu soruların sonunda en önemli veriler arasında değerlendirilebilecek bulgu, Türklerle-Kürtlerin ortak yaşam imkânları olduğunu düşünüyor musunuz sorusuna verilen yanıtlarda belirginleşmiştir. Buna göre SAMER’in Nisan ayında yaptığı araştırmada araştırma grubunun %86,5’i Türkler ve Kürtlerin ortak yaşam imkânının bulunduğunu düşünmekteydi, bu araştırmada ise araştırma grubunun %81,6’sı Türkler ve Kürtlerin ortak yaşam imkânı bulunduğunu düşünmektedir. Dolayısıyla bu veriye dayanarak barış görüşmelerindeki aksamaların Türkler ve Kürtlerin ortak yaşam algısını olumsuz yönde etkilediğini belirtmek mümkündür."