Salih taşı bile örgütleyebilirdi
Salih Kandal Hilvanlıdır. Öğretmendir. Kendisini Kürt Özgürlük Hareketi'ne adar. İlk kongrede O da vardır. Urfa'da işbirlikçi aşiretçiliğin egemenliğini kıran isimlerden biridir. Bu yolda can verir.
Salih Kandal Hilvanlıdır. Öğretmendir. Kendisini Kürt Özgürlük Hareketi'ne adar. İlk kongrede O da vardır. Urfa'da işbirlikçi aşiretçiliğin egemenliğini kıran isimlerden biridir. Bu yolda can verir.
Hilvan, Kürt Özgürlük Hareketi için dönüm noktası merkezlerden biri. Hareketin doğuş sancıları en çok burada yaşandı, en büyük çıkışlardan biri de yine burada oldu. Hilvan, tıpkı Lice gibi bir doğuşun hem şahidi hem de ev sahibidir. Hilvan bu özelliğini bağrında taşıdığı evlatlarına borçludur. Onlar, zaman ötesi bir ruhun taşıyıcı kadrolarıydı. Salih Kandal işte onlardan biridir. Bulunduğu yeri değiştiren, dönüştüren, yerleşik kalıpları kıran, uykudan uyandıranlardandır. Özgürlük Hareketi'nin öncü kadrolarından olan Salih Kandal, kısa yaşamında büyük izler bırakır. Salih Kandal'ın yaşam izini sürerken ailesinin de iz bırakan hikayesine tanık olacağız.
TALEBE-ÖĞRETMEN BULUŞMASI
Salih Kandal, 1956 Hilvan doğumludur. Öğretmendir. Kürt Özgürlük Hareketi'nin kurucu kadroları arasındadır. Tıpkı Mazlum Doğan, Hayri Durmuş, Kemal Pir gibidir. O ruhtandır. Dönemin talebelerine o da bir öğretmen olarak eşlik etmiş, onlardan etkilenmiştir. Doğubeyazıt'ta öğretmenlik yapmıştır. Mesleğini yaparken de bir kadro olarak çalışmaya devam etmiş, Hilvan-Siverek-Urfa bölgesinde örgütlenme faaliyetlerini yürütmüştür. Devlet destekli Bucak aşireti ile çatışmada yer almış, işbirlikçi aşiretçiliğin egemenliğinin kırıldığı bu dönemin öncülerinden olmuştur. 30 Temmuz 1979 günü devletin her türlü imkan sunduğu ve halkın üzerine saldığı Adalet Partisi Milletvekili Mehmet Celal Bucak’a karşı yapılan Kırbaşı köyü baskınında yer alır. Burada yaşamını yitirir ama geriye unutulmayacak izler bırakır.
BENİ 8 SAATTE İKNA ETTİ
Hamit Kandal da 1953 doğumludur. Salih Kandal'ın abisidir. Onun çarpıcı hikayesini de aşağıda kısaca okuyacaksınız.
Hamit Kandal, Salih Kandal'la bir kavgasını anlatarak başlıyor söze: "Salih Kandal, benim küçüğümdü. Biz varlıklı bir aileydik. 4 erkek, 5 kız kardeştik. Baba vefat etmişti, ailenin büyüğü bendim. Salih mücadeleye girdiği zaman -bir anımız var- Dev Gençli bir öğretmeni (Şehmus Hacıyusuf) görevden attılar. Sonra Diyarbakır Belediyesi'nde işe girdi. Ve onu Diyarbakır’da suikastla öldürdüler. Salih onun cenazesi üzerine konuştu. Hilvan’da şöyle diyorlardı; Ahmede Şex’in öğretmen oğlu komünist olmuş. Tabii komünistin ne olduğunu o zaman bilmiyorum. Ben de feodalım ya dedim “Salih ağa komünizm nerden çıktı?” Kalktım ona iki tane vurdum. Salih karate kursunu görmüştü. Aramızda iki-üç santim boy farkı vardı. Benden uzundu, hareketliydi. Annem deliye döndü, ikimiz de silahlıyız, birbirimize girdik. O beni yere attı, ben 86 kiloydum o 87 kiloydu. O fark etti ben onu bırakmıyorum, üçüncüde ben onu yere attım. Sonra oturdu, 8 saat benimle konuştu. 8 saatte beni ikna etti."
TAŞI BİLE ÖRGÜTLEYEBİLİRDİ
Hamit Kandal, öğretmen kardeşi Salih Kandal'ı anlatırken onun ikna gücünü, adanmışlığını "taşı bile örgütleyebilirdi" örneğiyle anlatıyor. Onun inandığı dava uğruna bütün bilincini nasıl maharetle kullandığını şöyle anlatıyor: "Salih örgütlemedeydi. Görevi oydu. Partinin ilk kongresinde o da vardı. Örgütlü bir insandı, taşla konuşsa taş onun arkasından yürür. Salih arkadaş öyle bir insandı. Hangi yörede, hangi bölgede kalırsa onların şivesiyle onlarla konuşur. Öngörüsü çok yüksekti. Mücadeleye ölümüne bağlı bir insandı. Öğretmen olmuştu, Doğubeyazıt’ta iki sene öğretmenlik de yaptı. O zaman da parti kadrosuydu, çalışma yapıyordu. Sonra tayinini Doğubeyazıt’tan getirdik. O zaman bir tane MHP’li Milli Eğitim Müdürü vardı. Yozgatlıydı. Biz içeri girdik, ooo Salih Kandal hoş geldin dedi. Onun devrimci olduğunu biliyordu. Salih burada şehit düştü, 32 gün taziyesi sürdü. Hemen burada karşıdaydı (Röportaj yaptığımız yerin bulunduğu caddeyi gösteriyor). Annem feodal bir anneydi, biz ona feodal ana diyorduk. Salih’in taziyesinde kamyonlarca şeker, yağ, 120 tane koyun... Hepsi taziye için getirildi. Hepsini sattık. O zamanın parası 630 bin lira tuttu, partiye teslim ettik. Bunlar Salih için gelmiş, Salih bu mücadele için şehit olmuş. Bizim ihtiyacımız yok ama sizin olacak dedik verdik. O zaman birbirine bağlılık vardı, bilinç vardı, şimdi kurnazlıklar da çok..."
45 SENE GÖĞSÜNDE TAŞIDI
Hamit Kandal, röportaj sırasında göğsünün üzerindeki iç cebinden bir vesikalık fotoğraf çıkarıyor. Salih Kandal’ın vesikalık küçük bir fotoğrafını gösteriyor bana. Fotoğrafa bakarken duygulanıyor ama fark edilsin de istemiyor. Bana fotoğrafı gösterirken şu ifadeleri kullanıyor Hamit Kandal: "Bu fotoğraf yıllardır benimle. Bu fotoğrafı 1976'da çekmişti. 45 senedir bendedir. Cezaevinde benimleydi, hala benimle..."
BİNLERCE BASILDI HALKA DAĞITILDI
Salih Kandal'ın en küçük kardeşi Aynur Yılmaz, hayal meyal hatırlıyor yaşananları. Şimdi kendisi bir Barış Annesi. Elinde taşıdığı fotoğrafla röportaja başlıyoruz. Önce abisi Salih Kandal'ın taşıdığı fotoğrafıyla ilgili bilgi veriyor Aynur Yılmaz: "Şehit düşmeden 15 gün önce bu fotoğrafı çekmişti. Bu üzerindeki kahverengi elbisesi hala ablamın evinde ve saklıyor. Urfa ve Hilvan genelindeki fotoğrafçılar bu fotoğrafı binlerce çıkardı. Halka dağıttı. Bu fotoğraf neredeyse herkesin evinde vardır" diyor.
APOCULAR...
Ailesinin mücadeleye olan bağlılığını vurgulayan Barış Annesi Aynur Yılmaz, abisi Salih Kandal'ın ve mücadelenin mirasını şöyle anlatıyor: "Hilvan’dan kopamadık çünkü bizim bir parçamız burada. Mücadele burada başladığı için bununla gurur duyuyoruz. Aile olarak birçok sıkıntıyı çektik. O zaman anneme dediler size kimse sahip çıkmaz, sizi kimse içeri almaz, ailemizden de birçok kimse gerçekten bizi içeri almadı. Korkuyorlardı, bunlar Apocular diyorlardı. Tarlada dolaşır ekmek bulamazdık. Üzülerek söylemiyorum, iyi ki mücadelede yer aldık ve bu zamana geldik. Onun ve Serok’un arkasında milyonlar bu yolda devam etti. Bayrağı kaldırdılar, inanıyorum ki onların emekleri boşa çıkmayacaktır. Emekleri karşılıksız kalmayacaktır."
Kaynak: Yeni Özgür Politika