Salih Müslim: Haklarımızı almaya kararlıyız

Salih Müslim: Haklarımızı almaya kararlıyız

PYD Eşbaşkanı Salih Müslim Stockholm’de düzenlenen bir halk toplantısında yaptıðı konuşmada Ortadoðu’da Arap Baharı olarak adlandırılan ayaklanmaların neden ve sonuçlarını deðerlendirerek Rojava’daki son gelişmeleri Kürdistanlılara aktardı. Müslim Kürt halkının Suriye devriminin bir parçası olduðunu, ne pahasına olursa olsun Kürt halkının haklarını alacaðını vurguladı.

Ortadoðu’da ayaklanmaların özgürlük talebiyle Tunus’ta başladıðını Mısır ve diðer ülkelere yayıldıðını söyleyen Müslim ayaklanmalardan sonra bir çok ülkede ılımlı Müslümanların iktidara geldiðine dikkat çekti. Müslim Tunus’ta devrimÝne önderlik edenlerle görüştüklerinde kendilerine “Siz Suriye’nin devrimcilerisiniz. Bizim devrimimizi çaldılar. Sizinkini çalmasınlar” uyarısında bulunduklarını söyledi.

Müslim Berberilerin Libya’da onyıllar boyu Kaddafi’ye karşı mücadele etmelerine raðmen iktidar deðişikliðinden sonra taleplerinin karşılanmadıðını belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü: “Devrimi Berberler başlattı. Bedelini onlar ödedi. Ama şimdi onların ne dillerinden ne de kültürlerinden sözediliyor. Bizim ülkemizde de bir devrim var. Bu devrim haklı bir devrimdir. Suriye halkları özgürlük ve demokrasi istiyor. Biz özgürlük mücadelesi veren Suriye halklarının bir parçasıyız. Suriye’de diktatörlük ancak Kürtler üzerinde çifte diktatörlük vardır. Diimizi, topraðımızı elimizden aldılar. Köylerimizin adlarını deðiştirdiler. Çocuklarımıza Kürtçe isim verme imkanımız bile yoktu. Tüm bu baskılara karşı çıkan biz Kürtler baskı ve işkencelere maruz kaldık. Cezaevlerine atıldık. Suriye rejimi 1990’lı yıllardan itibaren Türkiye ile anlaşıp Kürtlere yönelik korkunç baskı ve saldırılarılara girişti. Bize karşı ilk kez bir miting bile örgütlediler. Kamişlı ayaklanması sırasında binlerce insanımızı işkenceden geçirdiler. Şehitler verdik. Ýşte Baas rejiminin Kürtlere yönelik politikası böyleydi.”

KÜRTLER 2004’TEN BERÝ BAAS REJÝMÝNE KARŞI MÜCADELE EDÝYOR

Kürt halkının Baas rejimine karşı 2004 yılında Kamışlı’da başlattıðı ayaklanmayı bazen onbinler bazen de 10 kişiyle sürdürdüðünü, tutuklamalara ve işkencelere raðmen mücadelenin tüm Suriye geneline yayılıncaya kadar devam ettiðini söyledi. Tunus, Mısır ve Libya’da olduðu gibi Suriye’deki ayaklanmanın da bir halk devrimi olduðunu ve özgürlük istediklerini söyleyen Müslim Kürtlerin diðer halklara göre daha çok demokrasi ve özgürlüðe ihtiyacı olduðunu ifade etti. Baas rejiminin çok kötü ve berbat bir rejim olduðunu ancak Esad’ın gitmesinden sonra iktidara kimlerin geleceðini ve ne için mücadele ettiklerini bilmek zorunda olduklarını belirtikten sonra şunları söyledi: “Biz kimsenin askeri olmayacaðız. Halkımızın askeri olmak zorundayız. Hiç kimse bizi kendi askeri olarak görmesin. Biz kendi tarihimizi ve eksikliklerimizi çok iyi biliyoruz. Hatalarımızdan dersler çıkardık. Biz kimliðimizi ve özgürlüðümüzü kabul etmeyen hiç bir güçle birlikte olmayacaðız. Onlarla ortak mücadele etmeyeceðiz. Bizim stratejimiz farklıdır. Tarihi ve siyasi tecrübelerimiz var. Bu nedenle de eksikliklerimiz azdır. Biz kimseye hizmet etmeyeceðiz. Öteki Kürt örgütleri de bu tutumumuzun doðru olduðunu söylüyor.”

ROJAVA ÝLGÝ ODAÐI OLDU

Müslim Temmuz ayında Kürtlerin Rojava’daki yerleşim bölgelerini ele geçirmelerinden sonra Batı Kürdistan’ın ilgi odaðı haline geldiðini, bir çok devlet ve örgütün PYD hakkında bilgi almak için girişimde bulunduklarını söyledi. Paris’ta yaptıkları basın toplantısını aralarında Fransız Cumhurbaşkanının Danışmanın da bulunduðu pek çok kurum temsilcisi tarafından izlendiðini, önümüzdeki ay Alman Dışişleri yetkilieriyle görüşmelerde bulunacaklarını ifade etti.

KÜRTLERÝN BÝRLÝÐÝNÝN BOZULMASINA ÝZÝN VERMEYECEÐÝZ

Kürtlerin birliðe ve örgütlenmeye ihtiyaçları olduðunu vurgulayan PYD Eşbaşkanı 2007 yılından beri “Demokratik Özerlik” olarak adlandırdıkları ekonomik, siyasi ve savunma yanları olan bir projeleri olduðunu ve bu projeyi yaşama geçirmeye çalıştıklarını söyledi. Müslim halkın ögütlenip öz savunma oluşturması gerektiðini, illerde, köylerde ve mahallelerde Meclisler kurduklarını, Afrin, Koban ve diðer yerleşim birimlerinde halkın idareye el koyduðunu ve kendi kendine yönetmeye başladıðını ifade etti. Projenin yaşama geçirilmesi için halkın yönetime katılmasının gerekli ve zorunlu olduðunu belirten Müslim Kürtlerin kendilerini korumak amacıyla silahlandıklarını söyledi.

Müslim uzun yıllar boyunca Kürtlerin birliðinin saðlanması için çalıştıklarını, ancak diðer partilerin isteksizliðinden dolayı bunu gerçekleştiremediklerini Temmuz ayında Hewler’de imzalanan anlaşmanın uzun yıllar sürdürdükleri birlik mücadelesinin bir sonucu olduðunun altını çizdikten sonra şunları söyledi: “Biz halkımıza söz verdik. Herkese de söylüyoruz. Biz bu anlaşmaya sahip çıkmak zorundayız. Bunun bozulmasına izin vermeyeceðiz. Biz bazı güçlerin bundan rahatsızlık duyduklarını ve daðıtmaya çalıştıðını çok iyi biliyoruz.”

KÜRTLER SALDIRILARI ENGELLEYEBÝLECEK GÜÇTE

Müslim konuşmasında Özgür Suriye Ordusu’nun bütünlüklü bir yapı olmadıðını ve onlarca başı bulunduðunu ve bunların farklı düşündüklerini ve kendi aralarında diyalogları olmadıðını, başlarının Fransa, Ýstanbul ve Antakya’da yaşadıklarını ve Türkiye’de yaşayanların tıpkı Tayyip Erdoðan gibi Kürtlere düşmanlık yaptıklarını söyledi. Müslim ayrıca Kürtlere düşmanlık yapanların başını Türkiye’de yaşayan Suudi Arabistan ve Türkiye’nin para ve silah yardımı yaptıðı Arap örgütlerinin çektiðine dikkat çekti.

AKP iktidarının para vererek kandırdıðını Antakya ve Urfa’da yaşayan bir grup Kürt gencinin Facebook aracılıðıyla PYD ve diðer Kürt örgütlerine yönelik karalayıcı kampanyalar yürüttüklerini belirten Müslim “Bunlar AKP Ýktidarına kendini parayla satan Kürtlerdir. Biz halkımızın bunları ciddiye almadıðına ve almayacaðına inanıyoruz” şeklinde konuştu.

Müslüm Batı Kürdistan’da halkı tehlikelere karşı kendilerinin savunduklarını, ekmek ve gıda yardımı yaptıklarını ve halkla bütünleştiklerini ve hiç kimsenin bu birlikteliði bozamayacaðını ifade etti. Yaptıkları her şeyde halkın çıkarlarını temel aldıklarını belirten Müslim Kürt halkına karşı olanlarının başarı şansları olmadıðına vurgu yaptı. Halkın giderek bilinçlendiðini ve bu saldırıları engelleyecek ve oyunları boşta çıkaracak güçte olduðunu belirtti.

TÜRKÝYE ESAD’LA BÝRLÝKTE 12 YIL KÜRTLERE KAN KUSTURDU

12 yıl Türk devletinin Esad rejimi ile birlikte çalıştıðını ve Kürtlere kan kusturduklarını söyleyen Müslim şimdi de hem muhalefet hem de Esat rejiminin Kürtlere tavır aldıklarını vurguladı. Suriye’de süren kirli savaşa karşı olduklarını ve savaşın durdurulmasını istediklerini belirten Müslim ancak Kürtlere yönelik bir saldırı olması durumunda kendilerini savunabilecek durumda olduklarını ifade etti.

Müslim Rojava’da yaşayan Kürtlerin diðer parçalarda yaşayan kardeşlerine ihtiyaçları olduðunu hatırlattıktan sonra her türlü müdahale alternetiflerine karşı hazırlıklı olduklarını da vurguladı.