Sabah'ın hedef gösterdiği Serdar Kaya'dan açıklama

Sabah'ın hedef gösterdiği Serdar Kaya'dan açıklama

Siyasetçi Serdar Kaya, kendisi hakkında Sabah gazetesi tarafından yapılan haberlere tepki göstererek, Devrimci Karargâh iddianamesine hukuksuz bir şekilde kanıt olarak sokulan MİT raporunun bu kez haber boyutuyla yeniden kanıt haline getirilmeye çalıştırıldığını ifade etti.

Sabah gazetesi, "İşte Devrimci Karargâh'ın beyni", "Ve işte hayalet" başlıklarıyla sunduğu haberlerinde, Berlin'de yaşayan siyasetçi Serdar Kaya'yı hedef aldı. Kaya'nın fotoğrafının da yer aldığı haberde "Devrimci Karargâh'ın Almanya'da yaşayan lideri" şeklinde ifadeler kullanıldı.

Konuyla ilgili açıklama yapan siyasetçi Serdar Kaya, "İlişkimin olduğu söylenilen Devrimci Karargâh bugünkü düşük profiline karşın Türkiyeli karşı devrimin korkularına tekabül ediyor olmalı ki, Devrimci Karargâh’la ismimin yan yana anılması, bu kodun halk düşmanı iktidarın besleme basınınca -her ne kadar kendimi hak ediyor saymasam da- bir madalya gibi göğsüme takılmasına yol açıyor" dedi.

'ABARTILI VE UCUZ İSTİHBARATÇILIK'

"Türkiyeli karşı devrimin korkuları günceldir" diyen Kaya, şöyle devam etti: "Kitle eyleminin devrimci Haziran kabarışı aynı zamanda bir devrimci önderlik arayışıdır. Devrimci Karargâh’ın gündeme getirdiği haliyle, kentli, Kürtlü, savaşkan ve huruçcu tarz ve programa sahip bir önderlik boşluğu Haziran sokaklarında hissedilmiştir. Türkiyeli karşı devrimin korkularının güncellenmesi toplumun ileri kesimlerindeki hissiyatın bilince, bilincin maddeye dönüşme eşiğinde olduğunu görmesindendir. Yoksa sıradan bir yaşamın normallerinde yaşayan Serdar Kaya’yı 'bulma'nın siyasal hayatımızda herhangi bir haber değeri yoktur."

“Serdar Kaya’nın yıllardır aranıp da bulunamaması” gibi bir durumun söz konusu olmadığını vurgulayan Kaya, Sabah gazetesinin hakkında yaptığı haberleri, abartılı ve ucuz 'uyanık istihbaratçılık' olarak nitelendirdi.

Bundan önceki istihbari faaliyetin kendisine dönük fiili tasfiyeyi sağlamak üzere geliştirildiğine vurgu yapan Kaya, Türkiye Başbakanı Erdoğan'ın “Avrupa’da ellerini kollarını sallayarak dolaşamayacaklar, artık” söylemini hatırlatarak, "Dosya istihbari ve planlama olarak son aşamaya kadar olgunlaştırıldı. Paris katliamıyla eş zamanlı idi. İşlem, geçtiğimiz yılın sonunda Merkel’in Türkiye’yi ziyareti nedeniyle beklemeye alındı. Paris suikastları sonrasında ise ileri bir tarihte yeniden ele alınmak üzere rafa kaldırıldı, çünkü PKK kadrolarından sonra bana yönelik bir infaz girişimi, Paris’teki TC parmağının gizlenmesini kesinlikle imkânsız kılacaktı" açıklamasında bulundu.

'İDDİANAMEDE ADI GEÇENLER BASKI ALTINA ALINMAK İSTENİYOR'

Kaya, Sabah gazetesinin haberleriyle ilgili olarak şu yorumu yaptı:

"Haberi hazırlayanlar Sabah gazetesi Özel İstihbarat dairesidir. Recep Tayyip Erdoğan'ın iktidar gücüyle yelkenlerini şişirdiği ve damadını kaptan köşküne koyarak ortaklarından kıldığı Çalık Grubu’na ait Sabah gazetesinin bu operasyonun içinde olması hiç de şaşırtıcı değildir. Aksine devrimde sınıfların nasıl mevzilendiğini göstermesi açısından zihin açıcı bir konumdur. Birimin yöneticisi Ferhat Ünlü’dür. Eski MİT’ci, karşı terör uzmanı Mehmet Eymür’ün elemanıdır. Eymür, Türkiye siyasal alanına yeni reprezantasyonunu Ünlü’nün yazdığı kitaplar üzerinden gerçekleştirmiştir. Teşkilatın başına geçme hayalleri kurarken MİT Özel İstihbarat Dairesinden tasfiye edilen Eymür şimdi aynı adlı oyuncağı üzerinden istihbaratçılık oynamaktadır.

Sicilinde Kızıldere katliamı, Ulaş Bardakçı’nın katledilmesi, Öcalan’a yönelik suikast girişimleri gibi devlet cinayetlerinin organizasyonu bulunan Eymür’ün şimdilerdeki bütün gayreti, içine itildiği emekli istihbaratçı statüsünden sıyrılarak kartvizitini yenilemek ve mevcut iktidar odaklarına mümkün olduğunca yakın durup geçmiş dönem yargılanmalarından tek başına paçayı kurtarmak üzerinedir."

Sabah gazetesinin kendisinden başka birçok kişi ve arkadaşı hakkında ileri sürülen pespaye iddia, yalan ve iftira dolu yorumlarla bir haber dizisi oluşturduğuna dikkati çeken Kaya, açıklamasında, yazılanların esas olarak yazanların ve yayınlayanların suçlarını ortaya döktüğünü kaydetti. 

"Kişilik haklarına tecavüz eden bu yalan ve iftiraya dayalı saldırıların elbette hukuki sonuçları da olacaktır. Ama haber içeriğinin bir de dolaylı sonucu mevcuttur: Devrimci Karargâh iddianamesine hukuksuz bir şekilde kanıt olarak sokulan MİT raporu, bir sürü ve hiçbirini burada anmaya bile gerek görmediğim abur cubur, uyduruk, mantıksız ve tutarsız isnadın yanı sıra bu kez haber donunda yeniden kanıt haline getirilmeye çalışılmaktadır. Bununla yapılmak istenilen Devrimci Karargâh iddianamesinde adı geçen devrimci ve demokratları Yargıtay sürecinde baskı altına almak, MİT raporunda adı geçip de dava kapsamına alınmayanları ise cezai tehdit alanına sokmaktır. Tabii ki bir bütün olarak Türkiye devrimci ve demokrat hareketine yönelik bir psikolojik harekâttır."