Artık deðişim sürecinden söz eden kalmadı. Şimdi ırkçılaşma süreci yaşanıyor. Önce özet:
Türk liberal, demokrat ve hatta liberal sol aydınlarının önemli bir kesimi AKP hükümetinin AB yolunda yürüyeceðine ve onun önünün askeri vesayet güçleri tarafından kesildiðine inandı. O nedenle AKPye destek verdi.
Bu öyle bir destek oldu ki, AKPnin gerçek suratı sisler gerisinde kaldı; Tayyip Erdoðanın ırkçı, kindar, fanatik Ýslam fundamentalisti suratını, bu liberal aydınların suratı gizledi. Herkes Erdoðana baktıðında, örneðin Mehmet Altanı, Ali Bayramoðlunu, bu arada Taraf yazarlarını gördüðünü sandı. AKP böylece liberal bir parti hüviyetiyle, aslında vesayete son verme yolunda deðil, ABDnin 1 Mart tezkeresinin öcünü ordudan alma operasyonunda aracı rol oynadı. Ülkeye egemen oldu.
Şimdi bu egemenliðin yükselen boðucu kokusunu duymayan kalmadı. Ýçişleri Bakanı Ýdris Naim Şahin, yazıyı bombayla eşitliyor; Başbakan köşe yazarlarını deftere kaydettiðini ilan ediyor; polis ve istihbarat unsurlarının cirit attıðı Ýslami fundamentalist Akit Gazetesi de Cengiz Çandar ve Hasan Cemali, tıpkı 28 Şubatta olduðu gibi Şemdin Sakıkın mektubuyla PKK yanlısı olarak hedefe koyuyor.
Şu anda Türk dış politikası Şii-Sünni savaşlarına angajedir. Kendisi demokrat olmayan Türk devletinin Suriyede demokrasi için Sünni silahlı gruplara yardım ettiðine dünyanın hiçbir yerinde hiç kimse inanmıyor. AKP hükümeti Suriyede Şii-Sünni savaşına katılmış bulunuyor. Hatayda Usame Bin Ladinin adamları boy gösterdi bile...
Ve bu ırkçı AKP siyasetinin iç yüzü tüm Avrupa devletleri için ibret verici örnekleriyle de ortaya çıkmaya başlamış bulunuyor. Mavi Marmara Gemisi baskınıyla birlikte ortaya çıkan Yahudi düşmanlıðının, aslında derin köklere sahip olduðu ve AKPnin gizli ajandasında anti-semitizmin önemli bir yer tuttuðu artık açıkça dile geliyor.
Dün, Taraf yazarı Roni Marguiles bunun çarpıcı ve bir o kadar mide bulandırıcı örneðini mükemmel bir yazıyla dile getirdi.
Uludað Üniversitesinin Ýlahiyat Fakültesi Dergisinde Dinler Tarihi hocası Yrd. Doç. Dr. Süleyman Sayarın Yahudi Karakteri (Tarihî ve Sosyo-Psikolojik Bir Yaklaşım) başlıklı bilimsel makalesinde dile getirilen anti-semitik hezeyanları gözler önüne serdi. Marguiles, Süleyman Sayarın makalesinden şu alıntıları yapıyor:
Araştırmamıza göre, Kuran terminolojisi bakımından... Yahudi karakterinin belirleyici kavramları şu şekilde sıralanabilir:
1. Ýnkâr (küfr), 2. Allaha eş koşma (şirk), 3. Yalanlama ve yalancılık (tekzîb ve kezib) 4. Üstünlük taslama (istikbâr), 5. Cinayet (katl), 6. Döneklik (tevellî ve iërâd), 7. Aşaðılık duygusu ve korkaklık (zillet ve meskenet). 8. Hâinlik ve ikiyüzlülük (hıyânet ve nifak), 9. Bozgunculuk (fesâd), 10. Haksızlık (zulüm), 11. Ýsyan ve serkeşlik (isyân, itidâ, tuðyân, isrâf, fısk, dalâlet, hevâ), 12. Ýhtilâf ve tartışmacılık (ihtilâf ve muhâcce), 13. Kıskançlık (hased), 14. Katı yüreklilik (kasvet), 15. Dünya hayatına düşkünlük (hırs), 16. Cehâlet ve beyinsizlik (cehl ve sefeh), 17. Sözü deðiştirme (tebdîl ve tahrîf), 18. Hakkı gizleme (ketm), 19. Gazap ve lânet (ðadab ve lânet).
Öðretim üyesi denilen adam şöyle sonuca varıyor:
Bu kavramlarla tasvir edilen karakter yapısına Yahudi millî karakteri olarak bakılamaz mı? Bize göre, bu soruya müsbet cevap vermek gerekir.
Hitler taslaðı devam ediyor:
Bu paragraflardaki her satır ırkçılık ve nefret suçudur. Marguiles haklı olarak şöyle diyor:
Bu makaleyi yayımlayan Fakülte Dergisinin Yayın Kurulu, dergiyi yayımlayan Ýlahiyat Fakültesinin dekanı, Uludað Üniversitesinin Senato üyeleri ve rektörü ırkçıdır.
Türkiyede yaşadıklarına şükretsinler. Başka ülkelerde bunların yeri üniversite deðil cezaevi olurdu.
Şimdi görelim bakalım, anlı şanlı Özel Yetkili Mahkemeler, Bursada kurulmuş bu anti-semitik, Nazi taslaðı örgütü ortaya çıkaracaklar mı? Hükümetin emrindeki YÖK, Fakülte Dergisi Yayın Kurulunu, dergiyi yayımlayan Ýlahiyat Fakültesi dekanını ve Uludað Üniversitesi rektörü ve Senato üyelerini görevden alıp, yargı önüne çıkartacak mı?
Kürt halkına karşı ırkçı saldırı, Türkiyenin manevi hayatını işte böyle zehirliyor. Uludað Üniversitesindeki anti-semitizm aslında Kürt düşmanlıðıyla gübrelenmiş toprakta boy veriyor.
Ýşte size örnek:
El Cezire Türkiyede Kürtlere karşı trend başlıðı altında verdiði haberde, En iyi Kürt ölü Kürttür kampanyasının tepkiyle karşılandıðını duyurdu.
El Cezire, trend yapan ırkçı söyleme katılanlardan bazılarını şöyle aktardı:
-BOB adlı kullanıcı en iyi Kürt ölü Kürt ifadelerini tekrarlayarak katılım oranını yükseltmeye çalışıyor.
-ydillek: En iyi Kürt ölü Kürt. Her Kürt potansiyel bir PKKlıdır..! ben bugüne kadar iyisine denk gelmedim!!
-Kimsinkim: En iyi Kürt ölü Kürt yazmak bile yürek işi ben yüz kere yazarım.
Evet. Türk topraðı zehirleniyor; manevi ekolojik yıkım kapımızdadır.
Kaynak: Özgür Gündem