Rojava için BM ve AB’ye harekete geçme çağrısı
Rojava için BM ve AB’ye harekete geçme çağrısı
Rojava için BM ve AB’ye harekete geçme çağrısı
Üç günden bu yana Rojava’daki gelişmelere dikkat çekmek amacıyla İsveç Parlamentosu önündeki meydanda çadır kuran “Rojava’ya Destek için Örgütler Ağı”nun düzenlediği basın toplantısına katılan siyasi parti ve demokratik kitle örgütlerinin temsilcileri, El Kaide bağlantılı çetelerin Rojava Halkına yönelik saldırılarını kınadılar. Rojava halkına uygulanan ambargonun kaldırılması için İsveç Hükümeti, Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler’e harekete geçme çağrısında bulundular.
Rojava’da yaşamını yitiren Kürdistanlılar ve devrim şehitleri için yapılan bir dakikalık saygı duruşunun ardından “Rojava’ya Destek için Örgütler Ağı” adına bir konuşma yapan Gazeteci-Yazar Kurdo Baksi, Suriye devletinin kurulduğu 1946 yılından beri ülkede yaşayan Kürtlerin en temel haklarının inkar edildiğini, 50 milyonun üzerinde olmalarına rağmen Dünyada devletleri olmayan tek ulusun Kürtler olduğunu söyledi.
Suriye’de 3 yıldan beri devam eden iç savaşta 130 bin kişinin yaşamını yitirdiğini belirten Baksi, sayıları 3 milyon olan Rojava Kürtlerinin bu savaştan zarar gören kesimlerin başında geldiğini, hem Esad rejimi hem de kendini muhalefet olarak tanımlayan El Kaide bağlantılı çetelerin saldırılarıyla karşı karşıya kaldığını dile getirdi.
“Son dönemlerde El Nusra ve Irak-Şam İslam Devleti gibi çeteler Kürt Halkına yönelik katliamlar gerçekleştiriyor. İslam adına televizyon kameralarının önünde insanları infaz ediyor, köyleri yakıyor ve kadınlara tecavüz ediyorlar” diyen Baksi, Rojava’da yaşayan Kürt Halkının bu güçlere karşı desteklenmesinin önemine değindi.
YAŞAMLARINI ONURLU BİR GELECEK İÇİN FEDA EDENLERİ UNUTMAYALIM
Kürtlerin topraklarını savunmak için kararlı ve onurlu bir direniş gösterdiklerini belirten Baksi “Diasporada yaşayan tüm Kürtlerin, Kürt Halkının dostlarının ve insan hakları savunucularının Madagaskar, Filipin veya Stockholm’de yaşamalarından bağımsız olarak, nerede olurlarsa olsunlar Rojava Halkının direnişini desteklemeleri gerekir” şeklinde konuştu.
Baksi hafta sonu Doğu Kürdistan’da iki yiğit Kürt savaşcısının idam edildiğini hatırlattıktan sonra “Kürdistan’ın neresinde doğarsak doğalım biz diğer parçalarda Kürt Halkının özgürlüğü için Dünyanın en zalim diktatörleri İran, Irak, Türkiye ve Suriye’de savaşan ve yaşamlarını yitiren şehitleri unutmamalıyız. Onlar yaşamlarını onurlu bir gelecek için feda ettiler” şeklinde konuştu.
EL NUSRA SERAKANİYE’YE KİMYASAL SİLAHLARLA SALDIRDI
Soykırım karşıtı insan hakları örgütü Kurdcide Watch CHAK Başkanı Azad Heydari, bundan 3 gün önce Suriye Muhalefetinin El Kaide’nin Özgür Suriye Ordusu içinde bulunduğunu kabul ettiğini belirttikten sonra dün akşam ÖSO içinde yer alan El Nusra’nın Serekaniye’de halka kimyasal silahlarla saldırdığını söyledi.
El Nusra güçlerinin Türkiye ve diğer gerici ülkeler tarafından silahlandırıldığını ve finanse edildiğini belirten Heydari, sadece Kürtlere değil, Hıristiyan azınlıklara saldıran ve kiliseler yakan El Nusra’nın durdurulası gerektiğini dile getirdi.
Parlamento bünyesinde kurulu Türkiye’de İnsan Haklarını Destekleme Komitesi Başkanı ve Sol Parti Milletvekili Jacob Johnson, Suriye’de 3 yıldan beri süren savaşta 100 bini aşkın kişinin yaşamını yitirdiğini, 6 milyon kişinin topraklarını terketmek zorunda kaldığını hatırlattıktan sonra Rojava’da Kürt halkının terörist saldırılar ve ambargo ile karşı karşı kaldığını söyledi.
TÜRK DEVLETİNİN KÜRDİSTAN’DA DUVAR ÖRMESİ KABUL EDİLEMEZ
El Nusra ve Irak-Şam İslam Devleti’nin Kürt Halkına yönelik saldırılar sürdürürken Türk Hükümetinin Rojava’ya ambargo uygulamakla kalmayıp sınıra duvarlar ördüğünü belirten Johnson, “Bu kabul edilemez. Dış dünya buna karşı tavır almalı ve sorunun silahla değil barışcıl yollardan çözülmesi için çalışmalı. İsveç sorumluluğunu üstlenerek bu konuyu Avrupa Birliği ve Türkiye ile yaptığı görüşmelerde gündeme getirmeli” şeklinde konuştu.
Bundan bir süre önce konuyu parlamento gündemine getirerek Dış Yardım Bakanı’na Rojava’ya yardım için ne yapmayı düşündüğü sorusunu yönelttiğini belirten Johnson, bakanın sorusuna cevap vermek yerine genel ifadeler kullanmayı yeğlediğini belirttikten sonra şunları söyledi:
“İsveç Hükümeti Rojava için ne yapmayı düşündüğünü açıkça söylemek zorunda. Çok güç koşullarda bulunan Rojava Halkına uygulanan ambargonun kırılması için adım atmalı. Sadece İsveç değil, tüm ülkeler El Nusra ve diğer çetelerin Rojava Halkına yönelik katliam, saldırı ve tecavüzlerine karşı çıkmak zorunda. Ama Suudi Arabistan gibi ülkeler hala bu çeteleri desteklemeye devam ediyor.”
ROJAVA HALKI DEĞERLERİ, KİMLİĞİ VE ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN DİRENİYOR
PYD İsveç Temsicisi Şiyar Ali, El Nusra ve benzeri çetelerin Rojava’da Kürt Halkına karşı kimyasal silahlar dahil her türlü ağır silahlarla saldırdığını ancak birliğini sağlayan ve ayağa kalkan Rojava Halkının her türlü saldırıya karşı koyacak güçte ve örgütlülükte olduğunu söyledi. İsveç’ten Cihad amacıyla gidenlerin Türkiye üzerinden Rojava ve Suriye’ye giriş yaptıklarını söyleyen Ali, “Rojava Halkı Kürt Halkının değerleri, kimliği, demokrasi ve özgürlüğü için direniyor. Hiç bir güç Rojava Halkının haklı mücadelesini bastıramaz” şeklinde konuştu.
Çevre Partisi Yeşiller’i temsilen bir konuşma yapan Rewbar Hassan, Rojava’da İslamın adını kullanarak Kürt Halkına saldıran çetelerini katliamlarına karşı hiç kimsenin sessiz kalmaması gerektiğini söyledi. Rojava’da Kürtlerin on yıllar boyu baskı altında yaşadığını ve en temel haklarının ihlal edildiğini hatırlatan Hassan, kendi kendini yönetmek isteyen Rojava Halkının Türkiye tarafından desteklenen El Nusra çetelerinin saldırılarıyla karşı karşıya kaldıklarını söyledi.
GÜNEY KÜRDİSTAN YÖNETİMİ ROJAVA’YA YÖNELİK AMBARGOYU KALDIRMALI
Kürtlerin özgürlük taleplerine saygı gösterilmesini ve Rojava’ya yönelik ambargonun kaldırılmasını talep ettiklerini belirten Hassan, “Biz Çevre Partisi Yeşiller olarak tüm gücümüzle Kürtlere yönelik verilen fetvaları ve cihadı kınıyoruz. Güney Kürdistan Yönetiminin Rojava’ya uyguladığı ambargoyu kaldırmasını ve sınırlarını açmasını talep ediyoruz” dedi.
PJAK adına bir konuşma yapan Josef Soltani, Rojava’da Kürt halkına yönelik saldırı ve katliamların arkasında Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar’ın bulunduğunu belirterek bu ülkelerin Birleşmiş Milletler tarafından kınanmasını istediklerini söyledi. Geleceğin Suriye’sinin demokratik prensipler temel alınarak kurulması gerektiğini, Suriyede yaşayan tüm etnik ve dini grupların haklarına saygı gösterilmesini belirterek Rojava Halkının böylesi bir Suriye’nin kurulması için mücadele ettiğini söyledi.
SINIRLARIN KAPATILMASI VE YARDIMLARIN ENGELLENMESİ İNSAN HAKLARI İHLALİDİR
PJAK olarak Rojava’da Kürt Yüksek Konseyi ve PYD’nin aldığı ve alacakları kararları desteklediklerini ve desteklemeye devam edeceklerini söyleyen Sultani, “Sınırları kapatarak Rojava halkına gıda ve ilaç yardımının engellenmesi insan hakları ihlalidir. Bu Kürtlerin mücadelesini boğmak amacıyla uygulanan kirli bir politikadır. PJAK bu politikayı şiddetle kınıyor” şeklinde konuştu.
İran’daki son gelişmelere de dikkat çeken Soltani, son iki ay içinde İran’da 200 kişinin ve son bir hafta içinde de 18 kişinin idam edildiğini ve PJAK’ın idamları şiddetle protesto ettiğini dile getirdi.
Parlamento bünyesinde kurulu Kürtlerle Dayanışma Komitesinin Başkanı ve Halk Partisi’nin Dış Politika Sözcüsü, Milletvekili Fredrik Malm, Suriye’de 2 bin civarında çatışan grup olduğunu ve böylesi bir ortamda Suriye’de yaşayan halka insancıl yardım yapmanın oldukça güç olduğunu belirtti. Yardımların ulaşılması için yeni yol ve yöntemler bulunması gerektiğini belirten Malm, Suriye’deki savaşın normal ve sıradan bir savaş olmadığını 130 bin kişinin yaşamını yitirdiğini, 6 milyondan fazla insanın topraklarını terk ettiğini hatırlattıktan sonra “Rojava’daki savaş iki ordu arasındaki savaş değildir. Bir tarafta Kürt milisleri diğer yanda da El Kaide bağlantılı İslami, cihatcı, terörist, teokratik ve faşist güçler var. Kürt milisleri şehirlerde ve köylerde yaşayan halkı savunmak için, islamist teröristler insanları sakatlamak ve öldürmek için saldırıyor. Bir taraf insanları öldürmeye diğer taraf ölümden kurtarmaya çalışıyor. Bunun için biz Milletvekilleri için, başkanı olduğum parlamentoda 7 partinin yer aldığı Kürt Komitesi için tutum takınmak oldukça kolay. Bu bir partinin ve örgütün sorunu değil. Kürt sivillerin korunmaları oldukça önemli. Suriye’de ve Rojava’da halkı savunmak için silah kullanılması gerekiyor. Sivilleri korumanın başka yolu yok. Çünkü saldıranlar El Kaide’ye bağlı teröristler” şeklinde konuştu.
Malm, İsveç’in Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler aracılığıyla Suriye ve Rojava’da yaşayan halka insani yardım yapılması ve Rojava’da çetelerin saldırılarına uğrayan Kürtlerin korunması için girişimde bulunmasını istediklerini söyledi.
Kürt Konseyi adına bir konuşma yapan Ferit Sincar, Rojava’da Kürt Halkının kendi kendini yönetmesini hazmedemeyen güçlerin El Nusra ve benzeri çeteleri finanse ederek ve silahlandırarak Kürt Halkına karşı saldırdığını, bu güçlerin başında da Kürt Halkının statüsünü kazanmasını engellemek isteyen Türkiye olduğunu söyledi.
Sincar, Rojava’ya Türk devleti ve Güney Kürdistan yönetiminin ambargo uygulamasını kınadıklarını belirttikten sonra Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve İsveç Hükümeti’ne Rojava’ya yönelik saldırıları protesto etmesi çağrısında bulundu.