PKK'nin Şemdinli'de başlattıðı alan hakimiyetine dayalı gerilla operasyonu iki haftayı geride bıraktı. Gerillanın denetim alanını genişletmesi AKP Hükümeti ve TSK'da aynı anda bir saldırganlıðı tetikledi. Savaş bölgesinde karadan denetimi neredeyse tamamen kaybeden TSK bu bölgeyi uzun menzilli toplar ve uçaklarla sürekli bombalıyor. Ankara'da iktidarın yükselen “intikam” çıðlıkları TSK'nın Kürdistan'da verdiði büyük kayıpları gizlemeye yetmiyor.

Ankara kaybetmenin eşiðine geldiði noktada bir kez daha sahibinin sesi Türk basının açık desteði ile yine doping yapıyor. Ne gariptir Olimpiyat oyunları için Londra'ya giden Türk sporcuların bir bölümü de daha oyunlar başlamadan dopingli çıktıðı için geri yollandı. Hile ve desise bir topluma en üstten sirayet etti mi onu bir bütün olarak çürütüyor.

Savaş dopinginin şırıngalarından Radikal Gazetesi yalanın dozunu öylesine artırdı ki baðımlıların sonunu bildikleri halde kendilerini ölüme götürecek dozu kendi damarlarına zerk etmeleri gibi yalan haberleri topluma zerk ediyor.

Kısa süre önce Ankara'nın icazeti ile gittiði Kandil'den getirmeye söz verdiði “müjdeli” haberleri alamayarak eli boş dönen Avni Özgürel bu kez yalana sarılmış. Yaptıðı röportajda KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan'ın sözlerini tahrif eden Özgürel bu kez de Şemdinli'de yaşanan gerilla hakimiyetini “ehemmiyetsiz” bir girişim olarak mahkum etmeye çalışıyor. Bunu yaparken de elinde yalandan başkaca bir aracı yok.

7 Aðustos 2012 tarihli Radikal Gazetesi'nde yayınlanan, “PKK'nin Şemdinli'deki açmazı” başlıklı yazısında Özgürel, “PKK’nın iki hafta önce başlattıðı; bugün itibariyle aðır kayıplar verdiði bilinen Şemdinli saldırısı, bu bakımdan önemli... 1999’da 1000 silahlı militanla Şırnak’a saldırıp kenti ele geçirmek isteyen, ancak 300 kayıp vererek geri çekilmek zorunda kalan örgüt, bu defa Şemdinli’yi hedef alırken konjonktürel açıdan avantajlı; siyaseten ve psikolojik olarak üstün konumda olduðunun hesabı içindeydi.” diyor.

Oysa Kürt sorununu bırakın kendine ”uzman” demeyi sıradan bir gazete okuru olarak hem de Türk basınından izleyenler de bu tarihlerde böyle bir baskın yapılmadıðını biliyor. PKK'nin1999'da Abdullah Öcalan'ın isteði üzerine silahlı güçlerini Güney Kürdistan'a çektiði de kamuoyunun ve muhataplarının malumudur.

Ayrıca dünyada yaşanmış gerilla mücadelelerini şöyle bir bilen herkesin malumudur ki hiç bir gerilla hareketi 1000 kişilik silahlı bir güçle eylem yapmaz.

Yine Radikal Gazetesi Özgürel'den bir gün sonra başka bir kirli savaş haberciliði ile devam ediyor psikolojik savaş taktiklerine. Radikal Gazetesi'nde 8 Aðustos 2012 tarihinde Nazım Hikmet'in “Çocuklara kıymayın efendiler” dizesi ile verilen haberde hiç bir kaynak ve somut veriye ihtiyaç duymadan PKK'nin “çocuk asker” kullandıðı yalanı yer alıyor.

Gazete çocuklarında katlinin yolunu açan ilk adımı atıyor ve gerçeði katlediyor.

Ýstihbarat bilgilerine dayanan haberde, bölgede incelemelerde bulunan CHP heyetinin de yerel sivil toplum örgütlerinin de doðrulamadıðı AKP Hükümeti'nin, “115 teröristin öldürüldüðü” bilgisi doðrulanmaya çalışılıyor.

Türk basınında yalan haber üretirken en çok başvurulan, “isminin açıklanmasını istemeyen yetkili” şablonu yerine, “Bölgede görev yapan bir yetkilinin verdiði bilgiye göre...” ifadesi kullanılıyor. PKK hakkında bilgi veren bir “yetkilinin” isminin neden açıklanmadıðı izaha muhtaç.

Devlet mekanizmasının kendi “doðruluðunu” ispata dönük ürettiði istihbarat raporlarının dilinin hakim olduðu haberde, “Geçimli Karakolu yakınlarında ölen PKK’lıların arasında üç kız çocuðu da vardı. Bu durum, ilk olarak PKK’lı cenazelerinin araziden Geçimli Karakolu’na getirilmesiyle ortaya çıktı. Ardından gerçeðin daha da acı olduðu otopsi aşamasında görüldü. Karşılaştıkları manzara görevlileri şoke edecek boyuttaydı. Getirilenler arasında üzerlerinde sadece el bombaları bulunan üç kız çocuðu da vardı. Kimlikleri olmadıðı için kesin yaşları tespit edilemedi. Ancak genel muayeneleri en fazla 16-17 yaşında olabileceklerini gösteriyordu. Bu durum otopsiye katılan yargı mensuplarının zor anlar yaşamasına neden oldu. Terör uzmanlarına göre, bu durumun tek izahı var: PKK, elindeki bütün militanları, daha önce “Cephe gerisinde eðitimlerini sürdürüyoruz” dediði çocukları dahi çatışma alanlarına sürüyor. Silahlı çatışmaya giremeyecek bu militanlar bir çeşit fedai eylemcisine dönüşüyor.” deniyor.

Öyle bir senaryo hazırlanmış ki hem “PKK çocuk askerleri savaşa sürüyor” yalanı servis edilerek gerillanın Kürdistan'da gerçekleştirdiði operasyon gizlenmeye çalışılıyor. Hem de bu olay karşısında “derin üzüntü yaşayan” Türk resmi görevlilerinin “duyarlılıðının” altı çiziliyor.

Kısa süre önce Kürdistan'da devlet güçleri tarafından kimyasal silahlarla yakılan gerillaların cenazeleri kimlikleri tespit edilemeyecek derecede tahrip edildikleri için günlerce morgda bekletildi. Bazı cenazeler sadece iki ayaktan ibaretti. Bedenlerinin geri kalanı yok olmuştu. Radikal Gazetesi hem Özgürlük Hareketi'ni karalamaya çalışıyor hem de cinayet şebekesini insanmış gibi pazarlamaya.