PKK ve PAJK’lı tutsaklardan Erdoðan’a sert tepki

PKK ve PAJK’lı tutsaklardan Erdoðan’a sert tepki

PKK'li ve PAJK'lı tutsaklar adına açıklama yapan Deniz Kaya, Başbakan Erdoðan'ın "şov yapıyorlar, şantaj yapıyorlar" açıklamasına sert tepki göstererek, "Taleplerimiz saða-sola çekiştirilemeyecek kadar somut ve nettir. Taleplerimizin muhatabı olan AKP devleti-hükümeti, kamuoyu önünde ve amasız, fakatsız, ancaksız, bir biçimde yanıt vermeli ve yerine getirmelidir. Bunu yapmak yerine, bizleri tehdit etmek, direnişimizi karalamak, yok saymak, yalan atmak, idam tehdidi ile bizlerin geriye çekileceðini beklemek-sanmak, beyhude çabalar olmaktan da öteye, boş hayallerdir" dedi. Kaya, "En ufak bir saldırı ve müdahalede nelerin olabileceðini kamuoyuna söylemiş ve AKP hükümetinin bunun altında kalacaðını, kıyameti koparacaðımızı belirtmiştik" diye kaydetti.

KAYA: MÜDAHALE OLURSA KIYAMETÝ KOPARIRIZ

PKK'li ve PAJK'lı tutsaklar tarafından Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın saðlık, güvenlik ve özgürlük koşullarının saðlanması ile anadil önündeki engellerin kaldırılması için başlattılan süresiz-dönüşümsüz açlık grevleri 64. gününde devam ederken, siyasi tutsaklar adına Deniz Kaya yazılı açıklama yaptı. "Bizler; Türkiye cezaevlerinde bulunan on bin PKK'li ve PAJK'lı tutsaklar olarak, 12 Eylül 2012'de açıklama yapmış ve önderliðimiz üzerinde sürdürülen tecridin sona erdirilmesi; önderliðimizin saðlık, güvenlik ve özgürce hareket etmesinin koşullarının yaratılmasını, anadilimiz üzerinde yürütülen ırkçı ve inkarcı politikalara son verilerek, başta anadilde savunma olmak üzere, anadilimizde eðitim ve öðreniminin önündeki tüm engellerin kaldırılmasını istemiş ve bu taleplerle süresiz-dönüşümsüz açlık grevine başladıðımızı, taleplerimizin muhatabı olarak da AKP devletini-hükümetini gördüðümüzü belirtmiştik" hatırlatmasında bulundu. Kaya, "Taleplerimizin muhatabı olan AKP hükümeti ve Türk Başbakanı Tayyip Erdoðan, bu süre içerisinde taleplerimizi görmezden gelmiş, eylemimizi yok saymış, bedenlerini ölüme yatırmış arkadaşlarımız şahsında, bizlere, halkımıza hakaret etmiş ve tüm dünyanın gözleri önünde, cezaevlerinde açlık grevi olmadıðını söyleyerek, açıktan ve gözlerini kırpmadan televizyon ve basının önünde yalan söylemekten çekinmemiştir" dedi.

Başbakan'ın "yok" dediði açlık grevi direnişinin, bizzat kendi bakanları ve hükümeti tarafından sayısal rakamlar verilerek, kabul edildiðine vurgu yapan Kaya, "Bir halkı yönetme iddiasında olan; ancak yıllardır, kan-zulüm-gözyaşı-acı ve yoksulluktan başka hiçbir şey vermeyen, kendi saltanatı ve ihtirası için ortalıðın kan gölüne dönmesinde hiçbir beis görmeyen birinin başta tutulmaya devam etmesi, tek kelimeyle utanç verici bir durumdur" dedi. Bir Başbakan'ın bu kadar açık, bu kadar bariz ve tüm dünya tarafından bilinen, görülen bir gerçeði yok sayması, inkar etmesi, içine düştüðü durum açısından ibret verici bir durum olduðuna dikkat çeken Kaya, "Türk halkının ve tüm kanaat önderlerinin; aydınların bu durumu görmesi, bir kişinin ihtirası için toplumu düşürdüðü bu zül duruma sessiz kalmaması gerekmektedir. Çünkü yaşanan bir zillet durumudur ve zillet felaket getirecek; felaket sadece bugün için deðil, toplumun tüm geleceðini yok edecek düzeydedir" diye bellirti.

KAYA: AKP REJÝMÝ TÜM NESÝLLERÝN GELECEÐÝNÝ KARARTIYOR

Tayyip Erdoðan ve AKP rejiminin, sadece şimdi deðil, tüm nesillerin geleceðini kararttıðına vurgu yapan Kaya, "Kardeş Türk halkı ve demokrasi güçleri bilmelidir ki, AKP hükümeti ve Tayyip Erdoðan başta kaldıðı sürece, hiç kimsenin ama hiç kimsenin gelecek garantisi yoktur, çocukların, kadınların, gelecek nesillerin hiçbir garantisi yoktur" çaðrısında bulundu. Kaya, açıklamasında şunlara dikkat çekti: "Bugün bizlere, halkımıza saldıran gerici ve yobaz bir muhteris, yarın en yakınındakileri bile yemekten, harcamaktan çekinmeyecektir. Çünkü onun için önemli olan toplum, toplumun geleceði, ülkenin ve halkın mutluluðu ve refahı deðildir; böylesi muhterisler sadece ve sadece kendi çıkarını düşünür; kendisi varsa toplum var, kendisi yoksa toplum da yoktur, halk da yoktur, gelecek de yoktur. Türk halkının bu durumu görmesi ve buna karşı harekete geçmesi artık bir ihtiyaç olmanın da ötesinde, bir gereklilik, bir zorunluluk, toplumun devamı ve gelecek nesillerin selameti için ayaða kalkması ve Nazi artıðı bu Hitler kopyasını başından atması gerekmektedir."

ULUSLARARASI KAMUOYUNA DUYARLILIK ÇAÐRISI

Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliði, Avrupa Konseyi, CPT, Uluslararası Af Örgütü ve tüm sorumlu yetkili çevrelere seslenen Kaya, "Bu insanlık utancını durdurun, bu çıðlıklarımızı duyun; önderliðimiz 476 gündür aðır ve sistematik bir işkence ve tecrit altında, halkımıza her gün bombalar yaðdırılıyor, cezaevlerinde arkadaşlarımız ölümle yüz yüze" diye kaydetti.

Kaya, cezaevlerine gönderilen genelge ile asker ve polis yıðınaðı yapıldıðına dikkat çekerek, "Bugün açlık grevimizin 64'üncü günü. 64 gündür zindanlarda bulunan arkadaşlarımız dirhem dirhem erimekte, arkadaşlarımız artık ölümün eşiðine gelmiş bulunmaktadırlar. Taleplerimizin muhatabı olan AKP devleti, taleplerimizi karşılamak yerine, arkadaşlarımızın ölümü üzerinden bizlere şantaj yapmaktadır. 64 gündür açlık grevinde olan ve artık konuşamaz, yürüyemez duruma gelmiş olan arkadaşlarımıza müdahale etme, saldırma hazırlıkları yapmaktadır. Bunun yanında, Hipokrat yeminini unutan, bu yemini hiçe sayan doktor Mendel kılıklı ve kendine hekim diyen faşist kişiler ile beraber arkadaşlarımıza psikolojik işkenceler yapılmaktadır. Bizler özgürlük tutsakları olarak; en ufak bir saldırı ve müdahalede nelerin olabileceðini kamuoyuna söylemiş ve AKP hükümetinin bunun altında kalacaðını, kıyameti koparacaðımızı belirtmiştik" ifadelerini kullandı.

KAYA: TALEPLERÝMÝZ SAÐA-SOLA ÇEKÝŞTÝRÝLMESÝN

Açlık grevinde olan tutsakların taleplerini bir kez daha hatırlatan Kaya, "Taleplerimiz saða-sola çekiştirilemeyecek kadar somut ve nettir. Taleplerimizin muhatabı olan AKP devleti-hükümeti, kamuoyu önünde ve amasız, fakatsız, ancaksız, bir biçimde taleplerimize yanıt vermeli ve yerine getirmelidir. Bunu yapmak yerine, bizleri tehdit etmek, direnişimizi karalamak, yok saymak, yalan atmak, idam tehdidi ile bizlerin geriye çekileceðini beklemek-sanmak, beyhude çabalar olmaktan da öteye, boş hayallerdir. Hemen belirtelim ki, bizler bu şantaja gelmeyiz. Halkımızın buna vereceði cevabı da çok yakında, başta bu şantajı yapanlar olmak üzere, dost ve düşman herkes görecek ve tanık olacaktır" açıklamalarında bulundu.

Talepler yerine getirilmeden "Parasını veren mahkemelerde isteyen istediði dili konuşacak" demenin bir saptırma olduðuna dikkat çeken Kaya, "Bu bir kandırmacadır. Bu, 'Kürtçe konuşursan, para cezası keseriz' demektir. Bu 12 Eylül, 12 Mart mantıðı, anlayışı ve zihniyetidir. Bunu kabul etmemiz mümkün deðildir. Bizler ne seçmeli dili kabul ederiz, ne dilimizi kurslarda öðreniriz, ne de para vererek mahkemelerde savunma yaparız. Bizler; anadilimiz ve kültürümüzün yasal-anayasal güvencelere kavuşturulmasını, kendi ülkemizde kendi dilimiz ve kültürümüzle yaşamak istiyoruz. Tüm kamuoyunun bilmesini istiyoruz; bunun dışında söylenen hiçbir şeyi kabul etmeyiz, hiçbir oyuna ve manipülasyona gelmeyiz, tüm gücümüzle buna karşı çıkarız. Halkımızın, halkımızın dostları ve tüm devrimci demokratik çevrelerin, duyarlı kamuoyunun bu aldatmacalara kanmaması ve buna karşı çıkmasını istiyoruz" dedi.

Türkiye'de yaşayan tüm halklar ile birlikte eşit, özgür ve kardeşçe bir yaşamın olacaðı gelecek için bedenlerini ölüme yatırdıklarını kaydeden Kaya, "Bizler özgürlük tutsakları olarak; özgür ve onurlu bir yaşam, kendi geleceðimizin kendimiz tarafından belirleneceði, Türkiye'de yaşayan tüm halklar ile birlikte, eşit, özgür ve kardeşçe bir yaşamın olacaðı bir gelecek için bedenlerimizi ölüme yatırdık. Bunu yaparken halkımızdan ve haklılıðımızdan güç aldık ve almaya devam ediyoruz. Bizi desteklediðinizi biliyoruz, bu ırkçı ve inkarcı, katliamcı devletin topraklarımızdan gitmesini istediðinizi biliyoruz. Bunun en büyük kanıtı, bugüne kadar ve şu anda gösterdiðiniz büyük fedakarlık ve bitmeyen mücadelenizdir" ifadelerini kullandı.

KAYA: HALKIMIZIN TÜM BÝREYLERÝ AYAÐA KALKMALI

Kaya, açıklamasının devamında şunlara yer verdi: "Şimdi artık özgürlüðün an meselesi olduðu şafak vaktine gelmiş bulunuyoruz. Bu süreçte, herkesin; kadın, erkek demeden, genç ve yaşlı demeden, çocuk demeden halkımızın tüm bireylerinin ayaða kalkması ve bu faşist rejimi topraklarımızdan söküp atması ve özgürlüðümüzü kazanmamız artık an meselesidir. Bizler bu zulüm ve bezirgan saltanatına karşı direniyoruz ve büyük bir kararlılıkla direnmeye devam edeceðiz. Hiçbir güç ve baskı; hiçbir tehdit ve şantaj bizleri bundan alıkoyamaz-alıkoyamayacaktır. Evlatlarınız olarak sizden isteðimiz; bize güç vermeye devam etmeniz, bize omuz vermeniz, sesimize ses, gücümüze güç katmanız; çok haklı, çok meşru ve insan olmaktan kaynaklı, ana sütü kadar helal olan taleplerimiz yerine gelinceye kadar, geceli-gündüzlü serhıldan hareketinde yer almanız ve kim ne yapabiliyorsa, elinden ne geliyorsa yapmasıdır. Tüm ailelerimizi ve halkımızı, cezaevi kapıları önünde kesintisiz nöbetler tutmaya, buraları bir serhıldan yerine çevirmeye ve arkadaşlarımıza sahip çıkmaya çaðırıyoruz. Zalimler ve komplocular kaybedecek, halklarımız kazanacak, Özgürlük kazanacak."