‘PKK listeden çıkarılmadıkça barış olmaz’

İsveç Sol Parti Milletvekili Amineh Kakabaveh, PKK’nin “terörist örgütler listesi”nden çıkarılmadıkça barışın sağlanmasının mümkün olmayacağını ifade etti.

İsveç Sol Parti Milletvekili Amineh Kakabaveh, Türk devletinin PKK'yi terörist bir örgüt göstererek Kürdistan'da katliamlarını meşrulaştırmaya çalıştığını, saldırıların durdurulması için PKK'nin terör örgütleri listesinden çıkarılması gerektiğini ve bu gerçekleşmedikçe savaşın sona erdirilemeyeceğini ve barışın sağlanamayacağını söyledi.

Bakur'da yaşayan Kürt Halkının tarihin en büyük saldırılarından biriyle karşı karşıya olduğuna, ilçelerin yakılıp yıkıldığına ve sivillerin katledildiğine dikkat çeken Kakabaveh, “Tüm bunlar olurken Avrupa Birliği ve ABD Türkiye'nin kendisini terörizme karşı savunma hakkı olduğunu söylüyor. Onlar, böylelikle Kürt Halkına yönelik katliamları kınayacaklarına Türk devletinin katliamlarına meşruiyet kazandırıyorlar” dedi.

KÜRT HALKI SARDIRIYA UĞRAMASAYDI SİLAHA SARILMAZDI

“Kürt sorunu PKK terör örgütleri listesinde yer aldıkça çözülemez. Erdoğan ve diğer ülkelerin liderleri bunu bahane ederek sorunun barışcıl çözümüne karşı çıkıyor ve teröristlerle pazarlık yapılmayacağını söylüyor. Sorunun çözülmesi içn PKK ve Türk devletinin bir araya gelip konuyu konuşmaları gerekir. Ama PKK'ye karşı olan ve onu ortadan kaldırmak isteyen bir devletle karşı karşıyayız” diyen Kakabaveh, yeniden barış sürecine ve Dolmabahçe Mutabakatı'na dönülebilmesi için Avrupa Birliği ve İsveç'e büyük sorumluluk düştüğünü vurguladıktan sonra şunları kaydetti: “Kürt Halkı yüzyıldır baskı altında. Türkiye'de 30 yıldır Kürt Halkına karşı katliamlar yapılıyor. Eğer Kürtler baskı altında olmasaydı ve saldırılara uğramasaydı hiç bir zaman silaha sarılmayacaklardı. Başka halk gruplarının da silah kullanacağını sanmıyorum.”

ÖLÜM TEHDİTLERİ ALIYORUM

Bu görüşleri parlamento ve medyada dile getirdiği için İslami ve faşist güçlerinin saldırılarıyla karşılaştığını, ölüm tehditleri aldığını söyleyen Kakabaveh, “Bir milimetre geri adım atmayacağım. Bizim mücadelemiz halklara değil kendi halklarını katleden rejimlere karşıdır. Sorun insan hakları ihlallerine karşı tavır alma, savaşa karşı çıkmaktır. Ben savaşa karşıyım. Kürt Halkı uzun yıllardan beri silah taşıdı. Artık silah yerine kalem taşımak istiyor ama barışı PKK'yı terör örgütü olarak damgalayarak, ilçeleri kuşatarak,  tanklarla ve bombalarla yerle bir ederek sağlayamazsınız. Şiddet şiddeti, kan kanı doğurur” dedi.

Kakabaveh, İsveç'in insan hakları ihlalleri için İsrail ve Suudi Arabistan'a yönelik radikal çıkışlar yaparken neden Türkiye'nin gerçekleştirdiği insan hakları ihlallerine aynı şiddette tepki göstermediği sorumuzu şu şekilde yanıtladı:

PKK LİDERİ ÖCALAN KİMSEYLE GÖRÜŞTÜRÜLMÜYOR

“Avrupa Birliği ve İsveç'in mülteci krizini aşabilmeleri için Türkiye'ye gereksinimleri var. Büyük bir pazar olan Türkiye ile ciddi ekonomik ilişkileri de var. PKK'nın terör örgütleri listesinde olması da suskun olmalarının bir diğer nedeni. Ama PKK defalarca tek taraflı ateşkes ilan etti. PKK barış istediğini ve sorunun müzakerelerle çözülmesinden yana olduğunu gösterdi. PKK'nın lideri Abdullah Öcalan yaşam boyu hapis cezasına çarptırıldı ve bir yılı aşkın süredir hiç kimseyle görüştürülmüyor. Avrupa Birliği'ne aday bir ülke nasıl bunu yapabilir? Kürtler çok yönlü saldırılarla, ekonomik, siyasi, insani baskı ve saldırılarla karşı karşıya. Batılı ülkelerden bazıları hala kendi halkını katleden Erdoğan'ı övüyor. Nasıl bir dünya bu? Kürtler, Aleviler ve Sosyalistler tüm bu olanların farkında.”

Erdoğan'ın diğer tüm İslamcı rejimler gibi iktidara gelmeden önce insan haklarından söz ettiğini ve yumuşak geçiş yaptığını ama tam hakimiyetini sağlayınca, başta Kürtler olmak üzere her türlü muhalefeti yok etmeye çalıştığına dikkat çeken Kakabaveh, “AB zaman zaman çıkışlar yapıyor ama gerçekte ciddi bir direniş göstermiyor. AB liderleri için önemli olan ilticacıların Avrupa'ya ulaşmasını engellenmesidir” dedi.

İSVEÇ, ERDOĞAN VE TÜRK REJİMİNE AÇIKÇA TUTUM ALMALI

Kakabaveh, Erdoğan'ın bir yandan Kürdistan'daki direnişi kırmaya çalışır ve katliamlar yaparken meşru ve yasal Kürt muhalefetini de susturmaya çalıştığını, HDP'li milletvekillerinin dokulmazlıklarını kaldırdığını söyledikten sonra, “Bu konuyu defalarda parlamentonun gündemine getirdim. Dışişleri Bakanı Wallström, Avrupa Birliği'nin tutum aldığını söylemekle yetiniyor. AB bir şeyler söylüyor ama pratikte somut bir girişimde bulunmuyor. İsveç AB'nin arkasına saklanmaktan vazgeçip açıkça Erdoğan ve Türk rejimine tutum almalı. Kürdistan'da 1990'lı yıllara dönüldü. İnsanlar büyük bir katliamla karşı karşıya” şeklinde konuştu.