PKK: Komployu Che Guevara devrimciliği ile boşa çıkaracağız

PKK Komite Üyesi Duran Kalkan, Bozan Tekin ve Kasım Engin devrimci komutan Ernasto Che Guevara’yı ölümünün 50’inci yıl döneminde andı.

Che Guevara’nın başlattığı gerilla hareketini Kürdistan dağlarında sürdüren bir hareket olduklarını belirten komite üyeleri aynı zamanda Abdullah Öcalan’a karşı yapılan 9 Ekim komplosunu da bu devrimci ruhla boşa çıkaracaklarını vurguladı.

PKK Komite Üyesi Duran Kalkan, Yürütme Komitesi Üyesi Bozan Tekin ve Merkez Komite Üyesi Kasım Engin 9 Ekim komplosunu lanetleyip yine 9 Ekim 1967’de Bolivya’da emperyalist güçler tarafından katledilen devrimci komutan Che Guevara’yı da ölümünün 50’nci yılında anarak değerlendirmelerde bulundu.

Duran Kalkan, Che’yi ölümünün 50’nci yılında anarak 68 Kuşağının Guevara şahsında mücadelelerinde nasıl yaşadığını anlattı. Che Guevara’nın devrimciliğinin Apocu militanlığa ve gerillaya ilham veren duruşların başında geldiğini ifade eden Kalkan, “Gerek Küba gerekse de Vietnam Devrimi; direnişçiliği ama özellikle de Vietnam gerilla hareketi PKK’yi ve Önder Apo’yu etkileyen, bizlere başarı umudu ile inancı veren en önemli etkenlerdir. Ama bunlar içerisinde teorik ve pratik uygulama çizgisi olarak Apocu hareketin şekillenmesinde en çok etkiye Che Guevara devrimciliği sahiptir” dedi.

‘KÜRESEL DEVRİMİ ÖNGÖREN BİR DEVRİMCİLİKTİ’

Önder Apo’nun ‘Biz 68 Gençlik devriminin Kürdistan’daki koluyuz, devamıyız’ dediğini hatırlatan Duran Kalkan, Che Guevara’nın çizgisinin Küba’daki devrimi Latin Amerika’ya ve bütün dünyaya yaymayı öngören bir ruh ve bir çıkış olduğunu söyledi. Kalkan “Bu yönüyle Küba devrimciliğinden ayrıştı tabii, Fidel Castro çizgisinden farklı bir duruş gösterdi. Bu yürüyüş 68 Devrimci Gençlik Hareketi’ni ortaya çıkarttı. Sadece Afrika’da, Asya’da, Amerika’da değil, Avrupa’da da gençliği gerilla olmaya yöneltti. Almanya’dan Fransa’ya, İngiltere’den İspanya her alanda yeni gerilla hareketleri örgütlendi ve eylemleri gelişti. 68 Devrimci Gençlik Hareketi buydu işte ve sadece bir pratik de değil. Küresel ve dünya devrimini öngören bir devrimcilikti” diye konuştu.

‘DAĞLARI AŞTIK ŞİMDİ ŞEHİRLERDE VE ÇÖLLERDE SÜRDÜRÜYORUZ’

Kalkan ayrıca “Che Guevara devleti, iktidarı, bakanlığı ve mal-mülk sahibi olmayı elinin tersi ile iterek bütün insanlığın özgürlüğü için silah omuzlayıp yürüyen bir gerilla oldu. Önder Apo’nun çizgisinin anlayışının bunun bir benzeri olduğunu kimse reddedemez. Kuşkusuz her şey aynı değil; ama Apocu çizginin en fazla Che Guevara’ya yakın olduğu en çok ordan ruh, ilham ve güç aldığı tartışma götürmeyen bir gerçek. Bu anlamda elbette Che Guevara’nın başlattığı gerilla hareketini Kürdistan dağlarında sürdüren bir örgütüz. Dağları aştık şimdi şehirlerde ve çöllerde sürdürüyoruz bunu” dedi.

‘ÖNDER APO ORTADOĞU DEVRİMİNİ ÖNÜMÜZE HEDEF OLARAK KOYDU’

Son olarak bütün Ortadoğu’ya yayılmayı hedeflediklerini söyleyen Kalkan, “Önder Apo, Ortadoğu gerilla hareketini ve Ortadoğu devrimini önümüze hedef olarak koydu. Bu anlamda tabii 9 Ekim bizim açımızdan önemli de oluyor. Aslında Che Guevara komutanlığı Kürdistan’ın dört parçasında dağda, ovada, şehirde süren gerillanın da komutası oluyor. Bu komuta gerçekliğinin gerilla çizgisini doğru anlamak, onu doğru örgütleyip yürütmek; pratikte ortaya çıkan şehitler gerçekliğinin doğru kavramak ve uygulamak da buradan geçiyor. Komplo karşısında Önder Apo’nun gaflet ve yetersiz yoldaşlık olarak tanımladığı duruşu aşmak çok önemli. Gaflete yol açan ruh halini, duyguyu, düşünce sistemini davranışı aşmak, yetersiz yoldaşlığa götüren anlayışı, tarzı, uslubu ve tempoyu yıkmak gerekiyor. Bunu da şehitlerimizden, öğrenerek çıkartacağımız derslerde yapmamız lazım” değerlendirmesinde bulundu.

‘CHE’Yİ BÜTÜN ALANLARIMIZDA YAŞATACAĞIZ’

Konuşmasına öncelikle 19 yıl önce Önder Apo’ya karşı yapılan komployu anarak başlayan Bozan Tekin ise “Böylesi bir günde komplocuları lanetliyoruz. Zindanlarda arkadaşlarımızın verdiği ‘Güneşimizi kimse karartamaz’ kararlılığına sahiplenerek komployu boşa çıkaracağımızın sözünü veriyoruz’ dedi.

Tekin daha sonra Ernesto Che Guevera’nın Bolivya’da emperyalist güçler tarafından katledilmesine dair olarak da bütün diktatör ve zalimlerini bir kez daha lanetlediklerini ifade etti ve Che’yi her alandan yaşatacaklarını söyledi, “Bütün gücümüz ile Che Guevera’nın uluslar için dalgalandırdığı bayrağı yükselteceğimizin sözünü veriyoruz. Onun enternasyonal ve uluslararası ruhunu bütün yaşam anlarımızda yaşatacağız.”

PKK’DE CHE’NİN BU ENTERNASYONAL RUHU VAR

Che’yi ilk olarak miting ve yürüyüşlerde taşınan fotoğraflarda görüp sempati duyduğunu anlatan Bozan Tekin, Guevara’nın enternasyonalist mücadelesine dair şunları aktardı: “Daha sonra Kemal Pir ve Hakî Karer gibi Türk gençleri Kürdistan’a gelip Kürt halkı için savaşarak şehit düştüler. PKK mücadelesinin başında da Che’nin bu enternasyonal ruhu vardı. Sadece Kemal ve Hakî yoldaşlarda değil, birçok enternasyonalist genç PKK saflarında yaşamını yitirdi. Yine birkaç gün önce Gülnaz Yoldaş, Amed’de tarihi bir direnişte şehit oldu. Bir Türk kadınıydı, gençlik yıllarında gelip gerilla saflarına katıldı. Hiç tanımadığı bir halk ve ülke için Türkiye işgalciliğine karşı savaştı. Bu direnişte de Che’nin ruhu saklıdır.”

‘CHE BİZDEN BİRİ’

Che için akan bir nehirdi tanımlamasını yapan Tekin Guevara’nın kişiliğini ve onu nasıl etkilediğini şöyle anlattı “Hiç kimse onun devrimci ruhu önünde engel olamazdı. Küba devrimi başarıya ulaştıktan sonra da Kongo’ya gitti. Kongo’da da zalim ve iktidarlara karşı bir mücadele yürüttü. Ondan sonra Küba’ya dönüp yönünü Bolivya’ya verdi. O zaman Fidel Castro’ya bir mektup yazıyor ve gidiş sebebini, devrime, insanlığa bağlılığını dile getiriyor. Gerçekten kutsal bir kişilik. Mesela aynı zamanda ekonomi bakanlığı da yaptı. Gece gündüz sosyalist yaşamı ve ekonomiyi geliştirmek için uğraştı. Sosyalist yaşam sisteminin gelişimi için çok uğraşmış biriydi. Yine savaş tecrübeleri üzerine birçok kitap yazdı. Che’nin bütün kitaplarını okudum. Özellikle Bolivya günlüğünü okuduktan sonra, Che’den daha fazla etkilendim. Che, bize uzak biri değil, bizden biri. Bir yoldaş ve öncü olarak ele alıyoruz onu. Arjantinli olabilir ama Che Kürdistan’dadır. Onun ruhu Türk faşizmine karşı direnişin içindedir. Rojava Kürdistan’ında da DAİŞ’e karşı savaşan Kürt ve Arap gençlerinin direncinde yer alıyor.”

KAPİTALİST MODERNİTEYE KARŞI CHE OLUNMALI

Tekin konuşmasında kapitalist modernite saldırılarına karşı yeniden Che’nin ruhunun gerekli olduğunu vurgulayarak “Che yoldaşın ruhunun yeniden canlandırılması gerekiyor. Yine Che’nin yaşam tarzı ve felsefesi ile bir hareketin gelişmesi gerekiyor. Yine Rojava Kürdistan’ında ve Suriye’de Önder Apo’nun felsefesi ile gelişen devrime dünyanın her yerinden Che’nin ruhunu yaşayan gençler katıldı. Bu bir onurdur. Bu durum, Che yoldaşın büyüklüğünü ve ölümsüzlüğünü anlatıyor. Bugün yüzlerce Türk, Arap ve Fars genci, PKK içerisinde Kemal Pir, Hakî Karer, Gülnaz ve Aziz yoldaşların ruhu ile direnişi geliştiriyorlar. Kendini bu mücadeleye ve felsefeye feda eden ruhun mutlaka kazanacağına inanıyoruz. Çünkü şimdi Kürdistan dağlarındayız ama Bolivya’daki Che’nin direnişinden bahsediyoruz. Bu ruhu da Che geliştirdi” diye konuştu.

‘9 EKİM TESADÜF DEĞİL’

Dünya halkların umudu olan Che’nin katledildiği günde aynı tarzda ama daha kalleşçe bir şekilde Öcalan’a yönelindiğini belirten Kasım Engin, 9 Ekim uluslararası komplonun İnsanlık önderi Abdullah Öcalan şahsında tüm halkların varlığını hedeflediğini ifade etti.

Engin, kendi açılarından emperyalizme kafa tutan iki büyük devrimci ve öncü olan Che ile Öcalan’ın emperyalistler tarafından tehlike olarak görüldüğünü, bu nedenle yönelimin sınırlandırma değil, imhayı esas aldığını kaydetti.

9 Ekim tarihinin tesadüf olmadığının altını çizerek belirten Engin, 9 Ekim 1967 yılında Che Guevera’yı katledenlerin; Deniz Gezmişlere 9 Ekim’de idam kararı çıkartanların; 9 Ekim 1998 yılında ise insanlık Önderliği Öcalan’a dönük devletler arası düzeyde bir komploya başvurduğunu söyledi. Bu bağlamda 9 Ekim gününün özelde sosyalistler genelde de tüm insanlık için özenle ele alınması gerektiğini ifade eden Engin, insanlık değerlerini savunan ve insanlık değerlerine yeni mevziler kazandıran güçlerin bu bilinçle hareket etmesini, ortak bir cephe temelinde örgütlenmesinin de önemine dikkat çekti.

CHE’NİN TAKİPÇİSİ VE YOL ARKADAŞIYIZ

PKK’nin ve insanlık önderi Öcalan’ın Che’nin takipçilerinden olduğunu söyleyen Engin, Öcalan’ın 10 Kasım 1997 tarihinde yaptığı bir çözümlemede şunları dile getirdiğini belirti: “Che Guevara’nın 30. ölüm yıldönümü dolayısıyla kişiliği tanıtılmaya çalışılıyor. Tam istediğimize yakın bir yaşam, yeni insan anlayışı var mı? Bizden üstün yanları da olabilir, ama birleştiren yanı çok çarpıcıdır. Türkiyeli devrimciler de vardı, büyük özgürlüğe kalkan, bizim de kendilerini yakinen gördüğümüz, tanıdığımız ve derin bir sempatisi olmaktan zevk duyduğumuz kişiliklerdi, halen anılarına da bağlıyız. Burada gözüken ve halen dünya halklarının büyük saygıyla andığı bunların ödünsüz ve ilkelerine göre -ki insan için, halklar için özgürlüktür bunların ilkesi- bugün insanın başını gerçekten kırıp geçiren bir tarzda kendini yükleyen, her şeyi metalaştıran, her şeyi korkunç bireysel çıkara bağlı götüren sistemin tam zıddı olan bir kişiliktir.

Yeni insan söylediğim gibi, sanırım uygulamaya çalıştığımız gibidir. Bunlar önemlidir. Dünyanın öbür ucunda böyle birisi bizim için günceldir ve en yakın arkadaşımızdır. Biz de onun tipik bir gerilla arkadaşı gibiyiz burada. Aynı ruh, aynı özgürlük anlayışı, aynı savaşım, aynı yeni insan peşinde koşma... ” Engin, Öcalan’ın bu çözümlemesine dikkat çekerek gerek Öcalan’ın gerekse de önderi olduğu PKK’nin Che’nin bir takipçisi ve yol arkadaşı olduğunu belirtti.

‘BENİMLE DEVRİM BİTMEDİ SÜRECEKTİR’

Che’nin kendisini infaz eden cellâda söylediği :"Buraya beni öldürmeye geldiğini biliyorum. Vur beni korkak, yalnızca bir adam öldürmüş olacaksın" dediğini hatırlatan Engin, Che’nin Castro’ya ise: “Castro’ya söyleyin; benimle devrim bitmedi, devrim sürecektir” sözlerini de tereddütsüz sarf ettiğini aktardı. Engin, Che’nin ortaya koyduğu bu ruha, davranışa, duruşa ve boyun eğmeyen mücadelesine sahip çıkılması gerektiğini vurguladı.

PKK merkez komite üyesi Engin, “Eğer bir bayrak olarak elden ele dolaşıp türkülere, marşlara Che işlenmiş ise: ‘Binbaşı Ernesto ölmedi daha, dünya halklarına bin selam olsun, ezilen halklara bin selam olsun. Vietnam, Küba ve Kürdistan ‘dan, dünya halklarına bin selam olsun’ diye haykırılmış ise, nedeni özgürlük, adalet ve eşitlik uğruna bedenini ortaya koymasından, halklara gerçekten de umut olmasından dolayıdır” dedi.

‘TARİHE DAHA FAZLA ANLAM VERMEK GEREKLİ’

8 Ekim’i 9 Ekim’e bağlayan gece Che’nin takipçisi PKK lideri Öcalan’ın henüz havadayken güdümlü füzelerle emperyalistlerce katledilmek istendiğine dikkat çekti ve 9 Ekimler anlanmak isteniyorsa Chelerden bugünlere uzanan direniş halkasını böyle ele almak gerektiğine değindi.

Engin, yeni 9 Ekim gününü anlamaya çalışırken ve de lanetlerken tarihi arka perdesini böyle ele alıp değerlendirmek ve tarihe daha fazla anlam vermek ve her 9 Ekim günlerinde Kürdistan başta olmak üzere daha fazla Che’leri anmak komplocuları lanetlemek ve mücadeleyi büyütmek gerektiğini vurguladı. Engin, “Che’nin genç arkadaşları olarak halklar önderi Öcalan’ın bizi aydınlatıcı devrimci yolunda daha da kararlı adımlarla ilerleyeceğiz. Daha fazla devrime ve zafere olan inancımızı pekiştireceğiz. Daha fazla özgürlükçü olacağız” dedi.