Doğu Kürdistan'da iki siyasi tutsağın idam edilmesini sert şekilde kınayan PJAK Genel Başkanı Haci Ehmedi "Ateşkesin şartlarından biri idamların olmamasıydı, şimdi süreci gözden geçiriyoruz" dedi. İran'ın kirli bir oyun peşinde olduğunu söyleyen Ehmedi "Ruhani dışarıda kendisini çözüm yanlısı gösterirken, içerde de baskıyı en üst düzeye yükseltti" diye konuştu.

İran rejiminin 27 Ekim sabahı Doğu Kürdistan'ın Urmiye kentindeki cezaevinde tutuklu olan Hebibullah Gulperipur'u, Selmas'ta ise Rıza İsmaili Mamedi'yi idam etmesine ilişkin tepkiler sürüyor. İdamlarından ardından Doğu Kürdistan'da özgürlük mücadelesi veren Kürdistan Özgür Yaşam Partisi (PJAK) "İran rejiminin bu saldırıları, özellikle de partimizin öncü kadrolarından Şehit Bahoz Sine (Hebibullah Gulperipur) ve yerel kadro Şehit Rıza İsmail'in idamı yanıtsız kalmayacak" açıklamasını yapmıştı.

'ATEŞKESE İLİŞKİN TUTUMUMUZU YENİDEN BELİRLEYECEĞİZ'

ANF'ye konuşan PJAK Genel Başkanı Haci Ehmedi ise partileri ile İran rejimi arasında iki yıldır süren ateşkes sürecine dikkat çekerek "Ateşkesin şartların biri cezaevindeki arkadaşlarımızın, Kürt tutsakların idam edilmemesiydi. Fakat bu iki idamın ardından ateşkes sürecini gözden geçiriyoruz, bu konudaki tutumuzu yeniden belirleyeceğiz" dedi.

İran'ın yeni cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin iktidara geldiği Ağustos ayından bu yana ülkede yaşayan halklara karşı baskıların arttığına dikkat çeken PJAK lideri Ehmedi "Ruhani değişim ve halkların haklarını tanıma vaadiyle iktidara geldi. Çünkü artık İran'da değişim kaçınılmazdır, Ruhani de bu değişimi isteyenlerin oyunu aldı. Fakat son üç aydır onun dönemindeki baskı, işkence ve zulüm Ahmedinejad'ın dönemindeki zulmü geçti" diye konuştu.

'RUHANİ İKİ STRATEJİ YÜRÜTÜYOR'

Ruhani yönetiminin dışarıda ve içerde birbirinden çok farklı bir strateji yürüttüğünü belirten Ehmedi, Tahran'ın kirli bir oyun peşinde olduğunu savundu. Ruhani, İran'ın nükleer faaliyetleri nedeniyle batılı güçlerle iyi geçinmeye ve kendisini çözüm yanlısı olarak göstermeye çalıştığını belirten PJAK lideri devamla şunları söyledi:

"Ruhani'nin amacı batı dünyasıyla iyi geçinerek ülkesine yönelik yıllardır süren ambargoyu zayıflatmak. Fakat böyle yaparken de İran'da yaşayan halklara karşı sert yüzünü gösteriyor. Dışarıda verdiği yumuşama mesajlarının içerde yanlış anlaşılmasını istemiyor. Bu yüzden de başta Kürtler ve Beluciler olmak üzere halklara baskı ve şiddet politikasını en üst düzeye çıkardı. 26 Ekim'de Belucistan eyaletinde 16 tutsağı idam ettikten bir gün sonra 27 Ekim'de 2 arkadaşımızı idam etmesi tesadüf değildir."

"DR.QASİMLO'NUN KATİLLERİ SERBESTÇE DOLAŞMAMALI"

PJAK Genel Başkanı Haci Ehmedi, 1989 yılında Viyana'da İran istihbaratı tarafından öldürülün PDK-İ'nin Genel Sekreteri Dr. Abdulrehman Qasimlo'nun katillerinden Cafer Sahrarudi'nin Avrupa'da serbestçe dolaşmasına ise sert tepki gösterdi. Ekim ayının başında İran meclisinin heyetiyle birlikte İsviçre'nin Cenevre ile Hırvatistan'ın başkenti Zagrep'e giden, fakat Avusturya'nın talebine rağmen Caferi'nin tutuklanmadığını hatırlatan Ehmedi "Avrupa ülkelerinin bu tutumu kabul edilemez" dedi.

Avrupa ülkelerinin Caferi'yi tutuklamayarak kendi yasalarını çiğnediğini belirten Ehmedi İran-Kürdistan Demokrat Partisi (PDK-İ)'nin öncülüğünde Dr.Qasimlo'nun katilleri için başlatılacak kampanyaya destek vermeye hazır olduklarını söyledi. Caferi'nin uluslararası alanda en çok aranan katillerin başında geldiğine dikkat çeken Ehmedi, Dr.Qasimlo'nun katillerinin cezalandırılması için bütün Kürtlerin çalışması gerektiğini belirtti.

Geçtiğimiz günlerde ANF'ye konuşan PDK-İ yetkilisi Hîwa Bahramî, Dr. Qasimlo'nun katillerinin İran dışında tutuklanması için Kürtlerin ortak bir kampanya başlatması gerektiğini belirterek şu çağrıyı yapmıştı: "Kürtlerin güçlü bir diploması ve kampanya yürütmesi halinde bu katillerin ellerini kollarını sallayarak Avrupa'da veya dünyanın başka yerinde rahatça dolaşması engellenir. Dr. Qasimlo'nun katillerinin yakalanması ve cezalandırılması sadece PDK-İ'nin değil bütün Kürtlerin sorunu."