Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevinde süresiz -dönüşümsüz açlık grevinde olan PAJKlı tutsaklar, kendilerine destek veren Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri, FARClı kadınlara mektup gönderdi. Zindan direnişimizde yanımızda olduðunuzu bilmek bize moral, coşku verdi diyen kadın tutsaklar, Başka bir dünyayı mümkün kılmayı, ancak böyle evrensel bir kadın ve halk dayanışması ve yoldaşlaşması saðlayacaktır dedi.
Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevinde süresiz -dönüşümsüz açlık grevinde olan PAJKlı tutsakların, kendileriyle dayanışma içerisinde olan FARClı kadınlara gönderdikleri mektubu olduðu gibi yayınlıyoruz:
TEK BAŞINA ÖZGÜR OLMAK, YARIM KALMIŞ ÖZGÜRLÜKTÜR
Devrim rüzgârı, öncelikle en yakınımızdaki kendi halkımızı özgürlüðe taşımaya çalışır. Özgürlük, bir birey yâda bir halk için elzem olsa da, bu dünyada tek başına özgür olmak, yarım kalmış bir özgürlüktür! Çünkü uygarlık karşıtı olan her halk, her topluluk, her sınıf, her ulus aynı tarihsel yazgının sahibidir. Bu yüzdende yoksulluðumuz, açlıðımız, ölümlerimiz, direnişlerimiz, coşkularımız, sevinçlerimiz birbirine benzer. Bu, tarihsel bir kardeşlik ve yoldaşlıktır. Bu nedenle okyanus ötesinde olsanız da, sizleri hiç görmeyip - dokunmasak da, yüreðimizi, cesaretimizi, direnişimizi, mücadelemizi tanıyor, biliyor ve seviyoruz.
BÝN YILLARDIR KENDÝ TOPRAKLARIMIZDA MÜLTECÝYÝZ
Kadının beş bin yıllık sömürgeleştirme tarihi karşısında, var olma mücadelesinin evrensel dayanışması her zamankinden daha anlamlı ve daha deðerlidir. Çünkü kapitalizmin ruhuyla beslenen uygarlık canavarı, kadının şahsında insanlıða ve topluma dair ne varsa, tüm hızıyla inkâr edip yok etmeye çalışmaktadır. Bizler Mezopotamyanın kadim bir halkı olarak bin yılardır kendi topraklarımızda mülteciyiz. Trajik olan şudur ki, insanlıðın büyüyüp geliştiði, toplumsallıða dair tüm kültürel, bilimsel yazımsal deðerlerin ve yaratımların çıkış yeri olan Mezopotamyanın bugün yaşam yerine ölümün diyarı haline getirilmesidir. Kürdistan toprakları ise parçalanmakla yetinmemiş aynı zamanda dili, kültürü, varlıðı yok sayılmıştır. Kürt Özgürlük Hareketinin (PKK) politik, ideolojik ve siyasi duruşu sadece Türkiyeyi rahatsız etmemiştir. Aynı zamanda ABD başta olmak üzere, tüm uygarlık koruyucuların orta doðudaki siyasi ve politikle oyunlarını bozmaktadır. Dolaysıyla orta doðu halklarının barışına demokratik iradi birlikteliklere öncülük yapmaktadır. Kapitalist modernite zihniyetine karşılık demokratik demokratik modernite anlayışını yaşamsallaştırmaktadır. Tıpkı sizler gibi, tıpkı Latin Amerikalılar gibi, tıpkı dilleri, kültürleri, sınıfları için direniş içinde olan tüm toplumlar gibi!
KÜRT ÖZGÜRLÜK HAREKETÝ, KADIN EKSENLÝ BÝR ÝDEOLOJÝYE SAHÝP
Özgürlük mücadelemiz, birçok zafer yaratmış olsa da, biz kadınların en önemli devrimi, Kürt Özgürlük Hareketinin kadın eksenli bir ideolojiye sahip olmayı başarmış olmasıdır. Kürt kadınının, kendi varlıðıyla, iradesiyle, deðerleriyle emeðiyle buluşturan ve kadın kuruluş ideolojisinin mimarı, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalandır. Bildiðiniz üzere önderimiz Abdullah Öcalan 13 yıldır tutsak ve tak başına bir adada tutulmaktadır. Son bir buçuk yıldır da başta avukatları olmak üzere, kimseyle görüştürülmeyerek, aðır bir tecrit uygulanmaktadır. Bu tecride paralel olarak, Türkiye Kürdistanında savaş tüm hızıyla tırmandırılmaktadır. Kürtler ise, bir yanda gerilla mücadelesiyle tüm saldırılara cevap olmak çalışmakta, bir yanda da legal demokratik siyaset yapmaya çalışmaktadır. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalanın bu süreçteki tüm barış çaðrılarına ve çözüm önerilerine savaşla karşılık verilmiş, son dört yılda on bin Kürt siyasetçi tutuklanmıştır.
HALKINIZIN YAZGISINI BELÝRLEYECEK BARIŞ GÝRÝŞÝMLERÝNÝZÝ YAKINDAN TAKÝP EDÝYORUZ
Bizler Kürt kadınları olarak, Kürtlere dayatılan imha ve inkâr politikalarına karşılık siyaset yaptıðımız ve mücadele yürüttüðümüz için şu an tutsaðız. Ancak esaret, etrafımızdaki dört duvar direnişimizi ve mücadelemizi engellenmemiştir. Dilimize ve önderliðimize yönelik yasak ve tecrit uygulamalarına karşı, on bine yakın tutuklu ve hükümlünün başlattıðı süresiz- dönüşümsüz açlık grevlerimiz devam etmektedir. Halkınızın yazgısını belirleyecek barış girişimlerinizi yakından takip ediyoruz. Çünkü Oslo görüşmeleri, geçen yıl Kürtler açısında bir umut ışıðı olmuştu. Ancak bu görüşmeler savaş yanlılarınca sabote edilmiştir. Umuyoruz ve diliyoruz ki, Oslo görüşmeleri Kolombiya Halkları için barış kapısını aralar.
KADIN RENGÝNDE, ÖZGÜR BÝR DÜNYA YARATILACAK
Kadın şahsında kaybedilmiş tüm toplumsal ve insani deðerlerin yeniden kazanılmadıðını biliyoruz. Bunun en gerçek ifadesi, tanrıçaların, cadıların, bilge kadınların ve onların umutlarını günümüze taşıyan milyonlarca direnişçi ve devrimci kadının bugünkü ifadesi olan FARClı, PAJK- PKKli, EZLNli, ETAlı, IRAlı, Hintli, Mısırlı, Afrikalı, kadın başkaldırışı ve direnişidir. Zindan direnişimizde yanımızda olduðunuzu bilmek bize moral, coşku verdi. Direnişimizi güçlendirdi. Başka bir dünyayı mümkün kılmayı, ancak böyle evrensel bir kadın ve halk dayanışması ve yoldaşlaşması saðlayacaktır. Ancak o zaman, kadın renginde, özgür bir dünya yaratılacaktır.