Osmanlı çetesinin lideri serbest mi bırakılacak?

Stuttgart’ta tutuklu yargılanan "Osmanen Germania" (Almanyalı Osmanlılar) çetesinin liderlerinden Mehmet Bağcı’nın önümüzdeki hafta serbest bırakılabileceği belirtiliyor.

Bağcı’nın serbest kalması Alman devletinin Erdoğan iktidarına vereceği yeni bir taviz olacak.

Erdoğan rejiminin Almanya’daki suç şebekesi "Osmanen Germania" (Almanyalı Osmanlılar) çetesi 10 Temmuz 2018 günü İçişleri Bakanı Horst Seehofer’in açıklamasıyla yasaklanmıştı. Birçok eyalette örgütlü olmasına rağmen sadece 4 eyalette polisin operasyonlar yaptığı çetenin faaliyetleri ise başka isimlerle birçok kentte devam ediyor.

2014 yılında AKP iktidarının desteğiyle kurulan ve boks kulübü adı altında örgütlenen çetenin yöneticileri ise geçtiğimiz Mart ayından itibaren Stuttgart Stuttgart’taki Gençlik Mahkemesi’nde yargılanıyor. Erdoğan rejiminin muhaliflerine yönelik suikast hazırlığı yaptıklarının tespit edilmesine rağmen çetenin liderleri cinayet, şantaj, uyuşturucu kaçakçılığı gibi adil suçlardan hakim karşısına çıkmıştı.

SUÇLARI TÜRKİYE’YE KAÇANIN ÜSTÜNÜ ATTILAR

Toplamda 8 çete üyesinin yargılandığı davada Mehmet Bağcı, Selçuk Şahin ve Levent Uzundal tutuklu yargılanıyor. Ancak Mayıs 2019 yılına kadar sürmesi planlanan duruşmalarda Bağcı konusunda ilginç bir gelişme yaşanıyor. Çete üyelerinin savcılığın kendilerine yüklediği suçları Türkiye’ye kaçan çetenin bir başka yöneticisi Mustafa Kılınç’ın üzerine attıkları öğrenildi.

Bunun üzerine geçtiğimiz yılın Ağustos ayından itibaren tutuklu olan Mehmet Bağcı’nın serbest bırakılabileceği belirtildi. Çetenin avukatlarının Bağcı’nın tutuksuz yargılanması için yaptığı başvuruya mahkeme heyetinin yarın karar verebileceği öğrenildi. Avukutlar, Bağcı’nın gözaltına alınmadan bir ay önce güvenlik birimleriyle işbirliği yapmaya başladığı ve polise telefonun incelemesi için verdiğini önü sürüyorlar.

BAĞCI AÇIKÇA TÜRK DEVLETİNDEN YARDIM İSTEMİŞTİ

Savcılığın iddianamesinde çeteye gruptan ayrılmak isteyen bir üyeyi "öldürmeye teşebbüs", yaralama ve ruhsatsız silah bulundurmaktan suçlamalar yöneltiliyor. İddianamenin okunmaya başlandığı bugünkü duruşma ise Stuttgart'taki Stammheim hapishanesinde yoğun güvenlik önlemleri altında yapıldı. Savcılık önlemleri tedbir olarak açıklarken, ayrıntı vermekten keçindi.

Geçtiğimiz Aralık ayında basına yansıyan ses kayıtlarına göre Erdoğan'ın yakın isimlerinden olan AKP'li vekil Metin Külünk'ün "Osmanen Germania"nın silah alınması için çetenin lider isimlerine birçok kez para akışında bulundu. Çetenin bu paralarla Kürtlere karşı kullanılmak üzere birçok kez tabanca ve otomatik silah aldığı tespit edilirken, çetenin liderlerinden Mehmet Bağcı ve Selçuk Şahin bu bağlantılar yüzünden gözaltına alınmıştı.

Çete lideri Mehmet Bağcı basın yoluyla AKP rejiminden açık açık yardım istemişti. AKP iktidarının Almanya'da yayınlanan yayın kuruluşlarından biri olan ve aylık çıkan Post gazetesinin Nisan 2016 sayısına konuşan Bağcı ve çetenin diğer lideri Selçuk Şahin, Türk devletine hizmet etmeye hazır olduklarını uzun uzun anlatmışlardı.

Her iki çete lideri röportajın yapıldığı tarihlerde başta, Köln ve Stuttgart'ta olmak üzere Almanya'nın birçok kentinde Kürtlere yapılan saldırıların kendileri tarafından organize edildiğini belirtiyorlar. Ayrıca o dönem AKP'nin Almanya'da düzenlediği gösterilere de katıldıklarını öve öve anlatan çete liderleri Türk devletinden daha fazla yardım istiyorlardı.

Kendisini "Dünya Osmanen Germania Başkanı" ilan eden Mehmet Bağcı, AKP'nin yürüyüşlerine nasıl bir katkı sunduklarını ise şöyle açıklıyordu:

"O yürüyüşlerde hem vatanımızı savunduk ve hem de oradaki vatandaşlarımızı PKK yandaşlarının saldırısından koruduk. Birçoğunu evlerine bizzat eskortluk yaparak götürdük. Polislerin pasif kaldığı durumlarda boşlukları biz doldurarak vatandaşlarımızın can güvenliğini sağladık.”

ERDOĞAN İLE BAĞLANTILI BÜTÜN SORUŞTURMALAR KAPANDI

Bu arada Erdoğan’ın sarayında ağırladığı ve bizzat görevlendirdiği Bağcı’nın Alman devleti tarafından serbest bırakılması şaşırtıcı olmayacak. Çünkü Alman mahkemeleri son iki yılda Erdoğan iktidarıyla bağlantılı açılan bütün soruşturmaları teker teker kapatıyor.

Son olarak geçtiğimiz yılın Aralık ayında Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB)'in Erdoğan rejiminin bir istihbarat kurumu gibi çalıştığı birçok kez belgeleriyle ispatlanmasına rağmen DİTİB’e yönelik açılan soruşturma kapatılmıştı. Bir yıl süren soruşturmada hiç yol kat etmeyen federal savcılık 19 DİTİB görevlisi hakkında MİT için çalıştıkları için soruşturma açmıştı.

Yine Erdoğan rejimiyle aranın bozuk olduğu dönemde MİT ajanları hakkında açılan soruşturmalar da peş peşe kanmıştı. Kürt siyasetçilere suikastlar için görevlendirilen MİT ajanı Mehmet Fatih Sayan'ın serbest bırakılırken, MİT ile çalıştığını ses kayıtlarında itiraf eden Mustafa Karataş'a Hamburg savcılığı soruşturma açma gereği bile duymamıştı.