Ortak üretim, eşit bölüşüm alanları: Tandır evleri
Ortak üretim, eşit bölüşüm alanları: Tandır evleri
Ortak üretim, eşit bölüşüm alanları: Tandır evleri
BDP'nin yerel yönetimlerde kadın kotası uyguladığı kentlerden birisi olan Nusaybin, Belediye Başkanı Ayşe Gökkan öncülüğünde kadın eksenli komünal projeleri ile dikkat çekiyor. Bu projelerden biri de ilçenin birçok yerinde kurulan ve kadınların üretimde yer aldığı Tandır Evleri.
İmarda kadın kamusal alanları oluşturmak, kadınların zorlandığı konuların çözümüne dönük işlere öncelik tanımak, kadın parkları ve danışma merkezleri yapmak gibi 'kadın eksenli' projeleri gerçekleştiren Nusaybin Belediyesi son olarak kadınların kapitalist üretime karşı 'ortak üretim eşit bölüşüm' esasına göre üretim yapabilecekleri, aynı zamanda ekoloji ve yerel değerleri koruyabilecekleri 'Tandır evleri' projesini hayata geçiriyor.
''Yerel yönetimler konusunda demokratik, komünal ve kadın özgürlüğüne dayali bir strateji ile yola çıktıklarını ve bunları hayata geçirdiklerini dile getiren Nusaybin Belediye Başkanı Ayşe Gökkan, 'Tandır evleri' projesinin de bu çerçevede hayata geçirdikleri bir proje olduğunu söyledi.
“Bu proje ve çalışmalarla toplumun devlet ve kapitalizm olmadan, kadının da erkeğe muhtaç olmadan yaşayabileceğini, kapitalizm ve erkek egemenliğinin kader olmadığını göstermeye çalışıyoruz” diyen Gökkan, ''Toplum herşeye sahiptir. Tepeden inme projelerle bir şeyi değiştirmiyoruz. Biz sadece toplumun kadın eksenli demokratik, ekolojik, kolektif değerleri ve yaşayış biçimini kalıcılaştırmaya çalışıyoruz'' diye konuştu.
Nusaybin Belediye Başkanı Ayşe Gökkan, tüm aşamalarında kadın emeği ve üretimi olan, bir nevi 'kadın komünleri' diyebileceğimiz 'Tandır evleri' projesini ANF'ye anlattı.
'HALKTAN ÖĞRENİYORUZ'
Nusaybin'in 'kadın kotası kenti' olarak seçime girerek yüzde yüz Belediye Meclisini aldığını belirten Ayşe Gökkan, ' Şu an da hiç muhalifi olmayan tamamını BDP'nin aldığı bir belediye yönetimine sahibiz' dedi.
Bu temelde bir proje yaparken belirledikleri dört noktada ne tür projeler yapabilecekleri konusunda halka gittiklerini anlatan Gökkan, şöyle devam etti: “Anketler yaptık. Neler yapılması gerektiği konusunda halktan öğrenmeye çalıştık. Nusaybin zaten politik bir kent; kadın öncülüğünde politikleşmenin olduğu bir kent.”
KADIN EKSENLİ PROJELER
Bu nedenle stratejilerini oluştururken hizmet alanlarının tamamında kadın eksenli çalışmalar yaptıklarını sözlerine ekleyen Gökkan, “imarda kadın kamusal alanları oluşturmak, fen işlerinde önceliği kadınları zorlayan işleri yapmaya vermek, kadın parkları yapmak, genel hizmetler alanında kadın danışma merkezleri yapmak, Belediyenin sosyal yardımlaşmalarında zorlanan kadınlara öncelik vermek gibi bir çok konuyu kadınlarla tartışarak onlarla birlikte karar altına aldık” diye konuştu.
Bu anlamda oluşturacakları politikaların kadının şu anda yaşamsal anlamda değer verdiği neyi varsa onu korumak temelinde olacağının altını çizen Gökkan şunları dile getirdi: “Nusaybin, 90 lı yıllarda devletin uyguladığı köy yakma ve boşaltma politikaları sonucunda nüfusu oldukça artan bir kent. Politik mücadele içerisinde olmuş bu yüzden bilinç sıçraması yaşayan, kadının sosyal alanda, iş hayatında, eğitimde, daha rahat olduğu bir kent. Bu özelliklerinden dolayı kadının kendisinin yaşam biçimi olarak ürettiği değerleri korumaya dönük politikalar oluşturduk.”
'TANDIR EVLERİ'
'Tandır evleri' projesinin de kadınlara yönelik projelerinden bir tanesi olduğunu hatırlatan Gökkan, yine bu projenin de kadınların karar sürecine katılımıyla oluşturulmuş bir proje olduğunu kadınların bu nedenle bu projeyi büyük bir heyecanla sahiplendiğini vurguladı.
“Bu kentte ekmeğin üretiminde baştan sona kadın emeği ön plana çıkıyor” ifadelerini kullanan Gökkan, şunları söyledi; '' Tandırdan tutalım, yakacak çalı-çırpı toplamaya ve ekmeğin yapılışına kadar her şeyi kadınlar yapıyor''.
Kentin her sokağında, mahallesinde bu tandırlarda ekmek yapıldığını aktaran Ayşe Gökkan, sözlerine şöyle devam etti “Baştan sona kadın emeğinin ürünü olan bu üretim tarzını 'Tandır evleri' projesi ile kadının kendi kültürel özellikleri, otantik değerleri ile üretime katılarak toplumsallaştığı, ortak üreterek eşit bölüştüğü bir nevi 'kadın komünleri' olarak kalıcılaştırıyoruz.”
'SÖMÜRÜ EKONOMİSİNE KARŞI KADIN EKSENLİ KOMÜNAL EKONOMİ'
Tandır Evlerine kadının kapitalizmin sömürü ekonomisine karşı toplumcu komünal modellerinden birisi de diyebileceklerini vurgulayan Gökkan, Nusaybin'in aynı zamanda bir 'kadın kenti' olduğunu, kapitalizmin dışında kendi ekonomisini, üretimini yaratmış, ihtiyacı kadar üreten ve yaşayan bir toplumsal gerçekliğe sahip olduğunu da sözlerine ekleyerek ''bizim tek yaptığımız bu özellikleri kadın eksenli projelerle kalıcılaştırmaya çalışmak'' ifadelerinin kullandı.
Gökkan “Tepeden inme projelerle bir şeyi değiştirmiyoruz. Toplumun kadın eksenli demokratik,ekolojik, kollektif değerleri ve yaşayış biçimini açığa çıkarıyoruz. Varolanı ortaklaştırmaya dönük mekanlar yaratıyoruz sadece” şeklinde konuştu.
Kendilerinin birşeyi yeniden yaratmadıklarını belirten Ayşe Gökkan, “Toplum herşeye sahiptir ama kapitalizm toplumun yeteneksiz olduğunu ve ona muhtaç olduğunu varsayarak toplumu bu temelde sömürüyor” diye ekledi.
Aynı şeyi erkeğin de kadın için yaptığını hatırlatan Gökkan şu ifadeleri kullandı “nasıl ki toplum devlet ve kapitalizm olmadan yaşayamaz deniyorsa kadının da erkek olmadan, ihtiyaç duymadan yaşamayacağı düşüncesi egemen kılınmak isteniyor.”
Hayata geçirdikleri 'kadın eksenli' projelerle bunların hayatın doğal uzantıları olmadığını, kader olmadığını toplumun devlet ve kapitalizm olmadan, kadının da erkeğe muhtaç olmadan yaşayabileceğini göstermeye çalıştıklarının altını çizen Ayşe Gökkan kadın eksenli projeleri hayata geçirmeye devam edeceklerini, kapitalist sömürü ve erkek egemenliğine alternatif modellerin ancak 'kadın öncülüğünde gelişebileceğini sözlerine ekledi.