Hakkarinin Gever ilçesine Oramar alanında bulunan Şehit Rahime tepesinde beş gün boyunca çatışan gerilla Helo Mahabat toplam 8 askerin öldüðü çatışmaların içyüzünü anlattı.
Kuzey Kürdistanın bir çok yerinde olduðu gibi Hakkarinin Gever ilçesine baðlı Oramar alında da çatışmalar çok sıcak ve yoðun geçmekte. Türk ordusu gerillanın denetiminde bulunan arazileri almak için yoðun bir çaba gösteriyor. Oramar alanında bulunan Şehit Rahime tepesi de bu alanlardan biri.
Kendisi Doðu Kürdistanlı olan gerilla Helo Mahabat üç kişilik gerilla timinin sorumlusu. Gerilla Helonun anlattıðına göre 9 Hazirandan 14 Haziran gününe kadar Türk ordusu gerillaların bulunduðu Şehit Rahime Tepesine yönelik birçok defa sızma girişiminde bulunmuş. Her seferinde gerilla Helonun fark ettiði sızma girişimleri gerillalar tarafından engellenmiş. Tabii burada ilginç olan ise Türk ordusunun yüzlerce asker ile yapmak istediði sızma girişimleri tek bir gerillanın direnişiyle engellenmiş. Yani gerilla Helo Mahabatın direnişiyle.
ASKERLERÝ BEKLÝYORDUK
Türk ordusu ile bire bir çatışan gerilla Helo Mahabat beş gün boyunca süren çatışma ve Türk ordusunun saldırılarını şöyle anlatıyor:
Biz üç kişi Şehit Rahime tepesinde kalıyorduk. Geçen Haziranın 9unda arkadaşlar su almak için çeşmeye gitmişlerdi. Biz düşmanı karşımızda bulunan bir boðazda bekliyorduk. Zaten uzun bir süreden beri operasyonlar olduðu için askerlerin ne zaman geleceði belli deðildi. Onun için biz de saðlam bir yerde mevzilenmiş düşmanın hareketini takip ediyorduk. Ýki arkadaş suya gittiðinde ben de çevreyi kolaçan ediyordum. Birden düşmanın iki arkadaşı taradıðını fark ettim. Ama arkadaşlar gelen mermilere karşı kendilerini korudular. Ateş açan askerler daha sonra Oramar tepesine geri çekildiler.
Biz tedbir olarak iki boðaz daha tutmuştuk. Tutulan yerler alanın stratejik yerleridir. Bazı alanlarda düşmanın gelme ihtimalini düşük buluyorduk ama yine de tedbirimizi almıştık.
DÜŞMAN SIZMA TARZINI ESAS ALDI
Düşman bulunduðumuz tepeye bir operasyon başlatırsa önce havadan ve karadan bombalar ondan sonra gelir diyorduk. Çünkü bu düzenli orduların klasik bir tarzıdır. Ama düşman öyle yapmadı. Tekniði kullanmadan sızma tarzını esas aldı. Tabii biz bu sızma tarzını da hesaba katmıştık. Ve ona göre de sürekli olarak keşiflerimizi yapıyorduk.
9 Haziran günü akşama doðru yaptıðım keşifte düşmanın yine hareketli olduðunu fark ettim. Tepede üç kişiydik ama düşmanı beklerken oldukça moralli ve heyecanlıydık. Durumu diðer iki arkadaşa iletince onlarda gülerek gelsinler dediler. Hep birlikte kendi aramızda espriler yaparak gülmeye başladık.
AY IŞIÐINDA ÇATIŞMA: ÜÇ ASKER ÖLÜ
Akşam saat sekizde araziyi takip ediyordum. Bu arada bulunduðumuz yerden biraz aşaðılara inmiştim. Bir ara bazı sesler duydum. Taşlar yuvarlandı ve ilk başta yabani hayvan olacaðını düşündüm ama bir anlık bir dinleme sonrası seslerin normal olmadıðını fark ettim. Havada ay ışıðı vardı. Bir kayanın arkasında mevzilenerek sesleri takip etmeye başladım. Kısa bir süre geçmeden gelenlerin düşman askerleri olduðunu anladım. Asker üç koldan bulunduðumuz tepeye doðru hareket ediyordu. Benimle düşman arasındaki mesafe 30 metre bile yoktu. Diðer iki arkadaştan çok uzaklaştıðım için gidip onlara haber vermek istedim ve bulunduðum kayalıðı dönüp çıkmak isterken bir kol askerin de orada olduðunu fark ettim. Onlar beni fark etmemişlerdi. Aramızdaki mesafe 8-9 metre ancak vardı ve onlar daha beni fark etmeden ben hedef alarak onlara ateş ettim. Ýki asker hemen orada öldü. Askerler şok olmuşlardı ve bazıları baðırıyordu. Ben onların hareketlerini takip ediyordum. Ve bu arada iki tane asker kayanın üzerine çıktı ve onları da vurdum. Biri kayanın önüne düştü öldü, diðeri ise diðer tarafa yuvarlandı. Tabii bu arada askerlerin savunması da bana doðru ateş açtı ama ben hemen yer deðiştirdiðim için bir şey olmadı.
ASKERLERÝ ÝZLÝYORDUK
Bu çatışma birkaç dakikada gelişmişti. Ben hemen arkadaşların yanına gittim. Her iki arkadaş da mermi seslerini duymuş ve hazır bekliyorlardı. Onlara durumu anlattım ve üçümüz de mevzilendik. Bir süre bekledik ve düşmanda da bir sessizlik oldu. Saat 12.00a doðru askerlerin iki koldan ilerlediklerini gördük. Etrafı aydınlatmak için havaya ışıldak attılar. Işıldaðın altında düşmanın kendi ölülerini ve yaralılarını sürükleyerek götürdüklerini fark ettik. Biz yukarıda onların tüm hareketlerini izliyorduk.
Diðer gün sabah keşif yaptıðımda 12 askerin karakola doðru gittiðini gördüm. Arkadaşlar tekmil verdim ve 3 askerin öldüðünü ve birinin de yaraladıðını, operasyon yapan hareketli birliðin de geri çekildiðini söyledim. Diðer taraftaki arkadaşlar da kendi yerlerinde mevzilenmişlerdi. O gün sessizlik vardı ve bir şey olmadı.
Üçüncü gün sabah diðer iki arkadaş yine su getirmek için gitti. Ben de tedbir olarak iki arkadaşında birbirlerini savunarak gitmesini istedim. Saat 09.30da silah sesleri geldi. Ben gelen sesleri takip ettim ve birden sayıları elliyi bulan dört kol askerin benim olduðum tepeyi çembere aldıklarını fark ettim. Kendi kendime bunlar rahat durmayacaklar dedim. Tahmin etmediðim bir yerden geliyorlardı. Ben askerlerin hareketini de hesaplayarak onları kandıracaðım, dedim. Çünkü tek başınaydım ve iki taraftan da geliyorlardı. Birkaç dakika kalmıştı. Ben son nefesime kadar tepeyi bırakmayacaðım dedim. Bana en yakın arkadaşlar en az kırk dakika uzaktaydılar. Askerler Türkçe konuşuyorlardı ama ben anlamıyordum. O arada bir askerin koştuðunu görünce onu vurdum ve o düştü, öldü. Ýki asker daha bana doðru geldi ve ikisini de vurdum. Biri kayalardan düştü. Ben o arada bulunduðum kayalıklardan diðer tarafa bakayım dedim ve orada üç askerin geldiðini gördüm. Neredeyse tepeye çıkmışlardı ve ben onları da vurdum. Bu arada askerler de ateş ediyorlardı. Mermiler benim olduðum yere gelince ben yerimi deðiştirdim. Askerlerle aramızda yoðun bir çatışma başlamıştı. Bu çatışma yaklaşık yarım saat sürdü. Ben bu çatışmada beş askerin cansız bedenlerinin yerde uzanmış hallerini görüyordum. Zaten bir tanesi yaralanmış ve durmadan baðırıyordu.
YOÐUN BÝR ÇATIŞMA YAŞADIK
Ben askerlere göre daha avantajlı bir yerdeydim ve onları çok rahat görüyordum. Bu arada diðer iki arkadaş da benim yanıma gelmişlerdi. Ýki arkadaşın gelmesiyle birlikte ben de rahatladım. Kendi kendime şimdi bir ordu da gelse bir şey yapamaz dedim. Kısa bir süre sonra bir grup arkadaş daha gelince hiçbir kaygımız kalmadı. Sayımız çoðalmıştı ve düşman bir daha sızma yapmak istedi ve yoðun bir çatışma yaşandı. Düşmanın burada da kayıpları oldu ama tam tespit edemedik. Bu çatışma yaklaşık iki saat sürdü.
TEPEYÝ ALAMAYINCA GERÝ ÇEKÝLDÝLER
Düşman bir şey yapamayacaðını anlayınca bu sefer aðır silahları kullanmaya başladı. Bulunduðumuz tepeye savaş uçakları, kobra helikopterleriyle, havan ve obüs toplarıyla, tanklarla yoðun bir şekilde bombardıman altına aldılar. Bu bombardıman tam iki gün sürdü. Yerimiz saðlam olduðu için bize bir şey yapamadılar. Düşman tepeyi alamayınca beşinci gün operasyon gücünü geri çekmek zorunda kaldı.