‘Ölüm çukurunda Sayın Öcalan ölüme terkediliyor’

‘Ölüm çukurunda Sayın Öcalan ölüme terkediliyor’

PKK ve PAJK’lı tutsakların 12 Eylül’den buyana başlattıkları süresiz ve dönüşümsüz açlık grevine dikkat çeken DTK Eş Başkanı Tuðluk, “Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi hiçbir Kürdün kabul etmeyeceðini görmekteyiz. Sayın Öcalan bu halkın demokratik iradesidir, halkın temsilcisidir. Herkes bu iradeye saygı göstermek zorundadır” dedi.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın üzerinde bir yılı aşkın süredir devam eden aðır tecrit koşulları karşısında PKK ve PAJK’lı tutsaklar Öcalan’ın saðlık, güvenlik ve özgürlük koşullarının yaratılması ile anadil üzerindeki baskıların son bulması amacıyla 380 tutsaðın 12 Eylül'de 39 cezaevinde başlattıðı süresiz ve dönüşümsüz açlık grevi sürüyor. Açlık grevine dün itibariyle PKK ve PAJK’lı tutsakların tümü dahil oldu.

Tutsak aileleri, TUAD-DER öncülüðünde açlık grevine destek vermek amacıyla Diyarbakır E Tipi Cezaevi önünde açıklama yaptı. Eyleme, DTK Daimi Meclis üyesi ve BDP Van Milletvekili Özdal Üçer, Feleknas Uca, DTK Eş Başkanı Aysel Tuðluk, BDP Batman Milletvekili Ayla Akat, Barış Anneleri Ýnisiyatifi üyeleri, BDP il ve ilçe yöneticileri, DÝSK, EMEP, ESP, HDK ve KESK temsilcileri de katıldı.

“Aðlamayan insan deðildir” diyen Diyarbakır Emniyet Müdürü’ne baðlı polisler “Kamu güvenliði” gerekçesiyle cezaevi önünde açıklama yapmak isteyen ailelere müdahale etti. Yaşanan kısa süreli arbedenin ardından DTK Eş Başkanı ve BDP Van Milletvekili Özdal Üçer polislerle konuştu. Polisle yapılan konuşmalar sırasında DTK Eş Başkanı Tuðluk, cezaevi önünde yapılacak basın açıklamasının demokratik bir hak olduðunu ifade ederken, BDP’li vekil Üçer ise polisin “Kamuoyu ve cezaevi güvenliði” gerekçesine “Cezaevinin güvenliðini tehlikeye sokacak bir şey yok. Esas güvenli olmayan cezaevleridir” şeklinde yanıt verdi. Üçer, polisin DTK Eş Başkanı ve BDP’li vekillerle konuşma tarzına da tepki göstererek "Bir vekille nasıl konuşulacaðını öðrenin. Ýfadelerinize dikkat edin. Ýnsanlarımız ölüyor biz buna tanıklık etmeyeceðiz" dedi. Polisle yapılan konuşmaların sonuçsuz kalması üzerine polisin tavrı zılgıtlar ve alkışlarla protesto edildi.

Tuðluk yaptıðı açıklamada, “Aðlamayan insan deðildir” diyen Diyarbakır Emniyet Müdürü Recep Güven’in sözlerini hatırlatarak, cezaevi önünde tutsak ailelerine yapılan müdahalenin insanlık dışı olduðunu söyledi. En demokratik haklarının engellendiðini vurgulayan Tuðluk, PKK ve PAJK’lı tutsakların 12 Eylül’de başlattıkları süresiz ve dönüşümsüz açlık grevini DTK ve BDP olarak desteklediklerini belirtti.

“yaşanan durumun ne kadar vahim olduðunu kamuoyuna göstermek için buradayız” diyen Tuðluk, “bütün koşullarda arkadaşlarımızla birlikte olacaðımızın sözünü veriyoruz. AKP iktidarının halkımız üzerinde yaptıðı politikalarının bir sonucu olarak, Önderlik tecrit altındadır. Cezaevinde bulunan tutsaklar bu demokratik haklar için açlık grevindeler. Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi hiçbir Kürdün kabul etmeyeceðini görmekteyiz. Sayın Öcalan bu halkın demokratik iradesidir, halkın temsilcisidir. Herkes bu iradeye saygı göstermek zorundadır. Ýmralı'da insan hakları uygulanmıyor. Ýmralı'da evrensel haklar uygulanmıyor. Bir ölüm çukurunda Sayın Öcalan ölüme terk ediliyor. Ve siyasi tutsaklar bu uygulamayı kabul etmiyor. Cezaevlerinde başlatılan eylemin temel nedeni budur" diye konuştu.

Polisin yaptıðı anonslarla engellemeye çalıştıðı açıklamanın ardından kitle oturma eylemine geçti. Ayrıca Tuðluk’un konuşması sırasında polis, açılmak istenen "Öcalan'a özgürlük Kürdistan'a barış" yazılı pankarta “yasa dışı” olduðu gerekçesiyle el koydu.

Oturma eyleminin ardından konuşan Özdal Üçer ise, "Bugün buraya ölüm orucuna giren yakınlarına, çocuklarına destek olmak için gelenlere yapılanlar ortadadır. Ne bakan ne başbakan bu halkın sorunlarına asla vicdani bir şekilde bakmamıştır. Reva gördüðü ölüm ve zulüm olmuştur. Kürdistan'da faşizmin adı anılmayacak. Bütün dünyaya sesleniyoruz; sayısı on binleri bulan siyasi tutsaklar yalnız deðildir. Yürek yüreðe omuz omuza verelim. Gün be gün eylemlerimiz devam edecektir" dedi.

Açıklamaların ardından "Anadilde eðitim tanınsın, Kürt sorununa demokratik barışçıl çözüm" yazılı pankart açan kitle, Baðlar Ýlçesi'nde bulunan Kulp Heviyê Yasevi'ne oradan da 2011 Aralık ayında Cudi Daðı'nda yaşamını yitiren 14 HPG gerillası için kurulan taziye evine doðru yürüyüşe geçerek ziyarette bulundu. Taziyede devrim ve demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenler için dualar okundu.