Öcalan: Mandela esin kaynağımız
Öcalan: Mandela esin kaynağımız
Öcalan: Mandela esin kaynağımız
İmralı’da tek kişilik hücrede tutulan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan Güney Afrika'da Robben Adası'nda 27 yıl hapiste kaldıktan sonra özgürlüğüne kavuşup ırkçı rejime son veren Nelson Mandela’ya gönderdiği mektupta, “ülkenizde yarattığınız demokrasi modeli Kürt halkının esin kaynağı olmuştur” diyor.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, Mayıs 2010 tarihinde Mandela'ya bir mektup göndermişti.
Mandela'nın Güney Afrika’da oluşturduğu demokrasi modelinin örnek olduğunu belirten Öcalan mektubunda, Kürt meselesinin barışçıl çözümünü sağlamak, Ortadoğu toplumuna demokrasi kültürünü egemen kılmak için yıllardır çabaladığını hatırlatan Öcalan, korsanca kaçırılarak İmralı cezaevine hapsedilmesiyle bu çabalarının engellenmek istendiğine dikkat çekiyor.
Mandela’ya ve Güney Afrika halkına saygı, sevgi ve dostluk beslediğini ifade eden Öcalan, ‘’Benim Afrika yolculuğum; Güney Afrika’ya ulaşmak ve sizinle görüşmek, yüksek değer biçtiğim mücadele deneyimlerinizi paylaşmak amaçlıydı. Ancak Kenya oyunuyla bu imkanı elimizden aldılar’’ diyor.
KÜRT HALKININ ESİN KAYNAĞI
Öcalan’ın Güney Afrika’nın tarihi lideri Nelson Mandela’ya yazdığı mektup şöyle:
"Güney Afrika’da önderliğini yaptığınız mücadele sonucunda, çatışmalara yol açan apartheid rejimi ve zihniyeti ortadan kalkmış, özgürlük, eşitlik ve demokrasi anlayışı temelinde barış içinde bir arada yaşamayı başaran örnek bir demokrasi modeli yaratılmıştır. Bu demokrasi modeli, tüm halkların olduğu gibi Kürt halkının da esin kaynağıdır.
Bizim de amacımız, bir çözümsüzlük ve çatışma kaynağı haline getirilen Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümünü sağlamak, Ortadoğu toplumuna demokrasi kültürünü egemen kılmak, devletleri de demokrasiye duyarlı hale getirmektir. Yıllardır bunun için çabalıyorum.
Ancak çözüm çabalarımıza karşı çözümsüzlük dayatan uluslararası hegemon güçler, demokratik çözüm ve barış çabalarımızı boşa çıkarmak için ellerinden gelen her şeyi yaptılar, yapıyorlar. Dönemin dünya hegemon gücü İngiltere’nin öncülüğünde 1920’lerde Kahire Konferansında alınan kararlarla uygulamaya konulan bu politikalarla amaçlanan, Kürt sorununun çözümsüz bırakılarak bu yolla Kürtlerin sınırları içinde yaşadığı Türkiye, İran, Irak, Suriye devletlerini dolayısıyla Ortadoğu’yu denetim altına almaktır. Bu plana daha sonra ABD dahil olmuştur.
GÜNEY AFRİKA'YA GÖTÜRÜLECEĞİM SÖYLENDİ
Benim başını İngiltere, ABD ve İsrail istihbarat örgütlerinin çektiği uluslararası takip sonucu, korsanca kaçırılarak Türkiye’ye teslim edilmem ve İmralı Adası’nda bir cezaevinde tutulmam, bugüne kadarki bütün çözüm girişimlerinin engellenmesi, bu politikaların günümüzdeki sonucudur.
Bu politikaların dayattığı çözümsüzlüğe son vermek, halkımızın benden beklediği demokratik çözüm, onurlu barış ve özgürlük umudunu gerçekleştirmek için Avrupa’ya çıkmıştım. Ancak bu güçler, Avrupa ülkelerine baskı uygulayarak, beni Avrupa sınırları dışına çıkmaya zorladılar. Bana Avrupa’nın havaalanlarını kapattılar.
En son geldiğim Yunanistan’a Güney Afrika’ya gitme isteğimi belirtmiştim. Bana Kenya’da geçici süre kalacağım ve oradan Güney Afrika’ya götürüleceğim vaat edilmişti. Bunun için bir ara durak olarak, Kenya’ya gitmeyi kabul etmiştim. Kenya’da Yunanistan Büyükelçiliğindeyken Yunan Elçisi, Güney Afrika’ya gitmem konusunda girişimlerinin sonucunu beklediklerini söylüyordu. Ancak Yunan Hükümeti ve Elçiliğinin Güney Afrika Hükümeti’ne bu konuda resmi bir başvurularının olmadığı, bunun bir oyun olduğu daha sonra ortaya çıkacaktı. Beni bu şekilde yanıltıp oyalayarak, sonra da Yunanistan’ın Kenya büyükelçiliğinden çıkarıp, Kenya havaalanında önceden bekletilen Türkiye uçağına zorla bindirdiler.
AFRİKA YOLCULUĞUM SİZİNLE GÖRÜŞMEK İÇİNDİ
Benim Afrika yolculuğum; Güney Afrika’ya ulaşmak ve sizinle görüşmek, yüksek değer biçtiğim mücadele deneyimlerinizi paylaşmak amaçlıydı. Ancak Kenya oyunuyla bu imkanı elimizden aldılar. Güney Afrika’ya dostluk duygularımla gitmek isteğim bu nedenle yarım kaldı.
Güney Afrika yolculuğum, sizlerle bir araya gelme isteğim ve çabam yarım kalmış olsa da hala burada; İmralı Ada Cezaevi’nde de size ve Güney Afrika halkına karşı saygı, sevgi ve dostluğumu sürdürüyorum. Sizlerin de demokratik çözüm ve barış mücadelemizi yakından takip ettiğinize ve Kürt sorunun demokratik barışçıl çözümüne katkı sunacağınıza olan inancım tamdır. Bu duygu ve düşüncelerle başta siz Sayın Nelson Mandela olmak üzere bütün Güney Afrika halkına selam ve saygılarımı sunuyorum."