'Nuriye ve Semih açken boğazımdan lokma geçmedi'

Açlık grevinde olan eğitimciler Gülmen ve Özakça’ya destek vermek için 10 gündür açlık grevi yapan siyasetçi Semra Güven, "Nuriye ve Semih açken benim boğazımdan lokma geçmedi; susarak suça ortak olmaktansa onların açlığına ortak olmak istedim” dedi.

Hukuksuz bir şekilde tutuklanan ve KHK kıyımına karşı 112 gündür açlık grevinde olan eğitimciler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın hükümet tarafından ölüme terk edilmesine yönelik tepkiler büyüyor. Gülmen ve Özakça’nın giderek kötüleşen sağlık durumlarına dikkat çekmek için aydınlar, sanatçılar, hukukçular imza kampanyalarına katılıp heyet oluştururken, birçok insan da bireysel olarak yaptıkları açlık grevleriyle eğitimcilerin sesine ses katmaya çalışıyor. Bunlardan biri olan Semra Güven, 10 gündür açlık grevinde. 7 Haziran seçimlerinde HDP Milletvekili Adayı olmasından ötürü siyasetçi kimliğiyle de tanınan Güven, ANF’ye konuştu...

‘SUÇA DEĞİL AÇLIĞA ORTAK OLDUM'

İki gencecik insanın günbegün, herkesin gözü önünde ölüme terk edilmesine daha fazla dayanamadığını ifade eden Güven, FETÖ adı altında yüz binlerce emekçiyi işsiz bırakan hükümetin geri adım atmak yerine zulmün dozunu arttırmasının bardağı taşıran son damla olduğunu vurguladı. Son zamanlarda vicdan azabından sofra kuramaz hale geldiğini anlatan Güven, "Nuriye ve Semih'i düşündükçe yemek hazırlayamaz hale geldim. Onlar açken, benim boğazımdan lokma geçmedi. Çok huzursuzdum, aklıma hep onlar geliyordu. Bu durum beni çok mutsuz ediyordu. Sürekli içimden bir şey yapmak gerekiyor, diye tekrarlıyordum. Susarak bu suça ortak olmaktansa, onların açlığına ortak olmak istedim” dedi.

'VİCDANLAR HAREKETE GEÇMELİ'

Gülmen ve Özakça’nın açlık grevinin 102’üncü gününde, 54’üncü yaş gününde açlık grevine başlayan Güven, yüksek tansiyon hastası olmasına rağmen 8 günlük açlık grevinin süresini 10 güne uzattı. Güven, "Açlık grevim boyunca Adalet Bakanlığına, milletvekillerine tweet attım. Sosyal medya üzerinden birilerine dokunmaya; birilerini dürtmeye çalıştım. Amacım kamuoyu yaratmaktı ama maalesef beklediğim tepkiyi bulamadım. Muhalif kesimler dışında toplumun genelinde bir sessizlik, zulme alışılmışlık var. Bu normal değil. İşlerini geri isteyen iki gencecik insanın hayatı söz konusuyken bu sessizlik neden? Vicdanlar harekete geçmeli" şeklinde konuştu.

Bu meselenin tüm bir toplumun meselesi olduğunu söyleyen Güven, KHK zulmünün yüz binlerce insana dokunduğunu; yüz binlerce ailenin mağdur edildiğini kaydetti. Bu hukuksuzluğa 'dur' denmediği takdirde mağduriyetlerin tüm toplum kesimlerine yayılacağı uyarısında bulunan Güven, vicdanlara şöyle seslendi: "Devletin yaptığı bu faşist saldırıya herkese dokunmadan 'dur' demek gerekiyor. Mağdur edilen tüm emekçiler şahsında direnen Nuriye ve Semih'in ölüme terk edilmesine izin verilmemeli."