Norman Peach: Yaşananların karşılığı insanlık ve savaş suçudur

Uluslararası Hukuk ve Anayasa Profesörü Norman Peach, “Cizre, Sur ve Nusaybin’de yaşananların uluslararası hukuktaki karşılığı insanlık ve savaş suçudur” dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP), Şırnak’ın Cizre ilçesinde Türk devletinin düzenlediği soykırımcı saldırılara ilişkin “Bir Vahşetin Anatomisi” adı atında 135 sayfalık bir rapor hazırladı. Rapor, İsviçre’nin Cenevre kentinde bulunan ve yüzlerce gazeteci ve basın kuruluşunun üyesi olduğu İsviçre Basın Kulübü Merkezi’nde yapılan basın toplantısı ile kamuoyuyla paylaşıldı.

NORMAN PEACH: YAŞANANLARIN KARŞILIĞI SAVAŞ SUÇUDUR!

Basın toplantısına Cizre Katliamının yakın tanıklarından HDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız ve Uluslararası Hukuk ve Anayasa Profesörü Norman Paech katıldı. Sarıyıldız’ın raporu sunmasının ardından söz alan Uluslararası Hukuk ve Anayasa Profesörü Norman Paech, Türk devletinin öz yönetim direnişleri döneminde Cizre, Silopi, Nusaybin, Sur’da yaptığı katliamların uluslararası hukukta karşılığının savaş suçu olduğu belirterek konuşmasına başladı.

Türk devletinin bu bölgelere sistemli bir şekilde hazırlanıp saldırdığını dile getiren Norman Paech, “Türk devleti, saldırdığı bölgelerdeki insanları PKK’li olarak yansıtsa da bu gerçekliği yansıtmıyor. Çünkü bu bölgelerde hedef alınan insanlar sivillerden ibaretti. Sivillere dönük saldırılar ve sivillerin yerinden edilmesi açıkça savaş ve insanlık suçu kapsamındadır” dedi.

‘BM GÜVENLİK KONSEYİ İSTERSE YARGILANIRLAR’

Türkiye’nin uluslararası birçok antlaşmanın altında imzası olmadığı için Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) doğrudan Türkiye’yi bu bölgede yaptığı insanlık ve savaş suçlarından dolayı yargılayamadığını söyleyen Paech, “Ama BM Güvenlik Konseyi’nin talebi üzerine UCM Türkiye’yi UCM’de yargılayabilir. Türkiye’nin uluslararası mahkemelerde yargılanmasının önünün tamamen kapalı değil. Bu durumun gerçekleşmesi hukuksal olduğu kadar politik nedenlere de bağlı. Uluslararası güçlerin ve BM’nin tutumu bu noktada belirleyici bir rol oynuyor ve oynayacak” diye ekledi.

‘TÜRKİYE’NİN GEREKÇESİ GEÇERSİZ’

 “Türk devleti ne kadar bu bölgede yaşananları savaştan değil bir güvenlik operasyonları olarak yansıtsa da hem BM’nin ve diğer kuruluşların ortaya koyduğu raporlar hem de o süreçte Türk devletinin ortaya koyduğu pratiklerin buralarda açıktan bir savaş yaşandığını ortaya koyuyor” diyen Peach, şöyle devam etti: “O gün ortaya konan çöktürme planı kapsamında kentler yerle bir edildi. O bölgelerde sadece katliam ile yetinmeyen Türk devleti, aynı zamanda bölgede insanları toplu göçe zorladı. Bunun örneğini Sur’da yaşandı. Savaş olmadığı sürece insanların yerlerinden edilmesi ve boşaltılan bölgelerin demografik yapısının değiştirilmesinin uluslararası hukuktaki karşılığı açıkça savaş ve insanlık suçudur.”

‘VAHŞETTİ…’

Yine uluslararası hukuk uzmanlarının Cizre, Sur ve Nusaybin’de yaşananların açıktan bir savaş suçu olarak kabul ettiğini belirten, Peach, “Hayatını kaybeden insanların bedenlerinin askerler tarafından parçalanması insanlık onurunun alenen aşağılanmasıdır. Buralarda sadece bir ölümden değil aynı zamanda bir vahşetten bahsediyoruz. Türk devleti ne kadar bu konuda kendisini savunsa da yaptıklarının tek karşılığı var savaş ve insanlık suçu. Başta belirttiğim gibi Türkiye’nin yargılanması için BM Güvenlik Konseyi devreye girmelidir” diye ekledi.

SARIYILDIZ: ORTADOĞU’DA BİR HİTLER BÜYÜYOR ÖNÜNE GEÇİN

Peach’ın konuşmasının ardından sorulara cevap veren HDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız, “Benim de doğum büyüdüğüm Cizre’de her şeyi ile açıkta olan bir savaş ve insanlık suçu işlendi. Bu dünyanın gözü önünde gerçekleştirildi ve uluslararası kuruluşlar bundan haberdar biz de buradan bir kez yine BM’ye çağrı yapıyoruz. Kuruluş amacınız gereği Cizre’de yaşananların üzerine gidin ve sorumluları yargılayın” dedi.

Son olarak “Türkiye ve Ortadoğu’da Hitler ve Mussolini tarzında bir eli kanlı diktatör büyüyor” diyen Sarıyıldız, sözlerini şöyle tamamladı: “Türkiye ve Ortadoğu’da büyüyen diktatörün önüne geçilmezse bu hepimiz için büyük bir tehlike arz edecek. BM ve uluslararası güçleri politikalarını gözden geçirmeye davet ediyor ve diyoruz ki bu katliamların üstü asla örtülmeyecek.”