NAV-DEM, 22 Haziran 2015 tarihinde Almanya'nın Dortmund şehrinde 2. Kongresini gerçekleştirdi.  700 delegenin katıldığı kongrenin sonuç bildirgesi açıklandı.
Sonuç bildirgesinde, geçen yıl kuruluş kongresi ardından gelişmeler bakımından oldukça hızlı bir sürece girildiği vurgulanarak, uluslararası iktidar güçleri tarafından şekillendirilmeye çalışan Ortadoğu coğrafyasında siyasal İslam eliyle DAİŞ terör örgütünün ortaya çıkartıldığı belirtildi. "Amacı özellikle de Rojava'da ortaya çıkan devrimsel süreçle de bağlantılı olarak ortaya çıkan alternatif yaşam ve sistem modelinin önünü almaktır. Ortadoğu'da süreklilik arz eden kanayan bir yara olan özgürlükler sorunu çözüme doğru adım atarken yaratılan IŞİD ile özellikle dört parça Kürdistan'da özgürlük arayışının dinamizmin önü alınmak istenmiştir. Bunun karşısında başta Kürdinsanlı kadın ve gençler olmak üzere yine halkların ortak mücadelesine dayalı ortaya çıkan gelişmeler tarihi olduğu kadar, güncel olan özgürlük sorunlarının çözümünde önemli adımlar olmuştur. Aynı zamanda enternasyonalist devrimci örgüt ve bireylerinde bu mücadelede halklarla birlikte yer alması büyük bir dayanışma gücünü yaratmıştır" ifadelerinin yer aldığı bildirgede Şengal, Kobanê, Girê Sipi'nin özgürlüğü, Cizre ile Kobanê kantonlarının birleşmesi ve 7 Haziran'daki HDP zaferi selamlandı.

'ÖCALAN'IN ÖZGÜRLÜĞÜ, TAHKİM EDİLMİŞ ANAYASA VE DEMOKRATİK ANAYASA'

Bildirgede, Türkiye'nin demokratikleşmesi ve Kürt sorununun çözümünün ancak Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü, tahkim edilmiş ateşkes ve demokratik bir anayasadan geçtiği belirtilerek, bu yöndeki kararlılık ifade edildi.
Bildirgede, "Uluslararası düzeyde Kürt halkı ve Özgürlük Hareketine dönük algıda ciddi bir değişiklikle birlikte yeni imkanlar ortaya çıktı. Sonuç olarak Ortadoğu ve özelde Kürdistan'da yaşanan tüm gelişmeler şu sonucu net bir şekilde ortaya çıkarmıştır: Özsavunmaya dayalı mücadele ile demokratikleşme yolunda verilen siyasal mücadele tüm ezilenlerin özgür geleceğinin çok yakın ve yaşanılabilir olduğunu yani bugün olduğunu tüm dünyaya göstermiştir. Son yıllarda elde edilen kazanımların kalıcılaşması, sistem inşa çalışmalarının başarıyla ilerletilmesine bağlıdır" denildi.
Özellikle Avrupa'da yaşayan Kürdistanlılar, kadın, gençlik, toplumun tüm kesimleri açısından bu yılın oldukça yoğun geçtiğine değinilen bildirgede, "Özellikle yaşanan katliam ve direniş karşısında Avrupa'da yaşayanlar olarak sürekli bir eylem çizgisi içerisinde olunmuştur. Tüm toplum merkezleri tarafından süreç karşısındaki duyarlı, sorumlu yaklaşım kendisini eylemsellikler, yardım kampanyaları, yine özellikle dost güçlerle ittifak geliştirme gündemlerine güçlü bir şekilde yaşamıştır" vurgusu yapıldı. 

TESPİT VE KARARLAR

Bildirgede, şu hususlara değinildi: "Demokratik toplumun zihniyet yapılanmasının demokratik ve özgür bir yaşam ve bireyden geçtiğini bilerek Avrupa'da yaşayan toplumlar olarak özgür ve demokratik bir sistem içerisinde kendini ifade etmek, eğitmek ve kendi kimliğini özgürce yaşayabilmenin iyi bir örgütlenmeden geçtiği tespit edilmiştir.  NAV-DEM tüm bileşenleri olarak demokratik toplumun Avrupa'da inşasının gerçekleştirilmesi konusunda ortaya çıkan sorunlara değinilmiştir. Öncülük sorunlarıyla birlikte yerellerde sorunlarla bağlantılı ortaya çıkartılması gereken çözümler konusunda değerlendirmeler yapılmıştır. Yerel iradelerin daha güçlü bir şekilde kendisini yansıtabilmesi için, yerellerde güçlü örgütlü bir sisteme kavuşmanın önemine vurgu yapılmıştır. Özellikle her bileşen kendi yıllık kongre, konferans, kurultayını gerçekleştirerek NAV-DEM kongresinde hazır bulunmuşlardır. Her bileşenin kendi özgün sorunları ve gelişme düzeyini ortaya çıkardığı gibi ortak bir çatı örgütü olarak örgütlü bir kimlik olabilmenin sorun ve çözümleri değerlendirme konusu yapılmıştır. Özellikle öncülük sorunları kapsamında bileşenlerin daha güçlü kolektif iradesel bir katılım göstererek sürece katılması değerlendirme konusu yapılmıştır.
Kongrede yapılan önemli değerlendirme konularından biri de geçen dönem içerisinde geliştirilmeye çalışılan NAV-DEM eşbaşkanlık sistemi olmuştur. Eşbaşkanlık sistemine yaklaşımda ortaya çıkan zihinsel sorunlar ele alınmış, kadını güç olarak görmeyen egemenlikli anlayışların eleştirisi yapılmıştır. Bu sistemin kadın şahsında toplumsal özgürlük düzeyi olması itibarıyla önümüzdeki dönem daha güçlü bir uygulama tarzının ortaya çıkması gerekliliğine vurgular yapılmıştır.Ulus devlet anlayışının dayattığı tek dil, tek kültür gibi tektipleşmeyi amaçlayan zihniyet ve uygulamalarına karşı, ahlaki politik bir toplumun yaratılmasını hedefleyen, Demokratik ulus ve demokratik toplumun inşasında kültür ve sanatın oynadığı rol ve bu konuda özellikle kadın ve gençliğin öncülük görevlerine değinilmiştir.
En geniş yelpazede örgütleme anlamına gelen demokratik toplum merkezlerinin hala gereken kapsayıcılığı gösteremediği eleştirilirken, toplumun tüm kesimlerinin kendisini ifade edebilecek bir yapılanmanın mutlaka açığa çıkartılmasının altı çizilmiştir. Öz irade ve kendi kendine yeterliliğin ifadesi olan demokratik toplum merkezlerinin bu özelliğini istenen düzeyde açığa çıkartamadığı tespit edilerek, her demokratik toplum merkez üyesinin misyonuna denk bir sorumlulukla hareket etmesinin önemi belirtilmiştir. Aynı şekilde tüm çalışmaların bir bütünlük içinde ele alınmasında yaşanan sıkıntılar dile getirilirken, tüm çalışma ve komisyonların aynı derecede önemli olduğu ve aynı derecede ağrılık verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Diğer önemle üzerinde durulan nokta ise Avrupa'da yaşayan Kürt toplumunun diplomasi misyonu olmuştur. Siyasi gelişmelerle de bağlı olarak bu konuda yaşanan eksikliklerin bir an önce aşılmasının önemine vurgu yapılmıştır."
Bildirgede, Kürt Halk Önderi Öcalan'ın özgürlüğü başta olmak üzere tahkim edilmiş ateşkes ve demokratik bir anayasa için mücadele kararı alındığı vurgulanırken, Demokratik Kürt Toplum Merkezlerinin (DKTM) daha iyi işlemesi için de çalışmaların geliştirilmesi gerektiğine dikkat çekildi. 
Almanyada çözüm önünde hala ciddi bir engel teşkil eden PKK yasağının kalkması, Kürt kimliğinin tanınması için de mücadele kararı alındı.
Eşbaşkanlık için Yüksel Koç ile Fatoş Göksungur belirlendi.