Nariño: Barış sürecinde siyasal katılım şart
Nariño: Barış sürecinde siyasal katılım şart
Nariño: Barış sürecinde siyasal katılım şart
FARC gerilla hareketi ile Kolombiya hükümeti arasında devam eden ve develet başkanı Juan Manuel Santos'un öncülük ettiği Havana müzakerelerine katılan FARC-EP barış heyetinin üyelerinden Alexandra Nariño ANF’nin sorularını yanıtladı.
Medyada “Hollandalı” gerilla olarak tanınan Nariño, Hollandalı genç bir kadın. Gerçek ismi Tanja Nijmeijer. FARC-EP gerillalarına on yıl önce katılan Alexandra ile Havana'da, müzakerelerde gerileme yaşandığı bir süreçte konuştuk.
Kolombiya’daki devlet terörünün aşağıdan bir siyasal katılıma hiçbir zaman izin vermediğini belirten Nariño, “Santos hükümeti ile yürütmekte olduğumuz barış sürecinde siyasal katılım bizim için temel bir meseledir. İşte bu durum bizim silahlı ayaklanmamızın neden gerekli olduğunun tam da gerçek nedeni. Toprak için mücadele başından beri bizim uğruna savaş yürüttüğümüz ana davalardan olmuştur. Ancak biz bu mücadeleyi hep barışçıl yollarla yürütmek istedik ve böyle yapması için tüm kapıları da çaldık fakat bütün kapılar şiddetle yüzümüze kapandı” dedi.
Size herkesin sorduğu soru ile başlayalım. FARC-EP'e katılmanızın sebebi nedir?
Sözcüklerimin yanlış yorumlanma veya bağlamından uzaklaştırılma riski taşımadan cevap verme şansı sunduğu için bana bu soruyu yöneltmenize sevindim. Barış ve sosyal adalet için silahlı bir mücadele vermemizin nedenini ilk bakışta, özellikle de Avrupa'da doğmuş birinin bakış açısından yola çıkarak, anlamanın bir hayli zor olduğunu biliyorum. Bunu anlayabiliyorum çünkü Kolombiya'ya ilk gelişimde benim de bir Hollandalı olarak benzer kaygılarım vardı. Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri - Halk Ordusu'na nasıl katılma kararı aldığım konusuyla ilgili olarak kendi bakış açım, belki de özgeçmişimle ilgili biraz açıklama yapmamın, durumun daha iyi anlaşılmasına yardımcı olabileceğini düşünüyorum.
Kolombiya'ya ilk geldiğim zamanlar, politik fikirleri olmayan ama her zaman toplumsal bir vicdana sahip olmuş bir üniversite öğrencisiydim. Ülkenizdeki büyük eşitsizlik, açlık ve işsizlik sorunları üzerine kaygılarınızı dile getirdiğiniz mektubunuzda da yer alan duyarlılıklara sahip olan birisi olarak, tanrının bu sorunları çözmeyeceğine ikna olmuş durumdayım. Bu bağlamda, Kolombiya'daki ilk günlerime dair bir hikayemi paylaşmak isterim sizlerle de. Kolombiya'nın başkenti Bogota'ya bir ziyaretim esnasında gittiğim 12 Mayıs mahallesinde bir kilisede korkunç bir sahneyle karşılaştım; kimi paramparça olmuş yırtık pırtık elbiseler içerisinde ve korkunç bir ızdırap dolu yüzlere sahip olan yaklaşık 20 kişilik bir grup, Meryem Ana heykelinin karşısında, acılarına son vermesi için yalvarıyorlardı.
Benim hissettiğim ise öfke, üzüntü ve yardım etme isteği olmuştu. Ama bunu nasıl yapacaktım ki? Bu konu üzerine birçok şey düşündüm, hatta Kolombiyalı çocuklara etik ve ahlak aşılayacak bir proje bile geliştirdim çünkü sorunun kültürel ve özel bir durum olduğunu düşünmüştüm. Ama sorunun gerçekten ne olduğuna dair şüphelerim de aynı zamanda devam etti. Kolombiya tarihi üzerine uzun süren bir çalışma süreci ve bu bilgileri ülkenin gerçekliğiyle karşılaştırdıktan sonra farkettim ki sorun bu değildi. Sonra öğrendim ki Santander'in İspanya'dan bağımsızlığını kazanmasından beri Kolombiya'da sıradan insanları siyasi, ekonomik ve sosyal yaşamın dışında bırakan zalim ve vahşi bir yönetici sınıf var olmuştu, var olmaya hala da devam eden bir yönetici sınıfı.
Barış görüşmeleri siyasal katılım meselesiyle ilgili olarak askıya alınmış görünüyor. Siyasal katılım FARC-EP için ne anlama geliyor?
Kolombiya'daki devlet terörünün aşağıdan bir siyasal katılıma hiçbir zaman izin vermediği gerçeğinden hareketle, Santos hükümeti ile yürütmekte olduğumuz barış sürecinde siyasal katılım bizim için temel bir meseledir. İşte bu durum bizim silahlı ayaklanmamızın neden gerekli olduğunun tam da gerçek nedeni. Toprak için mücadele başından beri bizim uğruna savaş yürüttüğümüz ana davalardan olmuştur. Ancak biz bu mücadeleyi hep barışçıl yollarla yürütmek istedik ve böyle yapması için tüm kapıları da çaldık fakat bütün kapılar şiddetle yüzümüze kapandı. Hükümetin bize “Mal varlığımızı ve topraklarımızı ihtiyacı olan çiftçilere teslim etmeyeceğiz. Mevcut sistem dışında başka başka sistemler isteyenlere bu ülkede yer yok” dediği bir jest idi bu.
İşte tam da budur silahların ve çatışmanın nedeni. Eğer hükümet bu kez, herhangi bir nedenle, bize (FARC-EP'in yanında bütün köylü örgütlenmeleri, yerel halk, Afro kökenli insanlar, diğer bir deyişle sıradan insanlara da) siyasal katılım sağlamak durumunda kalırsa, bizler de ülkemize arzu edilen barışı getirmek için daha çok çalışmak ve çabalamak durumunda kalırız.
FARC-EP'in siyasal katılımı desteklemek için sunduğu öneriler nelerdir?
FARC-EP tüm bu süre içerisinde siyasi katılımı destekleyici onlarca öneri sundu. Anlaşmanın bu özgül noktasına dair genel başlık ise “gerçek demokratikleşme, toplumsal adalete dayalı barış ve ulusal uzlaşı için siyasi katılım” olmuştur. Bütün öneriler devlet yapılarının demokratikleşmesi gibi genel bir hedefe sahip; örneğin kamu otoriteleri güçlerinin yeniden dağılımı, silahlı kuvvetlerin barışı koruma gücüne dönüştürülmesi ve ulusal egemenliğin korunması.
Siyasi katılımın, toplumsal ve halk örgütlenmelerinin teşviki bütün kademelerde çok önemli bir yer tutmaktadır. Bizler insanların doğrudan seçildiği ve ülkenin siyasi hayatına gerçek bir şekilde katılımlarını sağlayacak özerk ve yetkilendirilmiş yeni oluşumların yaratılmasını savunuyoruz. Bunlar önerilerimizden sadece bazıları. Sunmuş olduğumuz önerilerin tümüne web sayfalarımız www.pazfarc-ep.org (ispanyolca) veya www.farc-epeace.org (İngilizce) üzerinden de ulaşılabilir.
Ulusal Kurucu Meclis önerisinin biraz ayrıntılarına girebilir misiniz?
Önerilerimiz arasında üzerinde durduğumuz bir başka ihtiyaç da, anlaşmaları onaylayacak bir mekanizma olarak çalışacak bir Ulusal Kurucu Meclis oluşumuydu, toplumun bütün kesimlerinin temsili katılımını sağlayacak bir bileşen. Anlaşmalar üzerinde geniş ve gerçek bir demokratik tartışma imkanı yaratacağı için bu oluşumun anlaşmaları onaylayacak ideal bir mekanizma olacağını düşünüyoruz. Kendisine sunulan anlaşmaların genişletilmesi, onayı veya reddine karar verecek olan bu temel kurucu mekanizma aynı zamanda anlaşmaların yerine getirilmesi ve bu şekilde kalıcı ve istikrarlı bir barışın inşasını sağlayacak gerekli anayasal düzenlemelere de olanak sağlayacaktır.
Bu oluşum üzerine tartışmalar gerçekten demokratik ve katılımcı bir şekilde nasıl örgütleneceğini ele alan Gündem'in 6. maddesinde (uygulama, doğrulama ve onaylama) bulunabilir.
Kolombiya hükümeti Kurucu Meclis'in oluşturulması yerine referandumda ısrar ediyor.
Evet, Kolombiya hükümetinin ilk tepkisi olumsuz oldu, referandumu savundular ama ben tekrar ediyorum, bu konu şu an değil de, gündemin 6. maddesine geldiğimiz zaman gerçekleştirmemiz gereken bir tartışma. Biz bir onaylama mekanizması olarak referandumun eksik kalacağını söyledik. Bunun ilk nedeni, sadece ilk madde üzerine varılan kısmi bir anlaşma 20 sayfa uzunluğunda, yani sadece “evet” veya “hayır” cevabı verilecek bir metinden çok daha fazla uzun. İkinci neden ise, tüm kesimler tarafından etraflı bir tartışma gerektiren birkaç istisna (öne çıkan) konuların var olması. FARC-EP, tüm kesimlerin geniş katılımıyla ilgili korkulacak herhangi bir şey olmadığına inanıyor. Kurucu bir meclis kimseyi korkutmamalıdır.
İki taraf arasında yaklaşık bir buçuk yıl boyunca süren keşif görüşmeleri sonucunda, hükümet ve FARC-EP Ağustos 2012'de barış görüşmeleri için “Çatışmanın Sona Ermesi ve Kalıcı ve İstikrarlı Bir Barışın İnşası Üzerine Genel Anlaşma” gündemi üzerinde anlaşmaya vardı.
Gündemde her iki tarafın da tartışmaların yürütüleceği zemin üzerine kriterler belirlediği önsöz ise şöyledir: “Toplumsal bir konu olarak barışın inşası bütünde herkesin katılımını gerektirir, devletin sonunu getirecek olan insan haklarına saygı geliştirilmelidir, toplumsal adalete dayalı ve doğayla uyumlu bir ekonomik gelişme barışın ve ilerlemenin bir garantisidir, büyük çoğunlukları da kapsayan eşitlik ve refaha dayalı sosyal gelişim bir ülke olarak büyümemize olanak sağlar, barış içinde bir Kolombiya bölgesel ve evrensel barış ve ilerlemede etkin ve hakim bir rol oynayacaktır, demokrasinin güçlendirilmesi barışın temel zeminini atmanın temel bir koşuludur”.
Anlaşma barış görüşmelerinin ilerletilmesi için gerekli altı nokta üzerinde durur. Bunları şöyle sıralayabiliriz:
1) Bütünsel bir tarımsal kalkınma politikası
2) Siyasal katılım
3) Çatışmanın sona ermesi
4) Yasadışı uyuşturucu sorununun çözüme kavuşması
5) Kurbanlar ve
6) Uygulama, doğrulama ve onaylamadır.
Taraflar arasında 14 kez yapılan görüşmelerde FARC-EP kırsal sorunlar, Siyasi Katılım ve vatandaşlık konularının çözümüne yönelik masaya en az 200 öneri koydu. 25 sayfadan biraz fazla tutan kısmi bir anlaşmaya varılsa da, içerik son derece ılımlı ve yalın. Son dönemdeki ulusal tarım ve halk grevi toplumsal hoşnutsuzluğu ve memnuniyetsizliği doğrularken, bizim haklı olduğumuzu da göstererek, tartışmak için masaya koyduğumuz önerilerin de doğruluğunu ortaya koyuyor. Bu grev esnasında 19 kişinin ölmesi, 850 kişinin yaralanması ve yüzlerce kişinin tutuklanması ve yargılanması, şuan sokaklarda haklarını talep eden muhalefet hareketleri ve toplumsal örgütler için yeterli bir güvence üzerine anlaşma ihtiyacının aciliyetini de ortaya koyuyor.
Çeviri: Berna Özgencil-Selahattin Işıldak