Milliyet'in psikolojik savaş muhabirleri ortaya çıktı!

Milliyet'in psikolojik savaş muhabirleri ortaya çıktı!

Batı Kürdistan’da Kobani, Afrin ve Derik’te halkın yönetimi ele geçirmesi ardından, Türk medyası psikolojik savaş taktiðini tekrar gündemine aldı. Günlerdir sessiz kalan rejim medyası, sonunda beklenen reaksiyonu gösterdi. Milliyet gazetesinin bu konuda "uzman" muhabiri Tolga Şardan imzalı yayınlanan haberde, Hafız Esad yönetiminin Suriye Gizli Servisi El Muhaberat aracılıðı ile PKK'ye silah ve mühimmat takviyesinde bulunduðu ileri sürüldü.

Sınır ötesi ve sınır içi operasyonlarda, miting ve gösterilerde sık sık psikolojik savaş doðrultusunda yayın yapan Türk basınının bu konuda yıllardır "uzman" olan muhabirleri, Kürtlerinin Kobani, Afrin ve Derik'te yönetimi ele geçirmeleri ardından, psikolojik savaş doðrultusunda yayına başladılar.

Çok deðil, on gün kadar önce yabancı basının Türkiye'nin Katar ve Suudi Arabistan işbirliði ile Suriye'deki muhaliflere MÝT aracılıðı ile silah yardımı yaptıðı haberlerini görmezden gelen Türk basını, Kürtlerin sınır bölgesinde kendi öz yönetimlerini oluşturmaya kalkışmaları ardından, psikolojik savaş yayınlarına başladılar.

PSÝKOLOJÝK SAVAŞIN EL ALTINDAKÝ MUHABÝRLERÝ

Milliyet'in bu konuda sabıkalı ve "uzman" muhabiri Tolga Şardan tarafından bugün yayınlanan haberde, Jandarma Genel Komutanlıðı'nın, Emniyet Genel Müdürlüðü'ne gönderdiði bir raporda, Suriye Gizli Servisi El Muhaberat tarafından PKK'ye silah ve mühimmat takviyesi yapıldıðı ileri sürüldü.

Psikolojik savaş uzmanlarının, her zaman kullanmaya hazır tuttukları muhabirlere el altından verilen raporlarla, Suriye Kürtlerinin çatışmaların kendi topraklarına yayılmasını engellemek amacıyla son üç gündür başlattıðı ayaklanma görmezden geliniyor.

Kürt basının hemen hemen saat başı sınırdaki Kürt isyanlarını haber vermesini görmezden gelen Türk basını, şimdi de Kürtlerin başlattıðı halk ayaklanmasını karalama gayretleri peşinde.

GÜNLERDÝR SESSÝZ KALAN MEDYA, REJÝMDEN SÝNYAL BEKLÝYORDU

Kürt hareketi konusunda 30 yıldır kalemlerini psikolojik savaşın emrinde kullanmaktan çekinmeyen Türk medyası ve onun sabıkalı kalemleri, bugüne kadar yaptıkları yayınlarını şimdi de sınır ötesine taşıyacaklar gibi.

Psikolojik savaşın emrinde göreve hazır "uzman" muhabirleri, yarın da PKK'nin Afrin, Kobani, Derik ve Qamişlo'daki esrar tarlalarını ve araziye kavanozlarda gömdükleri milyonları yazarsa şaşmamak lazım.

Daha geçen ay sınırda bir bayrak dikildi diye kıyamet koparan Türk medyasının, 19 Temmuz’da Kobani yönetiminin ele geçirilmesinden bu yana sessiz kalmasının nedeninin, iktidardan sinyal bekleyişi olduðu artık bir sır deðil.

MEDYA KÜRTLERÝ GÖRMÜYOR

Türk medyası da hükümetinin emir eri olarak, Batılı devletlerin Suriye’ye ilişkin dezenformasyon ve manipülasyon kampanyasının bir parçası olarak rolünü en çirkin şekilde oynuyor. Suriye’de yaşanan kriz ve genel olarak adına “Arap Baharı” denilen sürecin unutulmuşları olan Kürtler, Batılı medyanın da halen gündeminde yer almıyor.

Rusya ve Ýran destekli Esad rejimi ile Batı ve Türkiye-Katar-Suudi Arabistan destekli çoðu paramiliter ve rejimin eski üyelerinden oluşan silahlı gruplar arasında yaşan çatışma konusunda yoðun bir psikolojik savaşın parçası olan medya, Kürtleri görmezden gelmeye devam etse de Kürtler Ortadoðu’da gerçek yerini almakta kararlı görünüyor.