Mezar taşları olan TOKİ inşaatları

Yıkılan Kürt şehirlerinde öyle kirli politika ve uygulamalar yapılmaktadır ki, evi barkı yıkılan Kürt halkı TOKİ evlerine mahkum edilmektedir.

Tayyip Erdoğan Kürt halkına karşı yürüttüğü savaşı sadece baskı, zor, işkence ve katliamlarla sürdürmüyor. Kürt halkının psikolojisini bozmayı, moral değerlerini yıkmayı da kirli bir savaş biçimi olarak yürütüyor. Cizre’de vahşet bodrumlarının olduğu alana TOKİ inşaatlarını yaptırması da böyle bir amaç güdüyor. Vahşet bodrumları üzerinde Kürtleri yatırarak moral değerlerini ortadan kaldırmayı hedefliyor. Moral değerleri yıkılan bir toplum özgürlük ve demokrasi mücadelesi veremez. Çünkü vahşet bodrumları üzerinde yatırılmak da bir irade kırma biçimidir.

AKP iktidarı her türlü insan hakkını, temel hakları da çiğnemektedir. Türkiye yasalarına göre herkesin arsası ve mülkü üzerinde kendi evini ve ihtiyacı olan şeyleri yapabilir güvencesi olmasına rağmen, AKP iktidarı Cizre, Nusaybin, Şırnak ve Sur’a zorla el koymuştur. Yıktıkları evler ve binaların bulunduğu arsalara TOKİ’yi sokarak hem yandaşlarına rant sağlayacaklar hem de halkı sömürecekler. Kürtlerin arsalarına kat karşılığında binalar yapacaklarmış. Bir evin vardı, al sana bir apartman dairesi diyerek halkın mülkiyetine el koyuyorlar. Aslında bu Türkiye'nin imzaladığı uluslararası hukuk normlarına karşı da bir suç işlemektir. Kürt halkının arsaları, mülkiyeti, gayrimenkulleri devlet mülkü haline getiriliyor. İsrail’de Yahudi yerleşim alanlarına karşı çıkan AKP iktidarı, bu tür anlayışın farklı bir biçimini Kürtler üzerinde uygulamaktadır. Soykırımcı sömürgecilik yıktığı şehirlerde halkın ev yapmasına izin vermeyerek Kürt halkının mülkünü gasp edip TOKİ’ye vererek Kürt şehirlerine el koymaktadır. Devlet zoruyla mahallelere el koymak ve TOKİ inşaatları yapmak sömürgeci zihniyetin dışa vurumudur.

TOKİ inşaatlarını sadece beton yığınları olarak görmek de yetersiz kalır. Kuşkusuz Kürt şehirlerine ruhu olmayan beton yığınları dikilecektir. Ancak bundan öte anlamları bulunmaktadır. Cizre, Nusaybin, Şırnak, Hezex, Gever ve Sur’da Kürtlerin katledildiği yerlere beton yığınları dikmek vahşet bodrumlarına, katliam yapılan yerlere mezar taşı dikmek anlamına gelmektedir. Nasıl ki Ağrı direnişi bastırıldıktan sonra bir gazetede Ağrı Dağına bir mezar çizilmiş ve üzerine “muhayyel Kürdistan burada meftundur” yazılmışsa, Cizre’ye ve katliam yapılan yerlere TOKİ inşaatları yapılması da benzer bir anlayışı ifade etmektedir.

Yıkılan Kürt şehirlerinde öyle kirli politika ve uygulamalar yapılmaktadır ki, evi barkı yıkılan Kürt halkı TOKİ evlerine mahkum edilmektedir. Bu aslında Kürt şehirlerine yönelik yıkma, yakma saldırısının bir parçasıdır. Evleri, barkları ortadan kaldırılanlara ikinci bir acı yaşatılmaktadır. Kuşkusuz tüm bu saldırılar Kürt halkının iradesini kırma bir yana öfkesini daha fazla arttırmıştır. Yıkılan, yakılan Kürt şehirlerinde referandumda yüksek düzeyde hayır çıkması bu gerçekliği ortaya koymaktadır. Cizre’de yüzde 80 hayır çıkması demek, öfkeli yüzde 80 demektir. Bu tutum Cizre halkının Türk devletinin bu tür uygulamalarla neyi amaçladığını bildiğini ortaya koymuştur. Yakılan, yıkılan Kürt şehirlerindeki yüksek hayırlar, soykırımcı sömürgeciliğe karşı hayır oylarıdır. Cizre, Nusaybin, Şırnak, Hezex, Silopi, Gever ve Sur halkı onurlu halk olduğunu bir daha tüm dünyaya göstermiştir. Bu nedenle TOKİ inşaatlarıyla irade kırma amaçlarına ulaşamayacaklardır. TOKİ inşaatları olarak dikilen mezar taşları sömürgeciliğin mezar taşları haline getirilecektir. TOKİ’lerle amaçlanmak istenen, devlete teslim olmuş mahallelerin yaratılmasıdır. Ancak soykırımcı sömürgecilik ne yaparsa yapsın, direnişin merkezi olan yıkılmış mahalleler direnişçi karakterlerini her koşulda ortaya koyacaklardır. Nur, Cudi ve Sur mahalleleri, yine diğer mahalleler, yurtseverliğin en yüksek düzeyde temsil edildiği mahalleler olacaklardır. TOKİ inşaatları bu mahallelerin karakterini ortadan kaldıramayacaktır.

Ne Cizre’nin bir karış toprağı, ne Sur’un bir karış toprağı, ne Şırnak’ın ve Sur’un bir karış toprağı 2015-2016 kışında gerçekleşen tarihi direnişleri unutacaktır. Artık oraları kutsal direniş toprakları, alanları ve mahalleleri olarak tarihteki yerini alacaktır.

Cizre halkı, Nusaybin halkı, Şırnak halkı, Sur halkı, Gever, Silopi ve İdil halkı daha güçlü bir ulusal toplumsallık karakteri gösterecektir. Çünkü tarihi ortak acıları ve sevinçleri paylaşmışlardır. Zor dönemlerde dayanışma içinde olmuşlardır. Evleri yıkılan Kürt halkının 2016-2017 zorlu kışını atlatmaları, büyük bir dayanışma gerçekleştiğinin kanıtıdır. AKP faşizmi yakıp, yıkarak halkı mağdur etmesi, sonra da kendini yardım sever gibi göstermesi hiçbir yerde sonuç almamıştır. Aksine Kürt halkı Tayyip Erdoğan’ın soykırımcı faşist karakteri konusunda daha güçlü bir bilince kavuşmuştur. Kürt halkı bu saldırılarla daha bilinçli, daha iradeli bir halk haline gelmiştir.

Tayyip Erdoğan’ın zulmü, Kürt şehirlerini gasp edip üzerinde TOKİ inşaatları yapmaları Kürt halkının özgürlük ve demokrasi özleminde, özgür Kürdistan özleminde hiçbir gerileme ve eksiklik yaratmayacaktır. TOKİ’ler soykırımcı sömürgeciliğin yaptıklarını her gün hatırlatan kanıtlar olarak halkın öfkelenmesini arttıracak, bu da özgürlük ve demokrasi mücadelesini daha kararlı biçimde verilmesi sonucunu doğuracaktır.

Kaynak: Yeni Özgür Politika