Melek cinayetinin faili yok!

Melek cinayetinin faili yok!

Aðrı'nın Hamur ilçesinde yaşayan Kürt kadın Melek Karaaslan (24) cinayetiyle ilgili soruşturmanın, "adam öldürmek" deðil, "eziyet" suçu kapsamında yürütüldüðü ortaya çıktı. Buna göre; Karaaslan'ın ölümüne neden olan eşi ve eşinin ailesi 3 yıl hapis cezası alıp kurtulabilecek.

ÇHD Genel Başkan Yardımcısı avukat Münip Ermiş, karara tepki gösterdi: "Savcılık, Türk Ceza Kanunu'nu tümden yok saymıştır." Avukat Ermiş, Karaaslan'ın ölümüne yol açanların, hukuka göre 20 yılın üzerinde hapis cezası alması gerektiðini bildirdi. Ancak ölüme yol açanlar şu an tutuklu bile deðiller!

Geçtiðimiz günlerde hayatını kaybeden 'çocuk gelin' Melek Karaaslan, Aðrı'nın Hamur ilçesinde yaşıyordu. Aylar önce hamile olduðu sırada eşi Ferdi Karaaslan ve eşinin ailesi tarafından fiziki şiddete uðradı, sokaða atıldı ve sokakta ölü doðum gerçekleştirdi. Akıl ve ruh saðlıðını yitiren, son 3 ayını da eşinin evinde tuvalete baðlanmış şekilde geçiren Karaaslan, geçtiðimiz günlerde hastanede yaşamını yitirmişti.

Adalet Bakanlıðı, Melek Karaaslan'ın öldürülmesiyle ilgili olarak skandal niteliðinde bir karar verildiðini itiraf etti ve savcılıðın, "eziyet" suçu kapsamında soruşturmayı yürüttüðünü açıkladı.

UYGULANMASI GEREKEN DÖRT MADDE

ANF'ye deðerlendirmede bulunan Çaðdaş Hukukçular Derneði (ÇHD) Genel Başkan Yardımcısı Münip Ermiş, Karaaslan'ın ölümüne yol açan eşi Ferdi Karaaslan ve eşinin ailesinden kimsenin tutuklanmamasına tepki gösterdi.

Ermiş, konunun hukuki boyutunu şöyle deðerlendirdi: "Sadece 'eziyetten' soruşturma yürütülüyorsa, Savcılık Türk Ceza Kanunu'nu tümden yok saymış demektir. Yasa hiçbir hukuki yoruma izin vermeyecek derecede açıktır. Ve burada uygulanması gereken, tartışılması gereken 4 adet suç vardır: Birincisi 'kasten öldürme', ikincisi 'eşe karşı yaralama sonucu ölüme sebebiyet' olarak tarif edilen TCK'nin 87/4-2 maddesi, üçüncüsü de TCK'nin 96/2 maddesindeki 'eziyet' suçu. Dördüncüsü de 'kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' olarak tanımlanan, TCK'nin 109/2 maddesi."

ÇHD Genel Başkan Yardımcısı Ermiş, "Eðer ölüme neden olabilecek derece ve yoðunlukta eylem sonucu ölümün gerçekleştiði anlaşılırsa, hiç tartışmasız şekilde sanıðın öldürme suçunun aðırlaşmış halini düzenleyen TCK.82/b -d, yani 'eşe karşı işkence ile insan öldürme' suçundan cezalandırılması ve yargılanması gerekecektir" dedi. Ayrıca çok uzun süreden beri 'eziyet' teşkil edecek davranışların varlıðı nedeniyle de, hem 'eziyet' suçundan hem de 'eşe karşı hürriyeti engelleme' suçundan sanıðın cezalandırılmasının gerektiðini belirten Ermiş, ekledi: "Yani bu durumda sanıðın aðırlaştırılmış müebbet hapis+3 yıl+ 4 yıl hapis cezası alması söz konusu olacaktır. Öncelikle ilk uygulanması gereken maddeler bunlardır."

'HUKUK, EN AZ 23 YIL HAPÝS CEZASI ALMASINI GEREKLÝ KILIYOR'

Avukat Ermiş, eylemin 'kasten insan öldürme' suçu şeklinde deðerlendirmediði takdirde ise, sanıðın 'yaralama sonucu ölüme neden olmak'tan 16 yıl, 'eziyet'ten 3 yıl, 'hürriyeti engellemek'ten 4 yıl olmak üzere alması gereken cezanın 23 yıla tekabül ettiðini açıkladı ve bunun 'en az ceza' olduðunu bildirdi.

'Eziyet' suçunda, 'işkence' suçunda olduðu gibi nitelikli hal, yani 'aðırlaştırılmış hal'in olmadıðına dikkat çeken Münip Ermiş, 'kaba dayaðın' bu suçun kapsamına girmediðini söyledi ve devam etti: "Yani aðır derecede fiziksel saldırısı ayrı ayrı yaralama suçunu meydana getirir (TCK86/2 ve 87). Bunun cezası daha aðırdır. Zaten yasa koyucu her eşini döven adamı dahi hafif olan eziyet suçundan deðil, ayrı ayrı yaralama suçundan cezalandırılmasını arzu ettiðinden, 'nitelikli eziyet suçu' düzenlememiştir."

'TUTUKLAMA KOŞULLARI HER AÇIDAN MEVCUT'

Eziyet suçunun, aðır fiziksel müdahele içermeyen; asıl olarak psikolojik saldırılardan sürekli aşaðılama, hakaret ve taciz gibi durumları içerdiðini belirten Ermiş, "Ancak süreklilik taşıyan durumlarda düşünülmesi gereken bir suç türüdür. Her gün eşine döven birisine asla uygulanamaz. Uygulansa bile yaralama suçuna ek bir suç olarak düşünülebilir" dedi.

ÇHD Genel Başkan Yardımcısı Ermiş, sözlerini şöyle noktaladı: "Bu kadar yoðun ve kesin deliller karşısında ve öldürme, eziyet, hürriyeti engelleme suçundan yapılan böyle bir soruşturmada her durumda sanıkların tutuklu yargılanması gerekir ve tutuklama koşulları her açıdan mevcuttur."