Birkaç gün sonra uluslararası komplonun 20. yılına gireceğiz. Her ne kadar uluslararası komplonun en temel güçleri arasında ABD ve İsrail devletleri ve bunlara bağlı olan istihbarat örgütleri yer almış olsalar da, Rusya ile birlikte Avrupa devletlerinin bu komplo da oynamış oldukları rolü de yadsımamak gerekmektedir. Öyle ki, bu devletlerin hepsi elbirliği halinde Önder Apo’nun, TC devletine teslim edilmesinde rol oynamışlardır.

Önder Apo, Suriye’den ayrılmadan önce, gideceği ülkenin neresi olduğu belirlenmişti. Önder Apo’yu, Yunanistan devlet yetkilileri bizzat ülkelerine davet etmişlerdi. Fakat uçak Yunanistan’a vardığında, yapmış oldukları daveti bir yana bırakarak, Önder Apo’yu ülkelerine almak istememişlerdi. Yunanistan devlet yetkililerinin bu tavrı üzerine Önder Apo da yönünü Rusya’ya çevirmişti. Rusya’nın tavrı da, Yunanistan’ınkinden farklı olmamıştı. Onlar da, TC devleti ile içerisine girmiş oldukları ikili görüşme ve ticari anlaşmalara bağlı olarak Önder Apo’nun Rusya’dan ayrılması için baskıda bulunmuşlardı.

Önder Apo, Rusya’nın bu tavrı üzerine Avrupa geçmeyi uygun görmüş ve bu seferde İtalya’ya geçmiştir. İtalya’nın tavrı görece olarak Yunanistan ve Rusya’dan farklı olmuştur. Ancak onlar da başta NATO olmak üzere farklı kurum ve TC devleti ile diğer devletlerin baskısı karşısında güç getirememişlerdir.

Önder Apo’nun diğer Avrupa devletlerine girişi de engellemelerle karşılaşmıştır. Öyle ki, Önder Apo’nun içerisinde olduğu uçağın hiçbir havaalanına inmesine müsaade edilmemiştir. Ve uçağın ineceği adres olarak da CIA’nın Afrika’daki karargahının bulunduğu Kenya’nın başkenti Nairobi gösterilmiştir.

Önder Apo’nun esareti ile sonuçlanan operasyon Nairobi’de planlanarak uygulamaya konulmuştur.

Bu şekilde Önder Apo’nun esareti ile belirli bir aşamaya getirilmiş olan uluslararası komplonun başlangıç startının verildiği 9 Ekim 1998’in üzerinden tam 19 yıl geçmiş bulunuyor. Önder Apo 9 Ekim’in üzerinden dört ayı geçen bir sürenin ardından 15 Şubat 1999 günü tutsak edilerek konulduğu İmralı zindanlarında tutulmaya devam etmektedir.

19 yıl belki dile kolay gelebilir. İmralı gibi bir yerde 19 yıl tek başına bir hücrede, olağanüstü yasalara dayalı olarak oluşturulan “yönetmeliklerle” yönetilen bir zindanda en ağırlaştırılmış koşullarda yaşamın o kadar kolay ve katlanır olabileceğini hiçbir kimse iddia edemez. Ancak Önder Apo, öylesi koşullarda insanlığın bugüne kadar tanık olduğu en büyük direnişlerinden birini sergileyerek bunlara katlanmasını bildi, tarihsel görev ve sorumluluklarını yerine getirmeye devam etti. Bu konuda hiçbir engel tanımadı.

Kürdistan halkın 2005 Newroz’un gerçekleştirdiği doğrudan demokrasi ile Rêber olarak kabul ettiği, milyonlarca insanın irade beyanından bulunduğu Önder Apo’nun sergilemiş olduğu bu olağanüstü direniş, uluslararası komployu planlayan gerçekleştiren güçleri bile büyük bir şaşkınlığa uğrattı ve onları kabul etmek zorunda bıraktı. 

Şimdi Önder Apo, tutsaklığına rağmen uluslararası alanda kabul görmektedir. Geliştirdiği düşünceler evrensel boyutlarda ele alınmakta ve tartışılmaktadır. Başta Avrupa ülkeleri olmak üzere birçok ülkede Önder Apo’nun görüşlerinin tartışıldığı konferanslar düzenlenmektedir. Kitapları Farsçadan Arapçaya, İngilizceden İspanyolcaya varıncaya kadar dünya dillerine çevrilmiş, Amerika’dan Avrupa’ya, Asya’dan Afrika’ya dünyanın dört bir yanında yayınlanmış ve okurlarıyla buluşmuştur. Yine birçok Avrupa kenti Önder Apo’yu vatandaşlığa kabul etmiş bulunmaktadır.

Başta Kürdistan toplumu olmak üzere tüm dünya insanlığı uluslararası komplonun yeni bir yıl dönümünü böylesi koşullarda karşılamaktadır. Suriye Demokratik Konfederasyonu’nun da önünü açan Rojava Devrimi’nin sadece Ortadoğu için değil tüm dünya için de bir model haline geldiği böylesi koşullarda uluslararası komplonun da yenilgiye uğratılmış olduğunun da bir göstergesi olan bu gerçeklik, uluslararası komplonun yeni bir yıl dönümüne girerken, onun daha fazla varlık gösteremeyeceğinin de bir kanıtı olmaktadır.

Ve bugün gerek Kürdistan’da gerekse de uluslararası alanda kamuoyunun tartıştığı da bu gerçekliktir. Artık uluslararası platformlarda Önder Apo’nun Özgürlüğü ve “PKK yasağının” kaldırılması tartışılmaktadır. Başta uluslararası komploda yer alan Avrupa devletleri olmak üzere diğer devlet ve güçler de bu gerçekliği görmekte, buna göre de tutumlarını gözden geçirmektedirler.

Tüm bunlarda Önder Apo’nun direnişi ve Kürdistan halkının mücadelesi ile gerçekleşmiştir. Önder Apo’yu özgürlüğüne kavuşturacak olan da bu gerçekliktir. Bunun dışında da hiçbir gerçekliğin olması da söz konusu değildir. Uluslararası komplonun 20.yılına girerken, uluslararası komployu gerçekleştiren güçlere karşı en anlamlı cevapta bu şekilde verilecektir.

Kaynak: Yeni Özgür Politika