MAKALE-Rakka özgürleşti

Demokratik Suriye Meclisi Eşbaşkanı İlham Ehmed'in Özgürlükçü Demokrasi Gazetesi için kaleme aldığı makale.

Rakka’nın özgürleşmesi dünya ölçeğinde büyük bir yankı uyandırdı ve bütün gözleri bir anda Rakka’ya çevirdi. Dünyanın büyük bir kesimi bu konuda sevincini, mutluluğunu dile getirdi ve insanlığın büyük başarısını gördü, buna tanıklık etti. Bazı kesimlerde bu müjdeyi kötü ve kara bir haber gibi göstermek istedi ve bu konuda memnuniyetsizliğini dile getirdi.

Bunlar kimdi? Bunlar DAİŞ üzerinden Suriye’de siyaset yapan ve DAİŞ’in varlığını sürdürmesini isteyen çevrelerdi. Bazıları da, ‘Eğer benim tarafımdan özgürleştirilmemişse, hiçbir anlamı yoktur’ diyen ve bunu kötü bir haber olarak gören, savaşın gereğini yapmayan çalışanlardır.

Gerçekten kim bu durumdan memnundur, kim memnun değil çok önemli değil. Önemli olan Rakka halkı bu durumu nasıl değerlendiriyor. Çünkü halklar DAİŞ’in elinde çok acılar çekti, sevinecek ya da üzülecek olanlar yine onlardır. Halk özgürlüğü kutlamalarla karşıladı, ‘Doğrudur bizim evlerimiz yakıldı, yıkıldı, ancak biz büyük bir zulümden kurtulduk, bugünleri gördüğümüz için sevinçliyiz’ diyorlar. Kavgada atılan yumruk sayılmaz diye bir laf var. İğne ucu kadar sorumluluk almamış, elini taşı altına sokmamış, halkın acısına ortak olmamış bazı kesimler, çok rahat bir şekilde “şehir yerle bir olmuş” diyorlar. Ancak QSD’nin yüzbinlerce kişiyi zulümden kurtardığını görmüyorlar. Malın mı yoksa ruh ve bedenin yıkımı yerle bir edilmesi mi? DAİŞ zulmünden ve çemberinden kurtulan kadınlar, yere toprağa kapanarak şükrediyorlardı, çocuklar zafer işaretleri ile durumu kutluyor, erkekler gözyaşları içerisinde QSD savaşçılarına sarılarak memnuniyetlerini dile getiriyorlardı. Bu kentlerinin özgürleşmesine gösterdikleri sevginin ifadesiydi.

Tarih yeni bir sayfa açtı ve yeni bir bilinç yarattı Suriye halkı için. Belki şöyle denecek: Özgürleşmeden önceki ve özgürleşmeden sonraki tarih. DAİŞ’in başkentinin QSD ve Koalisyon güçleri tarafından özgürleştirilmesi, bütün insanlığın büyük bir kazanımıdır ve bu kazanımın yeni bir yapılanma ile taçlandırılmalıdır. Kentin yeniden inşa edilmesi, toplumun yeniden yapılandırılması önemli görevdir. Çünkü kent büyük zararlar gördü, bunun için uluslararası güçlerin desteğine ihtiyaç var. Yine toplumun yeniden yapılandırılması gereklidir. Toplumun da ruhunda ve moral değerlerinde önemli tahribatlar yaşandı. Ölçüler alt üst olmuş, inanç ve güven değerleri kaybolmuş. Herkesten önce Rakka’nın Sivil Meclisi’nin bu sorumluluğu üstlenerek bu durumu düzeltmesi gerekir. Yine terörden zarar gören uluslararası toplumun da Rakka halkına ve toplumuna bu açıdan destek sunması gerekir ve Rakkalıların evlerine dönmelerinin imkanı yaratılmalıdır.

Yine terör hücrelerinin yeniden hayat bulmaması ve yapılanmaması için Rakka Sivil Meclisi’nin güçlü desteğe ihtiyacı var. Bu konuda boşluk yaratılmamalıdır. Halkın ve toplumun sorunları hızı bir şeklide çözülmelidir ve bu konuda resmi bir sivil iradenin yapılanması gerekir. Irak tecrübesi biliniyor, gözler önündedir. Irak’ta sivil yönetimlerin yoksulluğu, otorite boşluğu, sorunların çözümsüzlüğü DAİŞ’in doğuşunu ve ortaya çıkmasını beraberinde getirdi ve bu da insanlığın başına bela oldu. Bu kötü tecrübenin Suriye’de tekrarlanmaması gerekiyor. Eğitim ve okulların açılması en önemli meselidir, toplumun ekmek ve sudan daha acil ihtiyacıdır. Doğrusu, 5 yıldır bu bölgelerde büyük trajediler yaşanıyor. Bir nesil eğitimden uzak, işten atılmış, hayattan hiç bir şey anlamaz hale getirildi. Bunlar günlük olarak nasıl olursa olsun hayatını sürdürmeye koşullandırıldı. DAİŞ kendi yöntemleri ile bu toplumu eğitmek ve değiştirmek istedi. Birkaç ayetle onlara bomba yeleklerini giydirerek, bir yerlere patlatmak için göndermek istedi. Ne için? Bir parça ekmek bulmak için buna katlandı insanlar. Bu insanlığın karşı karşıya olduğu en büyük tehlike ve yanlıştır.

İnsanlığın vicdanının bunu görmesi ve bu durumun düzeltilmesi için üzerine düşeni yapması gerekiyor. Ancak eğer birileri bireysel çıkarları hareket ederse, yarın öbür gün tehlike kapılarını çalacak. Avrupa Birliği, şimdiye kadar yaşananları sessizlik içinde izliyor. Burada insanlar onları kurtarmak için kendilerini feda ediyorlar, ancak onlar halen terazinin hangi tarafa doğru ağırlık koyacaklarını izliyorlar, tavırsız, tepkisiz ve orta yolcu bir şekilde, gelişmelere göre de tavır belirleyeceklerini düşünüyorlar. Ancak herkesten önce onların harekete geçmesi, oraları doldurması ve yeniden yapılanmasına ön ayak olmaları gerekiyordu. Rakka’nın doğru şekilde yeniden yapılandırılması DAİŞ’in Suriye, Ortadoğu ve dünyada kökünün kurutulması anlamına gelir. Bu konuda cesaretli bir şekilde karar alınması gerekiyor. Bu gönülsüz, bekle gör politikası, her şeyden önce var olan duruma razı olmak anlamına gelir.