MAKALE-Geç uyanan Suriye muhalefeti

Demokratik Suriye Meclisi Eşbaşkanı İlham Ehmed’in Özgürlükçü Demokrasi Gazetesi için kaleme aldığı makala…

Suriye’de 7 yıldır süren savaşta milyonlarca insan göç yollarına düştü, yüzbinlerce insan yaşamını yitirdi, onbinlercesi sakat kaldı velhasıl taş üstünde taş kalmadı. Ama rejim karşısına çıkan, kendisini Suriye halkının temsilcisi olarak sunan Suriye muhalefeti, ülkeyi parça parça rejime ve İran’a bağlı gruplara ve Türkiye’ye satmaktan başka bir şey yapmadı. Tabii bu arada siviller tank ve uçaklarla bombalandı, kentler viraneye döndü ve ocaklar söndü.

Suriye muhalefetini birleştirme adına yapılan tüm girişimler boşa çıktı ve daha büyük parçalanmalar yaşandı. Türkiye bu grupların bir kısmını kendi tarafına çekti, bazılarının karşıtlığını yaptı ve birbirleriyle çatıştırdı.

Son günlerde ABD ve bazı Avrupa ülkeleri Rakka Meclisi ile Türkiye’ye bağlı olan bazı grupları birleştirmek istedi. Ama Türkiye’nin hesapları farklı olduğu için bunu kabul etmedi.

Riyad Kongresi’nde tüm güçler için davetname vardı. Ama yine Türkiye’nin müdahalesi oldu ve parçalanma yaşandı. Suriye muhalefetinin büyük bir parçasını oluşturan Heyet El Tensiq ayrılmak durumunda kaldı. Şüphesiz bunun suçlusu Türkiye’nin emir ve görüşlerine amade bir duruma düşen Suriye muhalefetidir.

Bugün ilk defa Suriye Muhalefeti Cenevre Heyeti Sözcüsü Muhammed Sabra’dan doğru bir açıklama duyduk. Bu öldükten sonra başı elhed taşına değdikten sonra öldüğünü fark eden kişinin durumunu hatırlatıyor. Ama geç de olsa uyanmak iyidir. Doğru bir tutuma yol açabilir. Bir defa da olsa Suriye ve halkı için bir şey yapmış olurlar. Belki bazı bölgesel güçlerin müdahalesine hayır diyebilirler. Nasıl da olsa uyanmak ve gerçeği görmek iyidir.

Bizler de başından beri Suriye muhalefetinin büyük bir kesimiyle diyalog kurmaya hazırdık. Artık Suriye için ortak bir proje üzerinde çalışmanın zamanı geçmiştir. Demokrasi ve birlik için bunu yapabiliriz.

***

İdlib Suriye için önemli bir yer. O yer şimdi Türkiye’ye teslim ediliyor. Neden? Rejim güçleri ile İran El Nusra’yı oradan çıkaramıyorlar mıydı da Türkiye’den destek istediler. Daha önce “çatışmasızlık bölgeleri kurulacak” yönündeki açıklamalarının aksine ne oldu da burayı Türkiye’ye devrediyorlar? Yoksa Türkiye, kendini onlara farz mı kıldı? Ama “çatışmasızlık bölgeleri kuracağız” açıklamalarından hemen sonra rejim Humus, Hama ve Şam’da yeni cepheler açmıştı.

İdlib’in teslim edilmesi Halep için de tehdittir. Türkiye’ye savaşın sürdürülmesi için yeni bir kapı açılmış oluyor. Bu durum savaşın Suriye’nin diğer yerlerine sıçraması tehlikesini de barındırıyor. Rusya, hala Türkiye’ye güven olmayacağını görmedi mi? Rusya’nın da Amerika’nın da en büyük yanlışlığı Türkiye ile yapılan anlaşmalara güven duymalarıdır.

Suriye’nin de Türkiye ile çok büyük ve uzun geçmişe sahip anlaşmaları vardı. Ama Suriye krizi başlayınca, Suriye en büyük zararı Türkiye’den gördü. Hala da işgal ettiği yerler var ve girişimlerini sürdürüyor. Ama her ne kadar Suriye rejimi Türkiye’nin siyasetini anlamış olsa da bazı güçlerin esiri olduğu için buna karşı ses çıkaramıyor. Aksine Kürtler söz konusu olduğunda aynı tutumu takınıyorlar.

İran ise kendi cephesinde tuttuğu yerlerde Şii hilali projesini örmeye devam ediyor. Bunu da herkesin gözleri önünde yapıyor. Peki burada İran’ın ördüğü Şii hilali projesi ile Türkiye’nin ördüğü Türkleştirme projesi arasında ne gibi fark var? Biri Şii hilalini geliştiriyor, biri de Osmanlı yayılmacılığı yapıyor. Her iki proje de Suriye’nin demokratikleşmesi önünde engeldir. Çelişkileri derinleştiriyor, toplumu parçalamaya devam ediyorlar.

Bu noktada demokratik bir çözüm için en doğru yol demokratik ulus projesidir. Kriz çözücüdür. Ama merkezi hükümetler şiddetle buna karşı çıkıyor, kabul etmiyorlar, realiteden uzak bir proje olarak sunmaya çalışıyorlar. Gericiliği, baskı ve şiddeti yani her türlü zorbalığı bölge halklarının iradesine karşı kullanıyorlar. Çocuk, kadın, yaşlı genç demeden toplumu ezmeye devam ediyorlar. Bütün bunları da iktidarlarını, ellerindeki toprakları ve devlet güçlerini arttırmak için yapıyorlar.