Fransız Le Figaro gazetesi Türkiye’de “Ýslamcı-muhafazakar hükümetin” Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile doðrudan görüşmelere başladıðını belirtirken, Ankara her ne kadar Öcalan ile açık bir şekilde görüşmeleri üstlense de “barışa karşılık hangi somut uzlaşılara hazır olduðunu” sordu.

“Ankara PKK ile diyaloga açılıyor” başlıðı ile yayınlanan Laure Marchand imzalı yazıda, “Ýslamcı-muhafazakar” hükümetin tutuklu Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile doðrudan görüşmelere başladıðını belirtti.

“Ankara taktik deðiştirdi ve 30 yıldır süren bir çatışmaya son vermek için Kürdistan Ýşçi Partisi (PKK) ile görüşmeyi artık kendinden esirgemiyor” diyen Marchand, son günlerce yaşanan gelişmelere yer verdi.

Gazete, şu deðerlendirmelerde bulundu: “Ýmralı’daki doðrudan görüşmeler 1999’dan beri cezaevinde olan Abdullah Öcalan’ın isyancıların silahsızlandırılmasına ilişkin tüm süreçlerde kaçınılmaz olduðunu doðruluyor. Rehberlerinin tutukluluk koşullarının düzeltilmesini talep eden 1700 Kürt tutuklu tarafından 68 gün yürütülen açlık grevini Kasım ayında durdurarak bir kez daha otoritesini gösterdi. Tecrit altına alınan ‘Apo’ sadece ailesi ve avukatları ile görüşme hakkına sahip. Avukatların da bir buçuk yıldan beridir Ada’ya girişleri koster bozuk bahanesiyle engelleniyor. “

3 Aralık Perşembe günü Kürt vekiller Ahmet Türk ile Ayla Akat’ın Ýmralı’ya giderek Öcalan ile görüştüðünü hatırlatan gazete, Ahmet Türk’ün basına yansıyan “Bu kez gerçekten umutlum” şeklindeki sözüne yer verdi.

Aşırı sað (MHP) dışında bu inisiyatifin siyasi sınıf ve medya tarafından iyi karşılandıðını yazan gazete, ancak barışı elde etme olasılıðı üzerine ihtiyatın hakim olduðuna işaret etti.

Suriye savaşı ve Ortadoðu’daki gerilimlerin gölgesinde, bu son aylarda on yıldan beridir en yoðun çatışmalarının yaşandıðına dikkat çeken Uluslar arası Kriz Grubu’na dayanarak Haziran 2011 ile Kasım 2012 arasında 900’e yakın kişinin çatışmalarda hayatını kaybettiðini belirtti.

Radikal gazetesi yazarı Cengiz Çandar’ın da hükümetin “çözüm için gerekli olan” hükümetin “kapasitesi ve siyasi cesareti”ni sorguladıðını ifade eden Le Figaro, şöyle noktaladı: “ Bir numaralı halk düşmanı ile açık pazarlıðı üstlenmesi bir ilerlemeyi teşkil etse de, Ankara barışa karşılık hangi somut uzlaşmalara hazır? PKK, diðer şeyler arasında, ülkenin güneydoðusunda Kürt çoðunluklu bölge için siyasi bir otonomi istiyor. Bu ultra-merkezi Türk devleti için bir resiftir. Ülkenin 15 milyonluk Kürtleri için son yıllarda kültürel haklar verildi. Ama 2009 yılından bu yana militanlara yönelik baskı yoðunlaştı. Binlerce kişi ‘terörist bir örgüt üyesi’ suçlamasıyla cezaevlerinde. Geçen hafta, 40 muhalife yönelik 17 yıla varan çok aðır ilk mahkumiyet kararı verildi.”