Kışanak: Erdoðan 'ne oldum delisi' olmuş

Kışanak: Erdoðan 'ne oldum delisi' olmuş

Pazarcık'ta binlerce kişiye hitap eden BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, Kürtlere ve Alevilere yönelik baskı, tutuklama, inkar ve linç girişimini başlatan AKP'nin ideolojisinin ırkçı ve tekçi olduðunu belirtti. Kışanak, Başbakan'ın "ne oldum delisi" olduðunu söyledi.

BDP Maraş'ın Pazarcık Ýlçesi'nde ilçe binası açtı. Açılışa BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, BDP PM üyeleri Ramazan Yıldız, Hüseyin Şarbuk, Kibriye Evren, Zeki Koç, Mehmet Doymaz, Akdeniz Belediye Başkanı Fazıl Türk, Bulam Belde Belediye Başkanı Mehmet Çalðan, BDP Mersin, Adana, Adıyaman, Antep il başkanı ve yöneticileri, Pir Sultan Abdal Derneði Genel Başkanı Kemal Bülbül de katıldı. Ýlçedeki Alevi Kültür Derneði ve Cemevi ziyaret edildikten sonra Pazarcık Ýlçe binasına geçildi. Ýlçe binasının kurdelesi 18 Aðustos 2003'te Kandil'deki 15 Aðustos etkinlikleri sırasında yaşamını yitiren HPG komutalarından Engin Sincer'in annesi Döne ile babası Bektaş Sincer ve Gültan Kışanak tarafından kesildi. Alkış ve zılgıtlarla yapılan açılışta kısa bir konuşma yapan Kışanak, BDP Pazarcık eski Ýlçe Başkan ve yöneticilerinin "KCK" adı altında tutuklanmalarını kınadı.

Ardından BDP'liler Pazarcık'a baðlı Seyrantepe (Topalan) Köyü'nde bulunan Sincer'in mezarını ziyaret etti. Sincer'in mezarına çiçekler bırakılıp saygı duruşu yapıldıðı esnada Sincer'in anne ve babasının "Engin kalk yoldaşların gelmiş" sözleri mezar başındakileri duygulandırdı.

PAZARCIKLILAR TOPRAKLARINIZA DÖNÜN

Daha Sonra BDP'liler Pazarcık Düðün Salonu'nda yapılan halk şölenine katıldı. Binlerce kişinin katıldıðı şölen demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenlerin anısına yapılan bir dakikalık saygı duruşu ile başladı. Şölende konuşan BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, Pazarcık'taki etkinliðe binlerce gencin katılmasından duyduðu mutluluðu dile getirerek konuşmasına başladı. Kürt halkına yönelik tutuklama ve baskı politikalarının boşa çıktıðını ifade eden Kışanak, "Pazarcık'ta binlerce genci ülkesinde, vatanında topraðında görmek bizi gururlandırdı. Bize; Pazarcık'ta yaşlılar dışında kimse kalmamış diyorlardı. Ancak bugün bunca genci vatanında görmek, tüm Pazarcık gençlerinin yüreði bilinci kendi topraðında birliktedir" dedi. Pazarcıklıları topraklarına dönmeye davet eden Kışanak, "Pazarcık'a Kürdistan'a sahip çıktıðınızdan dolayı kutluyorum sizi. Bugün başımız dik onurlu bir şekilde özgürlüðe doðru yürüyoruz. Bugün 8 bin yoldaşımız cezaevlerinde 8 bin Kürt siyasi tutsak sadece demokratik haklarını kullandıkları için, örgütlü bir toplum inşa etmek istedikleri için tutuklanarak zindanlara konuldular. Başta Pazarcık Ýlçe başkanımız, Maraş Ýl başkanımız, Elbistan ilçe başkanımız olmak üzere kendilerine söz veriyoruz; sizin yerinize de çalışacaðız bir deðil on kat daha çalışacaðız. Bir kez deðil yüz kat daha direneceðiz" diye konuştu.

AÇILIMIN GELDÝÐÝ YER: ALEVÝLERE DÝNÝNÝ TAFÝR ETME NOKTASI

Başbakan Recep Tayyip Erdoðan'ın Alevi inancı için fetva verdiðini söyleyen Gültan Kışanak, Alevi inancını sorgulamanın Başbakan'ın haddi olmadıðının altını çizerek, "Tayyip Erdoðan 10 yıldır bu ülkede tek başına iktidar koltuðunu işgal ediyor. Bu ülkenin bütün sorunları büyüdü. Bu ülkede 12 Eylül faşizminin tohumunu attıðı bu despot iktidar halkımızın başına faşist bir yönetim olarak çöreklendi. Sahte Alevi açılımı yaptı. Açılımın geldiði yer Alevilere dinini tarif etme noktasıdır. Alevileri dinlemekten, anlamaktan, saygı göstermekten giderek uzaklaşan Başbakan Tayip Erdoðan Alevilere diyor ki; 'Cemevinde ibadet olmaz.' Sen kimsin ki ne haddine senin. Bir inanca ibadetini nerede yapacaðına karar veriyorsun halife bile olsan kimse sana bu hakkı vermez" dedi.

BAŞBAKAN ‘NE OLDUM DELÝSݒ

Kürtlere ve Alevilere yönelik baskı, tutuklama, inkar ve linç girişimini başlatan AKP'nin ideolojisinin ırkçı ve tekçi olduðunu belirten Kışanak, Başbakan'ın "ne oldum delisi" olduðunu kaydederek, "Şu an sadece Kürtler için geçerli yasalar söz konusu; Kürt gazeteciler cezaevinde, Kürt avukatlar cezaevinde, Kürt sendikacılar cezaevinde, Kürt siyasetçiler cezaevinde, Kürt milletvekilleri, belediye başkanları cezaevinde. Bunun adı ayırımcı, ırkçı bir yargıdır. Bunun da sorumlusu Başbakan Tayip Erdoðan'dır. Çünkü bu zihniyeti kendisi yeşertti. Alevilik inancına karşı da Yargıtay bir karar alıyor; 'Cemevi ibadet yeri olamaz' diye. Şimdi yasanın hiçbir yerinde böyle bir söz ve terim geçmemektedir. Türkiye'nin bu yasalarını beðenmiyoruz; tekçidir, ırkçıdır, otoriterdir ama hiçbir yerinde 'Aleviler ibadetini cemevinde deðil camide yapacak' diye bir şey yazmıyor. Kendisini kaybetmiş ne oldum delisi olmuş iktidarın bataklıðına kendini kaptırmış bir Başbakan ile karşı karşıyayız" ifadesinde bulundu.

KÜRTLER ORTADOÐU HALKLARINA ÖRNEK OLACAK

Pazarcık'tan Suriye'de bulunan Kürt halkına selam gönderen Kışanak, Türkiye ve uluslararası bazı çevrelerin rahatsızlıðına dikkat çekerek şöyle konuştu: "Suriye'de halkların özgürlük mücadelesi var. Otoriter rejime karşı bir deðişim talebi var. Ancak Başbakan Türkiye ve uluslararası bazı güçler orada halkların özgürlük arayışına karşı öylesine tezgahlar kurdular ki neredeyse Suriye halklarını birbirini boðazlayacak bir politika izliyorlar ve Başbakan utanmadan şunu söylüyor. Orada Kürtler kendi anavatanında kendi toprakları Kürdistan'da kendilerini yönetmek istiyorlar ama onlar 'buna müsaade etmeyiz' diyorlar. Sen kim oluyorsun bir halkın kendi kendisini yönetmesine karşı bu kadar pervasızca konuşuyorsun. Kendi ülkende kendi vatandaşlarıyla barışmayı becerememiş 10 yıldır iktidarda akan kanı durdurmak için bir şey yapamamış bir Başbakan olarak, Kürt halkının demokratik yöntemlerle kendi kendisini yönetmemek için mücadele ediyor. Buradan Batı Kürdistan'da halkımızın özgürlük zaferini Pazarcık'tan selamlıyorum. Onlara en güçlü dayanışma duygularımızı gönderiyoruz. Yüreðiniz ferah olsun. Sizler bir kez daha gösterdiniz ki dünyada tanktan, toptan, silahlardan, uçaklardan ve bombalardan daha güçlü bir hakikat var. Bu büyük örgütlü bir halk gücüdür. Kutluyoruz sizi böylesine güçlü örgütlülük yarattıðınız için. Kürtlerin örgütlü mücadelesinin tüm Ortadoðu halklarına örnek olacaðına inanıyoruz" dedi. Kışanak'ın konuşması sık sık "Bijî Serok Apo" sloganları ile kesildi.

BÜLBÜL: AKP BASINI BENÝ HEDEF GÖSTERÝYOR

Pir Sultan Abdal Derneði Genel Başkanı Kemal Bülbül ise, Malatya'da Alevi toplumuna yönelik linç olayını kınadıðı için AKP'ye yakın gazetelerin kendisini hedef gösterdiðini kaydederek, "Alevilere yönelik baskı politikasından vazgeçilmediði takdirde Zülfikar'ı çekmek zorunda olacaklarını" belirtti. Bülbül şöyle devam etti: "Başbakan inkar ve nefret dilini kullandı. AKP'li yetkililer, Diyanet Ýşleri Başkanı, mahkeme, katliamcılara talimat verdiler. Dediler ki; Alevileri katledebilirsiniz. Talimatı verdiler ve ipini koparmış katilleri bizim üstümüze saldırdılar. Alevilerin meşru savunma hakkı doðmuştur söyleminde bulunmuştum tekrarlıyorum. Bizim iki tane silahımız var. Birincisi edebimiz, erkanımız, ilmimiz irfanımızdır. Ýkincisi de Zülfikar'ımızdır. Bize Zülfikar çektirmeyin. Bunun üzerine Akit Gazetesi 'Malatya'nın Aziz Nesin'i' deyip beni hedef gösterdi. Aziz Nesin Türkiye'nin aydınlarından biri, bir aydına benzetilmek bana onur verir. Bu yaşadıðımız topraklar Baba-i Ýshak güzergahıdır. Bu topraklarda biz özgürce yaşayacaðız" dedi.

ALEVÝLERÝN KAPILARI ÝŞARETLENÝYOR

Her Alevi'nin bir Sünni, her Kürdün bir Ermeni, her Türkün bir Kürt arkadaş edindiði takdirde AKP faşizminin boşa çıkacaðına işaret eden Bülbül, "Bu tekçi sisteme karşı Aleviler kendinize bir Sünni arkadaş bulun, Türkler kendinize bir Kürt arkadaş bulun, Kürtler kendinize bir Ermeni arkadaş bulun, Ermeniler kendinize bir Çerkez arkadaş bulun. Ýnadına elinden tutun birliði beraberliði savunun, yoksa bu AKP faşizmini, bu zıvanadan çıkmış Başbakan'ın söylemleri toplu bir katliama doðru gidiyor. Dün de Balıkkesir'de Alevilerin evlerinin kapıları işaretlendi. Basın saðolsun hiç oralı dahi olmadı" şeklinde konuştu.

“BENÝM PÝRÝM KEMAL PÝR’DÝR”

Alevi inancında zulme karşı başkaldıran ve o uðruda yaşamını yitiren, mazlumun hakkını savunanların mürşid olduðunu dile getiren Bülbül, Kemal Pir'i kendisine mürşit kabul ettiðini söyleyerek, "Benim mürşidim Pir Sultanlardır, Pir Seyit Rıza'dır, bir de Pir Mazlum Doðan'dır, Kemal Pir'dir, Hayri Durmuş'tur. Diyarbakır Cezaevi'nde 12 Eylül zulmüne karşı bedenini gram gram eriterek, 'biz yaşamı uðruna ölecek kadar seviyoruz' diyen Kemal Pir sahi bir Pir'dir. Niyaz olsun o Pir'e. Bugün AKP'ye karşı onurluca alanlara çıkmaktan daha büyük keramet yoktur. Seyit Rıza daraðacına giderken 'Evlayi Kerbaleyi mo bê gunayi mo' dedi. Seyit Rıza geri dönmedi niye? 'Kerbela benden davacı olur' dedi. Şimdi sadece Kerbela deðil, Pir Sultan Abdal, Seyit Rıza, Mazlum Doðan, Deniz Gezmiş bizden davacı olurlar. Dilimize, inancımıza sahip çıkalım. Onurumuza sahip çıkalım. Bu görevi yapmak ibadetin ta kendisidir" ifadelerine yer verdi.

Etkinlik Dilok Kültür Merkezi'ne baðlı Grup Arya ile Çocuk korosunun ezgileri ve çekilen halaylarla devam etti. Son olarak sahneye çıkan Sanatçı Ferhat Tunç'un şarkılarını binlerce kişi hep bir aðızdan seslendirdi.

Pazarcık'ta son yılların en görkemli açık hava etkinliðinde Suriye Kürtlerine sık sık selamlama, gönderilirken, bir an olsun "Bijî Serok Apo", "Ýmralı'ya bin selam", "Kürdistan faşizme mezar olacak", "Şehîd namirin" sloganları dinmedi.