Avrupada ekonomik krizinin derinleştiði bir dönemde sosyal demokrat partiler etki alanını giderek genişletiyor. Altı ülkede hükümette yer alan sosyalistler, köklü bir deðişime yol açmasalar da önümüzdeki dönemde Avrupa Konseyi ve Avrupa Parlamentosundaki temsil gücünü arttırmayı umuyor.
Aðırlıklı olarak sosyal demokratlardan oluşan Avrupa Sosyalist Partisi (PES) 28-29 Eylül günü Brükselde kongresini yaptı. Her beş yılda iki kez kongresini toplayan PES, bu yıl özellikle ekonomik krizle mücadele, demokrasinin geliştirilmesi, sosyalist deðerlerin korunması, dayanışma ve hoşgörüye vurgu yaptı. PESin başkanlıðına Bulgaristanlı sosyalist Sergei Stanishev seçilirken, aralarında BDP Avrupa Temsilcisi Eyyüp Dorunun da yer aldıðı 28 parti üyesinden oluşan Başkanlık Konseyi yenilendi. Kongreye CHP ve BDP, "ortak üye" statüsünde katıldı. Her iki parti, PESte eşit statüye sahip.
BDP, PES BAŞKANLIK KONSEYÝ ÜYESÝ
Mevcut durumda PES, doðrudan seçim yolu ile Avrupa Parlamentosunda temsil edilirken, Avrupa Konseyi ve Bakanlar Kurulunda hükümetler düzeyinde yer alıyor. Bununla birlikte bölge komitelerinde de yer alıyor. Avrupa Komisyonunun birçok komiseri de PESe baðlı parti üyelerinden oluşuyor. Avrupa Parlamentosunun başkanı Martin Schulz, aynı zamanda PES Başkanlık Konseyi üyesi olarak BDP ile aynı toplantılara katılıyor. Parlamentodaki sosyalist ve demokratlar grubunun 190 üyesi bulunuyor, bu da grubu parlamento nezdindeki ikinci siyasi güç yapıyor.
Başta Fransa olmak üzere altı ülkede hükümette yer alan sosyalistler özellikle 2004teki Avrupa Parlamentosu seçimlerine hazırlık yaparken, Almanya ve Ýtalyada da hükümetin başına geçmeyi umuyor. Bu aynı zamanda önümüzdeki dönemde genel olarak Avrupa politikasında deðişimlerin yaşanacaðı anlamına geliyor.
Sosyal demokratların iktidarda olduðu ülkelerin hem iç hem de dış politikalarında şu ana kadar köklü deðişimler olmadı. Yunanistan ve Ýspanyadaki sol hükümetler ekonomik krizin altında kaldı, Fransada sert ve yıkıcı geçen Sarkozy dönemi ardından Sosyalist Parti (PS) iktidara geldi. Toplumda belli oranda bir rahatlama yaratsa da, iktidarının daha ilk aylarında liberal ve güvenlikçi politikaları nedeniyle içerde işçiler ve göçmenlerin tepkisini alan PS, dış politikasında da henüz bir deðişikliðe gitmeyerek önceki hükümetin çizdiði yolda ilerliyor.
TÜRKÝYENÝN ÜYELÝÐÝNÝ DESTEKLÝYORLAR
Sosyal demokratların etki alanını genişlettiði bir Avrupada Türkiye ve Kürtlere yaklaşım nasıl olacak? BDP Avrupa Temsilcisi ve PES Başkanlık Konseyi üyesi Eyyüp Doruya göre, önümüzdeki dönemde Avrupa siyasetinde, özellikle Avrupa Konseyini teşkil eden gücün deðişeceði bir yeni tablo ortaya çıkabilir.
BDP iki yıldan beridir düzenli olarak Brükselde yapılan PES Başkanlık Konseyi toplantılarına katılıyor. Bu toplantılarda her üye kendi ülkesindeki genel durum ile toplantı gündemleri üzerine görüş belirtiyor. BDPnin gündeminde ise her zaman Kürtler var. Doru, Bizler de genellikle Kürdistandaki gelişmeleri ve duruma göre, Kürdistanın diðer parçalardaki durumları gündeme getiriyoruz. Toplantılarda BDP olarak sorunlara yaklaşımımızı ve yine Ortadoðu krizi karşısında BDPnin bakış açısını dile getiriyoruz diyor.
Sosyal demokratların aðırlıkta olduðu bir hükümetlerde ve Avrupa kurumlarında, Sarkozy-Merkel ikilisinin aksine Türkiyenin ABye tam üyeliðinin destekleneceði belirtiliyor. Doru, PESin Türkiyeye yaklaşımı konusunda Bunlar şimdiden bir program geliştirdiler. Türkiyenin AB üyeliðini destekleyecek bir politika uygulayacaklar. Daha önce Merkel-Sarkozy Avrupasında Türkiyenin ABye üyeliðinden çok, ekonomik olanaklarından faydalanmak ve yatırımlar yapmak öncelikli olurken, ABye üyeliðine de kesin olarak karşı bir politika izleniyordu deðerlendirmesinde bulunuyor.
PES KÜRT SORUNUNU ÖNCELÝKLERÝ ARASINA ALDI
Ancak özellikle Fransadan sonra diðer ülkelerde de sosyal demokrat partilerin başa gelmesiyle Avrupa Birliðinde genel bir politika deðişikliði olacaðını belirten Doru, Kürtlere yaklaşımın da deðiştiðini düşünüyor.
PES geçen yıl yaz aylarında Kürt sorununun kendi çalışma programında öncelikleri arasına aldı. Diyarbakırdaki KCK davasını izlemek üzere büyük bir heyet gönderdi. 2011de aynı zamanda ilk kez tüm PES partilerini temsilen Diyarbakıra resmi bir ziyaret de gerçekleşti. PESin Kürt sorununu öncelik haline getirmesinin başlı başına bir tanıma olduðunu söyleyen Doru, Bu başlı başına bir tanıma anlamına geliyor. Buna karşın ancak daha fazla çaba bunu ileriye taşıyabilir diye konuşarak.
Peki Kürt sorununda nasıl bir program oluşturulacak? Doru, Bu önümüzdeki dönemde PES bir çalışma programı uygulamayı düşünüyor. BDP ile CHP arasındaki sorunlar ve genel olarak Kürt sorununa çözüm ile ilgili bir plan-program çıkarmak istiyorlar. Bunda da tabi ki BDPnin çalışması belirleyici olacaktır ifadelerini kullanıyor.
KÜRTLERE STATÜ DÜŞÜNCESÝ YERLEŞTÝ
Ancak henüz netleşen bir program yok. Doruya göre yıl içinde bu yönlü çalışmalar daha da belirginleşecek: Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz da bizim Başkanlık Divanı üyemiz. Önümüzdeki süreçte inisiyatif alma çabaları olacak. Kendisi daha önce Ankaraya gitti ve Kürt sorununa ilişkin düşüncesini açıkça ortaya koydu. PESte şöyle bir düşünce artık net: Kürt sorununu çözümü, PKK ile diyalogdan geçer. Türkiye Kürt sorununu çözmek için PKK ile görüşmek zorundadır. Bu net bir şekilde ortaya konuyor. Bunu hızlandırmak ve daha somut bir programa dönüştürmek biraz bizim yapacaðımız çabalara ve belirleyici güç olarak alacaðımız role baðlıdır.
Doru, şu çarpıcı deðerlendirmede bulunuyor: Kürt halkının verdiði mücadele sayesinde AB nezdindeki tüm kurumlarda Ortadoðunun yeni şekillenmesinde Kürtleri statüsüz bırakmanın imkansız olduðu düşüncesi artık yerleşmiş durumda.
FRANSADA HENÜZ CÝDDÝ BÝR DEÐÝŞÝM YOK
Sosyalist Partinin iktidarda olduðu Fransada Kürtlere yaklaşım konusunda henüz ciddi bir deðişim gözlenmedi. PKK ile mücadele adı altında Ankara ile Paris arasındaki güvenlik işbirliði anlaşması iptal edilmedi. Kürtlere yönelik operasyonlar ve baskıcı Türk rejimi ile ekonomik ve siyasi ilişkiler sürüyor. Hükümet Türkiyedeki aðır hak ihlalleri karşısında eleştiri yapmaktan bile uzak duruyor. Diðer bir ifadeyle eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy döneminin Türkiye ile ekonomik ve siyasi çıkarlar doðrultusundaki işbirliði çizgisi korunuyor.
Devlet politikalarında ciddi bir deðişiklik sözkonusu deðil diyen Doru, Sosyalist Parti vekilleri ve yetkilileri ile yaptıkları görüşmelerde artık Sarkozy politikasının deðişmesi ve Kürt gerçekliðinin görülmesi gerektiðini söylediklerini belirtiyor. Ancak halen ciddi bir deðişiklik görmüyoruz. Önümüzdeki sürekçe biraz daha kendisini ortaya koyacak diyerek sözlerini sürdüren Doru, Kürt mücadelesine yönelik dayanışması ile de dikkat çeken PES Genel Sekreteri Philip Corderynin Fransa Parlamentosu dışilişkiler komisyonunda yer aldıðına işaret ediyor.
Diplomatik mücadelenin uzun süreceðini belirten Doru, Bir günde, iki ayda, beş ayda deðişecek şeyler deðil diye ekliyor. Devlet politikalarının onlarca yıl üzerine kurulu olduðunu dile getiren Doru, Bunları deðiştirmek kolay deðil vurgusunu yapıyor.